5.Aralık 1934 den yaklaşık iki ay sonra yapılan seçimlerde 17 kadın, milletini mecliste temsil hakkı kazanmıştır. 1920 de başlayan yasama döneminden sonraki beşinci dönemde kadınlar seçme ve seçilme hakkına sahip olabilmesiyle meclis, %4,5 oranında kadın temsiliyetine kavuşmuştur. Aradan geçen zaman içinde temsiliyet oranı gittikçe düşmüş 1950 seçimlerinde %0,6 ile en düşük oran gerçekleşmiştir. İlk seçimlerdeki orana ancak 72 yıl sonra 2007 de %9 oy oranıyla ulaşılabilmiştir. Bu oran giderek yükselip son seçimlerde %20,1 e çıkmıştır. Bu kadın temsiliyeti için kabul edilebilir, makbul bir durum olmaktan çok uzaktır. Son, 28.ci dönem seçimlerdeki oranların yükselme eğilimi gösterme nedenlerini de doğru irdelemek gerekir. Meclis mutfağı olarak bilinen ihtisas komisyonlarında kadın temsiliyetinde dengesizlik daha derin olup, sadece Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda kadın lehine çoğunluk bulunmaktadır. Bu veriler ışığında ülkemiz dünya devletleri arasında 133.cü sıradayken 113 sıraya yeri değişmiştir.
Burada dikkat çekmek istediğimiz konu, seçilen kadın vekillerin siyasete kadın bakış açısını taşıyacak nitelikte olması, ataerkil davranış ve söylemler içeren kadın temsiliyetine olanak tanınmamasıdır. En çok vekil çıkarma oranına sahip siyasi partinin oy aldığı alanlardaki kadınların tam da bu dengede hayatlarını sürdürmediği göz önüne alınmalı, meselenin oran yükseltmekle çözülmüş gibi olmayacağına dikkat edilmelidir.
İktidar anlamı itibarıyla; iyi yönetme, toplumu ileriye taşıma, mutlu huzurlu, sağlıklı bireylerden oluşan bir toplum yaratma görevini yüklenme iken, hırsa dönüşmüş tutkuyla , toplumu yorgun, mutsuz, sıkıntıya sokup, çatışmaya sürüklemekte sakınca görmez hale geldiğini üzüntüyle izlemekteyiz.
Kadınların asla kabul etmediği bu iktidar anlayışı da kadın temsiliyetinin artmasıyla evrilecektir.
Bu bağlamda kadınların var gücüyle siyasette yer alması gerekmektedir. Aklı başında, iyileştirici projelerle, birbirinin emeğine, yaşam hakkına saygı duyan siyasetin sürüdürülebirlik açısından çok değerli olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
1934 yılında alınan haklara sonuna kadar sahip çıkmalı, her partide %50 oranında vekil temsiliyeti için mücadele edilmelidir.