Kadın Meclisi Başkanı Nur Hancıoğlu, katılmama gerekçesini düzenlediği basın toplantısında açıkladı.
Hancıoğlu’nun açıklaması şöyle:
“Kadın, toplumun temel taşıdır. Bir anne olarak, nesilleri yetiştirir. Bir emekçi olarak ekonomiye katkı sağlar, bir lider olarak değişimin öncüsü olur. Ancak tarih boyunca kadınlar, hakları için mücadele etmek zorunda kalmış ve çoğu zaman siyasetin içinde kendilerine yer açmaya çalışmışlardır. Oysa kadın, sadece bir siyasi figür ya da seçim malzemesi değildir. Kadınları hangi ideoloji ya da partiye mensup olursa olsun, ortak bir güçtür ve bu güç, siyasetin ötesindedir.
Bandırma Kent Konseyi olarak, 11 Şubat tarihinde yaptığımız Yürütme Kurulu toplantısında, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yürüyüşünün, daha önceki yıllarda Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından organize edilmesine oy çokluğu ile karar verilmiştir. Alınan bu karar sonucunda geçici tertip komitesi kurulup, tüm bileşenlerle irtibata geçilip toplantı yapılacakken, tamamen art niyetli ve ayrıştırıcı bir niyetle bu bilgiler dışarıya çarpıtılarak aktarılmış ve kamuoyunda şahsım ve Kadın Meclisi üyelerimin bölücü ve ayrıştırıcı duruma getirilmesi için bir karalama kampanyası başlatılmıştır.
Kadın emeğinden bahsederken, kadına yönelik mücadeleyi savunduğunu iddia eden kimi kişiler, şahsım ve Kadın Meclisi Yürütme Kurulu üyelerine gerek sosyal medya, gerekse yüz yüze psikolojik baskı uygulamışlardır. Kent Konseyi’ne geldiklerinde ise nezaketten uzak bir tutum sergileyerek, masalara vurmaları ve yüksek perdeden konuşmaları, demokratik tartışma ve saygı temelinde yürütülmesi gereken bir diyalog ortamına zarar vermiştir. Bu tür yaklaşımların kabul edilemez olduğunu vurgulamak isteriz. Bu söylemler, kadın hakları mücadelesinin temel ilkeleriyle bağdaşmamakta, toplumsal barışı zedelemektedir. Bandırma Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak ayrıştırıcı anlayışı kesin bir şekilde reddediyoruz.
Kent Konseyi bileşenlerinde her siyasi görüşten sendika, sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti temsilcileri yer almaktadır. Bu nedenle Kent Konseyi Yürütme Kurulu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınları Günü’nde düzenlenecek olan yürüyüşün daha kapsayıcı olabilmesi adına etkinliğin, Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından düzenlenmesine karar vermiştir. Bu karar, Bandırma’daki her görüşten, her kesimden kadının bu önemli günde bir araya gelmesini ve ortak mücadelesini pekiştirmesini sağlayacaktır.
Bandırma, özgürlüğün, dayanışmanın, hoşgörünün kenti olmuştur. Bu kentte kadınların hak mücadelesi ayrışma değil, birlik ve dayanışma üzerine kuruludur. Ancak son günlerde, ‘Emekçi Kadın Platformu’ sözcüsü ve Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi İpek Çetinkuş’un dile getirdiği ayrıştırıcı söylemler, kadınların ortak mücadelesini gölgelemeye çalışmaktadır. Bu tür bir yaklaşım, kadın hakları mücadelesinin ruhuna aykırıdır ve bizler, Bandırma Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak bu ayrıştırıcı anlayışı reddediyoruz.
Kadınların eşitlik mücadelesi bir ideolojinin veya siyasi görüşün meselesi olamaz. Bu tüm insanların ortak sorumluluğudur. Kadın hakları, seçim vaadi değil, toplumsal adaletin temelidir. Kadınlar, haklarını savunmak için siyasetçilerden icazet beklemek zorunda değildir. Çünkü kadınlar, sadece oy verenler değil, hayatın her alanında karar vericilerdir. Kadınların mücadelesi sadece kendi hakları için değil, tüm toplumun geleceği için de gereklidir. Kadın dayanışması, siyasi sınırları aşmalıdır. Kadınlar bir arada durdukça güçlenirler. Kadınların mücadeleleri siyasi ideoloji ya da herhangi bir parti fark etmeksizin, birleştiği bir güç yaratmaktadır. Bu yüzden kadın dayanışması ve mücadelesi tüm farklılıkları kapsamalıdır.
Kadınlarımızın yer aldığı bir mesajlaşma platformunda, Bandırma Belediyesi’nin şu an sosyal demokrat parti tarafından yönetildiği vurgulanarak, gelecekte muhafazakâr bir belediyeye yönetimi geldiğinde kadın hareketinin zayıflayacağı iddia edilmiştir. Bu söylem yalnızca siyasi bir tahmin olmanın ötesinde kentte yaşayan binlerce muhafazakâr kadını ötekileştiren ve kadın dayanışmasına zarar veren bir anlayışı yansıtmaktadır. Bu söylemler, kadın hakları mücadelesinin temel ilkeleriyle bağdaşmamakta, toplumsal birlikteliği zedelemektedir. Bandırma Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak bu ayrıştırıcı anlayışı kesin bir şekilde reddediyoruz.
Kadın emeği, toplumun ortak değeridir.
Bandırma’da muhafazakâr, solcu, seküler, liberal ya da milliyetçi tüm kadınların emeği değerlidir. Bereketli Ayşe’nin tuttuğu balık da, fabrikada tavuk yolan Selma’nın emeği de, Organize Sanayi Bölgesi’nde hakları gasp edilen Filiz’in mücadelesi de, hastalarına şifa dağıtan Duygu çalışması da, adalet peşindeki avukat Burcu’nun hukuk savaşı da aynı düzeyde önemlidir. Kadın emeğinin hiçbir ideolojiye ait olmadığı gerçeği göz ardı edilmemelidir. Bir belediye yönetiminin değişmesi, kadın haklarını savunma noktasında hastalıklı bir zihniyetin bahanesi durumuna getirilmemelidir. Kadın emeğini bir kalkana dönüştürerek siyasi rant sağlamak, kadın mücadelesine zarar vermektedir. Kadın hakları, her düşünceyi, ideolojiyi ve inancı kapsayan ortak bir mücadeledir ve asla belirli bir ideolojiye indirgenemez. Kimsenin de tekelinde değildir.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde düzenlenecek yürüyüşün Emekçi Kadın Platformu tarafından organize edilmesini savunan bazı isimler, yürüyüşün bir siyasi partinin güdümünde olmaması gerektiğini iddia ederken, pankartları hangi siyasi partinin binasında hazırladıklarını kendilerine sormalıdırlar. ‘Küçük olsun, bizim olsun’ anlayışına sahip kişiler, Bandırmalı kadınları temsil ettikleri yanılgısına düşmesinler. Toplumsal temsil ancak kapsayıcı ve çoğulcu bir yaklaşımla mümkün olabilir.
Sonuç olarak, belirtmiş olduğumuz bu açıklamanın ışığında, Bandırma Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak göreve başladığımız günden bu yana çalışmalarımızda yer almak ve paydaş olmak isteyen herkese kapımızı ve kollarımızı açtık. Hiçbir zaman bölen veya taraf olmadığımız açıktır. Bizler, her zaman kadınların toplumsal, ekonomik, siyasi ve kültürel alanlarda eşit haklara sahip olmasını hedefleyen bir yol haritası ilerledik. Kadın hakları savunuculuğunun kolektif bir bilinç ve dayanışma ile mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle 8 Mart 2025 tarihinde planlamış olduğumuz ‘Dünya Emekçi Kadınlar Yürüyüşü’nü gerçekleştiremeyeceğimiz tüm kamuoyunun bilgisine sunarız.”
