22. Uluslararası Bandırma Kuşcenneti Kültür ve Turizm Festivali kapsamında, "Kuşgölü ve Doğa Koruma" konusunda düzenlenen panelde, Türkiye`nin ikinci millî parkı olan Kuşcenneti`nin son durumu masaya yatırıldı.
Kuş Araştırmaları Derneği Başkanı Osman Erdem, ülkemizin doğal güzellikler arasında ayrı bir yeri bulunan Bandırma Kuşcenneti Milli Parkı`na neden Kuşcenneti ismi verildiğini anlatarak, 23 çeşit balık cinsinin belirlendiğine ve Türkiye`nin eşsiz bir gölü olduğuna dikkati çekerken, şunları söyledi:
"Ne yazık ki, 1990`lı yıllarda muhteşem bir görünümü bulunan cennetin, 1992-1997 yılları arasında küçük bir müdahale ile su düzeyi 1 metre yükseltilerek, sistem çöktü. Söğüt ağaçları çürüdü. 2008 yılından sonra alınan önlemlerle 120 hektarlık alan kamulaştırılarak, binlerce söğüt ağaç yetiştirildi. Buna paralel olarak, 7-8 yuvalı ağaçlar yükseldi."
Ortadoğu Teknik Ünivesitesi (ODTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meryem Beklioğlu da, sulak alanlar için yeterli ve kaliteli suya gereksinim bulunduğuna dikkati çekerken, "Manyas Kuşgölü, sığ bir göl, tabanı kil. Bandırma Körfezi`nde, yılın 11 ayı esen poyraz rüzgarından da etkilenip, sürekli bulanıyor. Bu da kuş türlerindeki azalmaya neden oluyor." diye konuştu.
Balıkesir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Özmetin de, yöre halkının Kuşgölü`nü sevmesi gerektiğinin altını çizerken, "Kuşgölü, sanayicinin iştahını kabartıyor, bu tesislerin atıklarının ciddi anlamda denetlenmesi gerekir" dedi.
İç Sular Ekolojisti (Limnolog) Prof. Dr. Eric Jepensen ise "geleceğin altını su olacak" değerlendirmesiyle başladığı konuşmasını, şöyle sürdürdü:
"2050`li yıllara geldiğimizde, dünyada 50 milyar insan yaşayacak. Yağmur dağılımlarında farklılıklar ve bazı bölgelerde ciddi azalmalar var. Eğer sulamada da bu kadar hor davranırsak, tarım yapılamaz duruma gelinecek."
Isınan, kurak bir dünyanın, gelecekte bizi beklediğine dikkati çeken Danimarkalı bilim, adamı Jepersen, "Yapılacak incelemeler, Türkiye`deki tarım alanlarının, 2080 yılında daha da sararacağını gösteriyor. Bu toprakların bir bölümünde sulama yapılıp, bir bölümünde yapılamayacak. Güzel ve verimli alanları yitirme riski ile karşı karşıyasınız. Şimdiden önlem almanız ve salma su yerine damlatma su kullanmanız gerekiyor. Su yönetiminde akılcı yöntemlere geçmezseniz, bulanık su, telefler getirecek. Şimdi harekete geçme zamanıdır. Küresel düşünüp, bölgesel çalışmalıyız." dedi.
Panelin sonunda Belediye Başkanı Sedat Pekel, panelistlere plâket ve çiçek verdi.
