Köy Enstitüleri ışıktı

Köy Enstitüleri ışıktı

Köy enstitülerinin kuruluşunun 82. yıl dönümü üzerine Bandırma’da anma töreni düzenlendi.

Bandırma Kent Konseyi, Bandırma Demokrasi Platformu, Atatürkçü Düşünce Derneği Bandırma Şubesi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Bandırma Şubesi, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş iş birliğiyle eski belediye binası avlusunda köy enstitülerinin kuruluşunun 82. yıl dönümü için etkinlik düzenlendi.

   Programa Köy Enstitülü Hilmi Koldan da katılım sağladı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunarak başlanan törende açılış konuşmasında ADD Bandırma Şube Başkanı Zeynep Yeşiltaş gerçekleştirerek “Köy enstitülerinin doğuşu ve kapatılması hakkında bilgi verdi. Eğitim-Sen Bandırma Temsilcisi Erdal Doğru, ÇYDD Şube Başkanı Ece Başaran, Eğitim-İş Bandırma Temsilcisi Kadir Taygan ve Belediye Başkan Vekili Fatma Sibel Karabacakoğlu da günün anlam ve önemini belirten konuşmalarını yaptı. Köy Enstitüsü mezunu Şefik Koman’ın kızı Canfeda İl, “Başınızı Eğmeyin” adlı şiiri seslendirdi. Kemal Gümüş, İsmail Hakkı Tonguç ile ilgili anısını anlatarak “Çağdaş, demokratik, laik, üretime dönük eğitim sistemini bir gün mutlaka bu ülkede gerçekleştireceğiz. Umut sizsiniz” diye konuştu. Programa Köy Enstitülü Hilmi Koldan da katılım sağladı.
 Ardından Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Zeynep Yeşiltaş, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Şube Başkanı Ece Başaran, Eğitim-Sen Bandırma Temsilcisi Erdal Doğru, Eğitim-İş Bandırma Temsilcisi Kadir Taygan program sonu çelengi Atatürk Heykeli’ne sunmasının ardından tören sona erdi.

 Eğitim Sen Bandırma Baş Temsilcisi  Erdal   Doğru yaptığı konuşmada; 

Köy Enstitüleri’nin 82. Kuruluş Yıl Dönümünü Kutluyoruz!

"Türkiye’nin ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişiminde belirleyici roller oynayan ve 17 Nisan 1940 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde kurulan Köy Enstitüleri’nin 82. kuruluş yıl dönümünü kutluyoruz.

Köy Enstitüleri kırsal yörede toplumsal, ekonomik ve kültürel kalkınmayı sağlamak; bu alanda ilgili gerekli insan gücünü yetiştirmek için kurulan temel eğitim kurumları olmuştur. Köy Enstitüleri deneyiminin ülkenin öğretmen yetiştirme sistemine yaptığı somut katkılar, aradan geçen zamana rağmen günümüzde de hatırlanmaktadır.

Bugünün siyasi iktidarı tarafından hedef haline getirilen ve eğitim biliminin temeli olan laik ve karma eğitim sistemine dayanan Köy Enstitüleri’ni bitiren bir öğretmen sadece bir ilkokul öğretmeni olmamış, aynı zamanda ziraatçilik, sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularında uygulamalı olarak öğrendiklerini öğrencilerine aktarma olanağı bulmuştur.

Köy Enstitüleri sayesinde 1940 ve 1946 yılları arası 15 bin dönüm tarla tarıma elverişli hale getirilmiş ve bu tarlalarda üretime başlanmıştır. Aynı dönemde 750 bin fidan dikilmiş, 1200 dönüm bağ oluşturulmuş, 150 büyük çaplı inşaat, 60 işlik, 210 öğretmen evi, 36 ambar ve depo, 48 ahır ve samanlık, 100 km yol, 16 su deposu, 12 tarım deposu, 20 uygulama okulu ve 12 elektrik santrali yapılmıştır.

Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal yapısının oluşumuna çok değerli katkıları olan Köy Enstitüleri pratiğinin eksikliği, eğitim sisteminin büyük bir çöküşün eşiğinde olduğu günümüzde çok daha yakından hissedilmektedir.

Köy Enstitüleri’nin zengin ders içeriği, benimsediği öğretmen yetiştirme ve eğitim modelinin ne kadar önemli ve değerli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Günümüzde ise laik ve bilimsel eğitime yönelik tehditler artarken, okullarımız dini vakıf ve derneklerin kuşatması altına alınmış, öğrencilerimiz bizzat Milli Eğitim Bakanlığı eliyle cemaat ve tarikatların kucağına itilmiştir.

Köy Enstitüleri’nin en önemli özelliklerinden birisi, günümüz Türkiye’sinin bir türlü kurtulamadığı eleştirmeyen, sorgulamayan, ezbere dayalı ve sınav merkezli eğitim sistemine değil, gerçek anlamda öğrenci merkezli, öğrencilerin yaparak ve yaşayarak öğrenme sürecini ilke edinen bir eğitim-öğretim ortamı yaratmayı hedeflemiş olmasıdır. Eleştiren, sorgulayan bireyler yetiştirmeyi hedefleyen Köy Enstitüleri’nde ezberci değil, analitik düşünen, bilimsel, demokratik ve laik eğitim anlayışı benimsenmiştir. Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun üzerinden 82 yıl geçmiş olmasına rağmen, dönemin zor koşullarındaki eğitimin niteliği ile günümüz Türkiye’si arasında olumsuz anlamda çok büyük farklar olması düşündürücüdür.

Köy Enstitüleri’nin kapatılması, Türkiye’nin çağdaş, laik ve bilimsel değerlerle buluşması ve aydınlanma sürecinin ciddi anlamda kesintiye uğramasına neden olmuştur. Geçmişte Köy Enstitüleri’ni kapatan ve yarattığı tüm olumlu izleri silmeye çalışanlar, bugün laik bilimsel eğitime savaş açarak, karma eğitim karşıtı uygulamalara göz yumarak eğitim sistemini iktidarın ideolojik hedefleri doğrultusunda biçimlendirmek istemektedir.

Eğitim Sen olarak, 82. yılını kutladığımız Köy Enstitüleri’nin ilerici, demokrat ve aydınlanmacı geleneğine sahip çıktığımızı bir kez daha ifade ediyor, Köy Enstitüleri tarafından hayata geçirilmeye çalışılan toplumcu ve aydınlanmacı eğitim felsefesinin tüm eğitim kurumlarında uygulanması için mücadelemizi sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz."

Bandırma Eğitim İş Temsilcilik Başkanı Kadir Taylan yaptığı konuşmada; 

BOZKIRDA DOĞAN AYDINLANMA DEVRİMİ: KÖY ENSTİTÜLERİ

"Azınlık okulları ve cins ayrımcılığına dayanan medrese-mektep ikilemi üzerine kurulan Osmanlı eğitim sistemi Tevhidi Tedrisat ile yıkılırken; üreten, ürettikçe kendi varlığını algılayan, yaparak yaşayarak öğrenme teknikleriyle kendine bilimsel dayanaklar oluşturan Cumhuriyetimizin Eğitim sistemi ortaya çıktı. Bu yeni sistem en güzel meyvelerini de Köy Enstitüleri ile verdi.

Köy Enstitülerinde çocuklara bilgi vermek yerine bilgiye nasıl ulaşabilecekleri ve ulaştıkları bilgileri nasıl kullanacakları öğretildi. ”İş içinde, iş aracılığıyla, iş amaçlı eğitim” eğitim sürecinin içinde yer aldı.

Enstitüler sayesinde iyi eğitimden geçen köy çocukları, köylerine döndü ve bilgiyi anlaşılır şekilde dokunduğu her yurttaşa ulaştırdı. Enstitünün mezunları, köy köy gezmekten çekinmedi, köylü el ele vererek bilgiyi yaydı. 

Türkiye’de edebiyat ve fikir yaşamına yön veren aydınlarımızın çoğu Köy Enstitüleri veya onların devamı olan öğretmen okullarından mezun oldu.

Ancak bu yüksek dinamizm ve Cumhuriyetçi kadronun kazandırdığı ivme, gerici ve tutucu egemen güçlerden tepkiler almaya başlamıştı.

Ülkenin toplumsallaşma sürecini kolaylaştırmak için gerçekleştirilen Köy Enstitüleri girişimi, kazandığı onca olumlu sonuca karşın dinsel değerlerin çöküşüne neden olduğu gerekçesiyle engellendi.

Önce bilinçli olarak içi boşaltılan Köy Enstitüleri kapatılarak Anadolu’nun en önemli aydınlanma projesi ortadan kaldırıldı.

Bugün Köy Enstitüsü ruhunu yeniden yakalamak ancak çağdaş, üretken, demokratik, bilimsel ve laik eğitim yöntemini, eğitim sistemimizin her aşamasına uygulayarak; eleştiren, sorgulayan çağdaş bireyler yetiştirmekle olur.

Üretken ve yaratıcılığın desteklendiği eğitim anlayışı bugün yaşadığımız eğitim sorunlarının da çözümü olarak görülmelidir.

İşte o zaman Atatürk’ün ve cumhuriyetin öğretmenlerden istediği ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ nesilleri yetiştirebiliriz.

O gün Köy Enstitülerini kapatmak ne kadar vahim bir hata ise bugün eğitim sistemimizi yeniden çok kutuplu hale getirecek uygulamalar ve yasal düzenlemeler de o kadar büyük hatadır.

Eğitim-İş olarak amacımız; Köy Enstitülerinin felsefesi, heyecan ve ruhunu okullarımızda yaşatmak, tüm yurtta cumhuriyetin, aydınlanmanın ateşini yeniden yakmak, ülkemizin geleceğine umut ve ışık olabilmektir."



Anahtar Kelimeler: Enstitüleri ışıktı
  • Cuma 21.4 ° / 10.8 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 16.5 ° / 1 ° Şiddetli yağmurlu
  • Pazar 7.6 ° / 0.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı