Demokratik Kitle örgütlerini Büyük Şehir paniği sardı. Kent konseyi olağan üstü toplanarak yazılı bir basın bildirisi yayınladı.
İçlerinde Balıkesir`inde yer aldığı 13 ilin Büyük Şehir yapılmasına ilişkin kanun teklifinin TBMM gündemine alınması ardından Büyük Şehir`e karşı olan demokratik kitle örgütleri ayağa kalktı.
Bandırma Kent meslisi tek maddelik gündem ile olağan üstü toplanarak bir basın bildirisi yayınladı.
BANDIRMA KENT KONSEYİ BASIN BİLDİRİSİ
Balıkesir'in Büyükşehir Olmasının Bandırma ve Beldelerine etkileri: Yerel yönetimler günümüz yönetim sistemlerinin önemli unsurlarıdır.
Bu bağlamda hizmetlerin sunumunda gözlemlenen yetersizlikler ya da idari ve siyasi yeniden yapılanma süreçleri merkez-yerel ilişkilerindeki değişimleri de beraberine getirmiştir.1980 sonrası dönem de özellikle Büyükşehirlerle ilgili düzenlemeler yapıldığı, ciddi yetkilerin yerel yönetimlere devredildiği ve yerel yönetimlerin bazı açılardan güçlendiği bir dönem olmuştur. 2000'li yılların ortalarında başlayan reform sürecinde de yerel yönetim kanunlarındaki değişiklikler aracılığıyla merkezi yönetimin bazı yetki ve görevlerinin yereldeki aktörlere devredildiğini gözlemleyebiliriz. Güçlü bir merkeziyetçilik eleştirisinden beslenen bu reform sürecinin devamında ise İstanbul ve Kocaeli illerimizin tamamı Büyükşehir statüsü kazanmış, yine bu dönemde bazı belde belediyelerinin mevcut ya da yeni kurulan belediyelere bağlandığı bir dönem olmuştur.
Bu alandaki arayışlar günümüzde de devam etmektedir. Çünkü reformlar sonrası süreçte hizmet sunumu anlamında sorunların devam ettiği ve bu sorunlara çözüm oluşturacak çerçevenin ne olması gerektiği sorularına net çözümler üretilememiştir.
Bunun en önemli göstergesi de Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın partisinin Kahramanmaraş'taki mitingi sırasında yaptığı açıklamada nüfusu 750 bini geçen illerin seçimden sonra büyükşehir olacağını açıklamıştır.
11 ilin bu hakkı kazandığını belirten Erdoğan, 2014 yılına kadar nüfusu 750 bini aşan başka illerin de yine büyükşehir yapılacağını belirtmiştir.
İlgili il merkezlerinde sevinç yaşanırken uzun zamandır il olmayı bekleyen Bandırma gibi büyük ilçelerde ve mahalle konumuna düşeceği söylenen beldelerde ise kaygılı bir bekleyiş gözlemlenmektedir.
Bu konudaki belirsizlik karşısında Bandırma Kent Konseyi olarak Bandırmayı ciddi anlamda etkileyecek olan bu gelişmeler hakkında 1 Aralık 2011 tarihinde toplantı düzenleyerek Bandırma halkını bilgilendirme yolunu seçtik. Bu konunun uzmanı olan dört bilim insanını bir araya getirerek konuyu detaylı inceledik.Ayrıca Bandırma halkının konu hakkındaki görüşlerini gündeme getirme ve ilgili makamlara iletme amacını taşıdık. Bizleri son dönemdeki gelişmeler hakkında bilgilendiren Prof. Dr. M. Akif Çukurçayır, Doç. Dr. Gökhan Orhan, Yrd. Doç. Dr. Sedat Azaklı ve Yrd. Doç. Dr. Musa Gök'e bu vesileyle bir kere daha teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Yerel yönetimler katılımcı demokrasinin başladığı yerdir. Bu açıdan Kent Konseyleri de eksikliği hissedilen katılımcılığın hayata geçirilmesinin önemli araçlarıdır.Amacımız merkezi seviyede karar alındıktan sonra itiraz etme yerine, daha karar aşamasına gelmeden bu konu hakkındaki kaygılarımızı karar alma konumunda olanlara ileterek daha doğru kararların alınmasına katkıda bulunmaktır.
Türkiye'nin kentleşme sürecinde yaşanan sorunlar mevcuttur.Ancak sorunları çözecek formül bir ilin tamamının Büyükşehir statüsüne alınması değildir.Bir ilin tamamının Büyükşehir Belediyesi yapılmasına iki örnek Kocaeli ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleridir.
Fakat bu her iki Büyükşehir Belediyesinin ortak özellikleri belediye sınırlarının dar olması ve merkez ilçelerle diğer ilçeler arasında kayda değer mesafenin olmamasıdır.İstanbulun çapı 80km ,Kocaelinin ise çapı 40kmdir.
Oysa Balıkesir İlinin çapı 300km dir.Bandırmanın, Balıkesire mesafesi de 100kmdir.
Tartışmalardan anlaşıldığı kadarıyla konuyla ilgili çalışmalar Başbakanlık bünyesinde İçişleri Bakanlığı ve Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü desteğiyle sürdürülmekte ancak objektif değerlendirme yapmamızı sağlayacak herhangi bir metin ya da taslak mevcut bulunmamaktadır. Bu anlamda çalışmaların nihayete ermediği kesin olmakla birlikte nüfus kriterini sağlayan illerde Büyükşehir oluşturulması yönünde bir eğilimin ortaya çıktığı görülmektedir.
Bu sorunun çözümü sürecinde önerilen tüm il sınırının Büyükşehir Belediyesine bağlanması seçeneğinin de avantaj ve dezavantajları olduğu görülmektedir. Büyük Şehir Belediye'lerinin kaynakları ve imkanları geniş olduğu için kaynak kullanımında rasyonellik ve verimlilik; hizmetlerin daha profesyonelce yürütülmesi ve dolayısıyla bu kaynaklardan ve imkanlardan kırsal alanların da yararlanmasının olumlu sonuçlar doğuracağı bu seçeneğin avantajları arasında görülebilir.
Ancak, Büyük Şehir Belediye'sinin tüm il sınırları olması, uzak belediyeler ve ona bağlı belde ve köylere hizmet götürülmesini aksatacaktır. Belediyeler daha ziyade kentsel birimlerdir ve dolayısıyla kırsal yaşamı çok iyi bilemezler, doğru kararlar alamayabilirler. Bu da belediyelerin isabetli yatırımlar yapamamaları ve iyi hizmet verememeleri sonucunu doğurur ki bu durumdan kırsal yaşam zarar görecektir.
Böylesi bir büyüme Büyük Şehir Belediyelerinin hantallaşmasını ve yönetilmesi zor bir birim haline gelmesine neden olacaktır.
Ayrıca bu düzenleme yerelleşmeyi değil merkezileşmeyi doğuracaktır.
Yeni düzenlemeler doğrultusunda Balıkesir İlinin tamamının Büyükşehir haline getirilmesi 300 km'lik bir mesafeye uzanan ve kırsal yerleşimlerin oldukça yaygın olduğu bir coğrafyaya yayılan Balıkesir'in merkezden yönetilmesinin doğru olmayacağını düşünmekteyiz.
Tarihsel olarak ciddi bir yerel yönetim geleneğine sahip olan Balıkesir ilinde, yaz aylarında sahil şeridindeki beldelerimizin artan hizmet taleplerinin de dikkate alınarak bir çözüm üretilmesi gerekmektedir.
İlgili toplantıya katılan ve Büyük Şehir Belediyesinin sınırlarının il sınırlarına kadar büyümesine karşı çıkan hemşerilerimizin de dile getirdiği gibi sınırların alansal olarak genişletilmesini değil, mevcut sınırlar içinde, yetkilerinin artırılmasını ve yerelleşme reformunun derinleştirilmesinin daha faydalı olacağını düşünmekteyiz.
Toplamda geleneksel kurumları tasfiye etmek yerine mevcut yapıların işleyişi ve verimliliği desteklenmelidir.
Balıkesir'in Büyükşehir Belediyesi olması formüle edilecekse bu Bursa Büyükşehir Belediyesi örneğinde olduğu gibi uzak ilçeleri kapsamayan bir yöntemle olmalıdır.
Bütün bu nedenlerle Bandırma Kent Konseyi olarak tarihe bir not düşmek ve bu konuda karar alma konumunda olan aktörleri kaygılarımız hakkında bir kez daha bilgilendirmek istiyoruz. Yanlış tanımlanmış bir sorunu çözmek imkânsızdır.
Sorunu sadece küçük belediyelerin verimsizliği ekseninde ele alırsak sorunu bütünlükten uzak bir çerçevede değerlendirmiş oluruz.
Yerel yönetimlerin en büyük avantajı ve en önemli özelliği olan hizmet alana en yakın seviyede hizmet üretilmesi gerçeğini gözden kaçırmamamız gereklidir.
Bu nedenle yaşanan sorunlara çözüm getirilmek isteniyorsa var olan çerçeveyi daha etkin ve verimli kullanmamızı sağlayacak bir düzenlemenin hayata geçirilmesini sağlamaktır.