Narlı yolunda modern Robinson
Eski maliyecinin yeni yaşamı görenleri imrendiriyor.
Erdek, Narlı karayolu 16 km`de 14 yıldır sıra dışı bir yaşan süren eski maliyeci Kemal Talaş(57)in Modern Robinson yaşantısını gören kendisine imreniyor.
Bandırma Manşet`in sıra dışı araştırma haberlerinin bu serüvendeki konuğu eski maliye elemanı emekli Kemal Talaş.
Kemal Talaş (57) görev yaptığı maliyenin bölgemizde ki değişik ilçelerinde sürdürdüğü memuriyet hayatını Erdek`te noktalamadan önce balık tutmak için gittiği Erdek, Narlı karayolu 16. km sinde bulunan, bölgede Savcının Çeşmesi olarak bilinen vadinin denizle buluştuğu noktayı kendine cennet yaptı.
4 Çınar ağacının, denizin maviliği ile buluştuğu noktada, denizin ve ortamın taşları ile yaklaşık 100 m2 yaşam alanı yaratan Kemal Talaş, kelimenin tanımı ile tam bir Robinson hayatı yaşıyor ancak, Modern şeklini.
Nasıl mı ? diyeceksiniz !...
Kemal Talaş öncelikle taşlık, yamaç ve mezbelelik alana küçük bir giriş açması ile başlayan çabası, 14 yıl sonra mutfağı, kayığı, Çadır`dan kütüphanesi, oturma odası, ızgaraları, sayısız balık av malzemesi, Güneş ısıtmalı duşu, kümesi ve son iki yıldır rüzgar paneli ve rüzgar gülü ile 600hw elektriği ile modern bir Robinson hayatı yaşıyor.
Kendisine doğa ile iç içe yaşamı, yaşam biçimi seçen Kemal Talaş`ın Erdek`te oturan ailesi ise zaman zaman kendisine misafir oluyor.
Talaş ailesinin geleceği gün özel Balık menüleri hazırlıyor, Balık sofraları onun öncelikli vazgeçilmesi, öyle ki zaman zaman, sucuk yumurta veya melemen yaparak övün şaşırtsa da Balık mutfağın öncelikli menüsü.
Savcının Çeşmesi hikayesi ....
Kemal Talaş`ın mekan edindiği koyun bir adı yok, adı savcı olan Melek Çelik`in elim bir trafik kazası sonucu yaşamını kaybetmiş olması anısına ailesi tarafından, ruhuna şükür çeşmesi yapılan vadinin denizle buluştuğu bu noktaya Savcının Çeşmesi denmiş ve böylede bilinmiş.
Savcı Melek Çelik`in adına yapılan hayrat çeşmesi öylesine sıradan bir çeşme değil, suyu Kapıdağ`ın duruklarındaki granit kaynaklarından geliyor. İçen içiyor, Kullanan kullanıyor, Deposundan taşan akıp deniz gidiyor.
Kemal Talaş bir zamanlar çeşmenin taşan suyuna bağladığı hortum ile nerede ise Çınaraltı, yalı palas`ına şebeke suyu getirmiş, Getirmiş ama birilerinin gözü bu çağdaş nimeti gözü götürmemiş, Gece olup ay battığında kesivermişler hortumu!...
Mükemmel bir çay....
Hikayemizin kahramanı Kemal Talaş`la söyleşimiz sürerken bir taraftan da yeni demlenen çayı içiyoruz.
O da ne mükemmel bir tat, Çay tiryakilerinin km lerce yol kat edip içmeyi arzuladıkları bir tat. Soruyoruz nedir bunun kerameti diye, Talaş; Beyim Savcı Melek Çelik hayratıdır, her yudumda ruhuna Fatiha okunsun diye ailesi uzun araştırmalar sonucu bu suyu bulmuş, çayın demi de, tadı da oradan geliyor.``
Kemal Talaş, modern yaşamdan uzaklaşmış ama, dünya görüşünden elbette uzaklaşmamış, çadırının bir bölümünde oluşturduğu kütüphanesinde bulunan kitaplar belki birkaç kez okunmuş, belki tekrarlar, tekrarlanacak, zaman olduğu sürece.
Kemal Talaş`ın aslında pek boş vakti yok, şöyle alıcı bir gözle süzdüğümüzde nerede ise üzerinde 1 gram yağ yok, ilerlemiş yaşına rağmen son derece sağlıklı, nedenini soruyoruz elbette öncelik spor.
Kemal Talaş sabah`ın ilk ışıkları ile uyanıp denize dalarak başladığı günü dağ yürüyüşü ile sürdürüyor.
Tabi bu arada unuttuk Talaş`ın 8 aylık birde yavru Kaniş`i var adı Ceviz, Ceviz`i ilk gören hücum kıtası ile karşı karşıya kaldığını sanır ancak asırmak gibi bir alışkanlığı yok. Kemal Talaş, yol arkadaşı Ceviz`le başlayan tırmanışı yaklaşık 1 saat sürüyor.
Her yokuşun bir inişi var, dönüş yolu ganimet yolu, Cevizle başlayan sohbet Kekik ve Ada çayı toplayarak dönüş tamamlanıyor.
Bu gezinin nimetleri her sabah özenle kurutulmak üzere asıldıktan sonra, 2. deniz banyosu başlıyor. sonra sabah kahvaltısı.
Kemal Talaş`ın 14 yıldır yaşadığı sakin koyun son yıllarda hafta sonları konaklayan çadırcı komşuları var.
Onlar Modern Robinson`u karşıdan gördüklerinde önce anlam veremiyorlar ancak daha sonra Güneş paneli ve Rüzgar gülü ile Elektrik ürettiğini öğrenince şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar.
Yaşam bu, bizim modern Robinson`da nerede ise yok, yok ama kendi açısından zararlı gördüğü modern cihazlar elbette yok, bunların başında da televizyon geliyor. Talaş kesinlikle televizyon istemiyor, çünkü televizyon onu gündelik işlerinden alı koyuyor.
Küçük radyosu ona yetip artıyor. Balık tutmak için denize açılırken soruyoruz, ``Çadır yalı palas`ın önü hem taşlık, hem de çok yosunlu niye temizlemiyorsun``
- Temizlik imandan gelir ama ben doğayı olduğu gibi seviyorum, hatta karşıdaki kumsala vuran yosunları toplayıp atıyorlar, ben olsa atmam, onlarla birlikte yaşayan organizmalar var, yaşam bir bütün yok ettiğimiz her hücre, yaşamsal ritmimizin kaybolan değerleridir.``
Eski Maliyesi, yeni yaşamının Robinson`u Kemal Talaş mütevazı yaşamının öğle saatlerini değişik dallarda asılı iki hamağında uyuyarak geçiriyor. Öğleden sonra programda ise balık tutmak var.
Çapariden başka olta kullanmıyor, her şeyin azı karar bazen hava elvermez se dolap olmadığı için balık saklama olanağı yok, o zaman öğün yumurtaya kalıyor ancak üç tavuğu kısa bir süre önce Tilkiler yemiş yenisini almaya da cesaret edemiyor.
Bu yaz tavuksuz, organik yumurtasız geçecek... Akşam saati yaklaşıyor, Robinson Kemal Talaş`ın 41 basamaklı çadır yalısından yavaş yavaş yola çıkıyoruz. Bizi Çevizle birlikte uğurluyor, Kapının önünde kendisine göre ``Cadillac`` Honjin motoru duruyor onunda ömrü miladi. Yolun sağına soluna baktığımızda bir şaşkınlık daha yaşıyoruz o da ne, son model sıkıştırmalı çöp kamyonu Çadır yalı, palas`ın çöpünü alıyor.
Pes bizden bu kadar.… Zeki KARADENİZ