Demokrat parti Kadın kolları genel başkanı Kahveci İktidarı yasa yapma konusunda uyardı.
``Kişiye özel kanun çıkartan iktidar, Bürokratlarını yargı önünde koruma altına almıştır.``
Türkiye'de ve dünyada kanun koyucunun yasama sürecinde yasa yapmasının temel ilkeleri vardır: Temel ilke kamu yararı gözetilmesidir. Yasama sürecine hakim olması gereken diğer ilkeler ise ADALET, FIRSAT EŞİTLİĞİ, HUKUKUN İÇSEL AHLAKİLİĞİ, ETKİN VE ADİL OLMAK gibi ilkelerdir.
Bir diğer ilke TEMSİL İLKESİNİN HAYATA GEÇİRİLMESİDİR Yani yasayı çıkarmadan önce açık ve seçik olarak tüm menfaat gruplarının toplandığı forum olarak çalışılmalıdır. Ki şu andaki SEÇİM SİSTEMİMİZ YASA YAPARKEN TOPLUMU OLUŞTURAN TÜM MENFAAT GRUPLARININ MECLİSTE TEMSİLİNE İMKAN VERMEDİĞİ İÇİN ÇIKARILAN YASALAR DA TOPLUMUN HER KESİMİNİ TATMİN ETMEMEKTEDİR.
O halde seçim sistemini değiştirmeden çıkarılan yasalar kalıcı olamayacaktır. Yine yasama sürecine hakim olması gereken bir diğer ilke KARŞIT GÖRÜŞLERE SAYGI, MÜZAKERE, TEPKİSEL MÜZAKERE ilkesidir. En azından muhalefetin de görüşlerini AÇIK, ÖNYARGISIZ müzakere eden parlamento tarafından çıkarılan yasalar toplumun geniş kesimlerini tatmin edecektir.
Parlamentolar sadece çoğunluğun görüşlerine yer verilen demokrasi kurumları değildir. KAMUYA AÇIKLIK İLKESİ de yasama sürecine hakim olan bir diğer ilkedir ki bugün MECLİS TV'nin yayınlarına kısıtlama getirilmesi bu ilkeyi zedelemiştir. Dikkat edecek olursak bugün meclisten çıkan hiçbir yasada bu ilkelere uyulmamakta hatta kişilere veya belli gruplara özel yasalar çıkarılmaktadır. Yasa yapmak parlamentoya aitken YASALARI UYGULAMAK VE HUKUK YARATMAK YARGININ GÖREVİDİR. YARGI da görevini yerine getirirken muğlak ve belirsiz, kişiye özel hukuk yaratamaz. Aksi takdirde YARGININ BAĞIMSIZLIĞINDAN VE TARAFSIZLIĞINDAN SÖZ EDİLEMEZ. dedi.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti olmaktan çıkmıştır. Hukuk kuralları tersyüz edilmiş, KANUNLAR RUHUNDAN KOPARILMIŞTIR. Bu hükümet döneminde kanun yapma sürecinde mesela TORBA KANUN diye bir sistem uygulanmaktadır ki hukuk faciasıdır. Farklı hukuk dallarında yer alan kanunları aynı torbaya koyarak değiştiremezsiniz. Hangi kanun hangi torbada değişti takip edilemez bir hal alır; bu da uygulayıcılara( hakimlere,avukatlara,mali müşavirlere vs.) darbe vurmaktan başka bir şey değildir. Bakıyorsunuz vergi borcu taksitlendirmesi ile sosyal güvenlikle ilgili yasa değişikliği bir torbada veya icra iflas, ceza kanunu ve basın kanunu ile değişiklik başka bir pakette yer alıyor. Hükümet bakkal mı işletiyor,devlet mi yönetiyor, kanun mu değiştiriyor? Görüyoruz ki son günlerde çıkarılan hiçbir yasada yasama sürecinde kamu yararı,adalet,eşitlik gibi yasa yapma ilkelerine de uyulmamaktadır.
Ülkeyi yöneten erkler arasındaki iktidarın en büyük güvencesi bağımsız ve tarafsız yargı olmalıdır. YETKİ VE SORUMLULUK PARALELDİR. Ne kadar çok yetki o kadar çok sorumluluk getirir. O halde atılan her adımın hesabı yarın sorulacaktır.
Dünya parlamentoları tarihinde Hitler ve Mussolini örneklerini örnek alarak kişiye özel kanun çıkartan parlamentolara Afrika'da rastlanabilir. Ülkenin meclis ve Cumhurbaşkanı'nın bu kanunlara çekince koymaması aksine destek vermesi ise ülke'nin hukuk düzeni dışında bir mantıkla yönetildiğinin açık bir göstergesidir. Bir Kısım bürokrat için kişiye özel düzenlemeye giden iktidar , nüfusun geriye kalan yetmiş dört milyonu içinde aynı düzenlemeyi kişiye özel olarak yapabilir mi?
Hükümet ve bürokrasi hukuk dışı işlere bulaşmıştır. Kanun çıkartmak suçu örtbas etmekle gerçekler örtbas edilemez. Bunun adı skandal'dır.
Milletin gözü önünde cereyan eden bu hukuk dışılık günü geldiğinde millet adına hesap soracak olan yargı önünde ortaya çıkacaktır.
Sayın Hükümet ve iktidarın meclis çoğunluğunun yanında tarafsızlığını kaybetmiş meclis başkanı ve Sayın Cumhurbaşkanı devamlı surette yakınma gösterdikleri Bürokratik oligarşi ve üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğünü tesis edeceklerine dair beyanları ile önümüzde ki tablo birbirine zıt olup burada hükümetin son dokuz yıl'dır kendisi ile çeliştiği ortaya çıkmıştır.
Millet'ten saklanarak gerçekleşen bu uygulamalar artık milletin gözünün önünde sadece bürokrat ve hükümeti korumaya yönelik olmayıp aynı zamanda bölücü terör örgütü mensupları kişiye özel olarak çıkartılan yasalarla yargı önünde koruma altına alınmıştır.
Takdir yüce milletin dir. dedi.