Bandırma Kent Konseyi Kadın Meclisi 25 Kasım Kadına Yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele ve dayanışma günü dolayısı ile basın açıklamasında bulunuldu.
Kadın meclisi Başkanı Dilek Karaaslan'ın okuduğu basın açıklamasına, kadın meclisi üyeleri Semra Ulaş ile Betül Moralı'da katkıda bulundular.
"Bandırma Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak; 25 Kasım Kadına Yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele ve dayanışma günü nedeniyle hazırladığımız "Kadına Şiddete Hayır" Basın Açıklamamıza hoş geldiniz… Sesimize ses olduğunuz için çok teşekkür ediyoruz.
Öncelikle Başöğretmen Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK başta olmak üzere, geleceğimizin mimarı tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım öğretmenler gününü kutluyoruz..
Filistin'de yaşanan soykırımı kınıyoruz. Hayatın her türlü koşullarında hırpalanan, yaşamını yitiren tüm kadın ve çocuklarımızı saygıyla anıyoruz..
Diktatörlük karşıtı “Clandestina” hareketinin kurucusu Patria, Minerva ve Maria Terasa yani Mirabel kardeşlerin katliamından 39 yıl sonra 25 Kasım Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için uluslararası mücadele günü olarak benimsenmesine karar verildi..
Dünya genelinde her üç kadından biri hayatında en az bir kez genellikle erkekler tarafından cinsel veya fiziksel şiddete maruz kalıyor .Fiziksel şiddet yetmiyor, kadın; sadece “kadın” olması sebebiyle küçük görülüyor, herhangi bir işi yapamayan, beceriksiz biri olarak itham ediliyor, kişiliği ve fikirleri önemsenmiyor. Karşısına çıkan fırsatlara engel olunuyor, önüne geçiliyor ama bitmiyor. İstemediği cinsel birlikteliğe zorlanıyor, yetmiyor; istemediği biriyle evlenmeye, çocuk yaşta evlendirilmeye mahkum ediliyor. Savaşta ölüyor, aşkta ölüyor, işte ölüyor, öldürülüyor…Korkuyor ,susuyor, susturuluyor… Yasalar yetmiyor, ölümler bitmiyor.!
İnsanlık; kadına sağlaması gereken, kanunda belirtilmiş hakları, adaleti uygulamakta hep sınıfta kalıyor. Unutuluyor, sıradanlaştırılıyor, alışılıyor …
Kadın yaşamı elinden alınmasına rağmen hak arayışını ölünce bile sürdürüyor.
Mücadele; evde, işte, sokakta kadının sanki altın prangası gibi hayatında takılı kalıyor.
Yetersiz kalan kanunlar, hatta hiç tecelli etmeyen adalet, dalga geçer gibi beyan edilen sözde çözümler, Pandemi ile beraber artan maddi geçim sıkıntıları, kadınlar şöyle giyinsin, böyle gülsün safsataları, her geçen gün güncellenen, kişiselleştirilen din kültürü ve ahlak bilgileri, televizyonlarda yayınlanan diziler sayesinde kadına yapılan şiddet güzellemeleri , eğitim yoksunluğu, aslında üstesinden geleceğimiz çözeceğimiz sorunsallar, bir türlü bitmek bilmiyor. İnsan sağlığı, onuru, güvenliği ve bağımsızlığı ihlal ediliyor, toplumun kumaşı zayıflatılıyor,…
Dünya üzerinde ve ülkemizde birbirini tamamlayan önemli parçalardan Eğitim, Sağlık, Yargı, Güvenlik gibi, birinde birşeyler yolunda gitmediğinde şiddeti, mağduriyeti yaşayan hep zayıf görünen, korunmaya en çok ihtiyaç duyan kadınlar, çocuklar, ve doğamız zarar görüyor..
Cinsel bedensel ve psikolojik şiddete, geleceğimizin umudu çocuklarımıza yapılan istismarlara, haince gerçekleştirilen doğa katliamlarına , hayvanlara yapılan eziyetlere caydırıcı ve ağır ceza ve değer arttırıcı politikalar yatırımlar istiyoruz. Gelecek güzel günleri de beklemiyoruz, aksine güzel günleri yaratmanın sorumluluğunu üstleniyoruz.
“Bir anne tüm dünyayı değiştirebilir”den yola çıkarak kırsal mahallelerimizde okuma yazma oranının arttırılmasını ve mesleki beceri kurslarının daha çok açılmasını istiyoruz.. Girişimcilikte, siyasette, özel sektör ve kamu paydaşlarında çalışan, ilham veren kadınlarımızla gurur duyuyor, bu alanlarda kadınların daha çok yer almasını istiyoruz.
Giyimi, özel yaşantısı, maddi durumu, inançları, ve statüsü nedeniyle kimsenin kimseyi hedef göstererek eleştirmediği, aile içinde, okulda, iş yaşantısında şiddet içermeyen pozitif davranışların pekiştirildiği, ekonomik özgürlüğün tam olarak elde edildiği, hızla gelişen teknoloji ile tüm üretim ve eğitim olanaklarından eşit faydalandığımız, siyasette bir yüzdelik bir kontenjan olmaktan eşit Temsiliyete geçtiğimiz, erkek egemenliğin gölgesinde değil kol kola yan yana olduğumuz, çocukluğumuzu tül parçalarında unutmadığımız, yaşam yardım çığlıklarımızın son bulup kahkalarımız yükseldiği, saçlarımızı rüzgarda savurduğumuz hak ettiğimiz bir dünyayı istiyoruz. İnşa ediyoruz.
Mirabel kardeşlerin mücadelesi tüm dünya kadınlarının mücadelesidir, çünkü dünyanın neresinde olursa olsun "ben kadınım" demek yürek ister!
YÜREKLİYİZ! Ve DİYORUZ ki ;
Gücünü Mustafa Kemal Atatürk’ün , O işaret ettiği eşit ve çağdaş kadından alarak; emek hakkımızdan, saygı, güven ve değer gördüğümüz bir hayata sahip olmaktan, kahkahalarımızdan, ve en önemlisi CUMHURİYETİMİZDEN asla vazgeçmiyoruz..
Varız! Buradayız! İstersek adam gibi, istersek kadın gibi, kız gibi olmaya da devam edeceğiz..
DİLEK KARAARSLAN
BANDIRMA KENT KONSEYİ KADIN MECLİSİ BAŞKANI