Erdek'in, yıllardan beri sen-ben siyaseti nedeniyle gelişemediğine işaret eden Sevim, şu değerlendirmede bulundu:
"Size şöyle bir örnek vereyim. Ali Haydar Sarı, uzun yıllar Erdek Belediye Başkanlığı yaptı. Kendisini severdim. Önemli hizmetler de verdiğini düşünüyorum. Ancak en büyük hatası, Burhanettin Soydan'ın, 'Çuğra' bölgesinin sonunda yapmak istediği, hatta temellerini bile attığı turistik tesisleri engellemesidir. Oysa bu tesislere, kendisinden önceki belediye başkanı Memduh Arslan izin vermişti. Ancak Ali Sarı göreve gelince, siyasi görüş ayrılığı yüzünden, yaz-kış hizmet verecek olan bu tesisleri mühürleyerek yaptırmadı ve engel oldu. Böylece de Erdek'in turizm alanında kaderiyle oynadı. Zaten en büyük hatası da bu oldu."
ERDEK'TE ÜRÜN BORSASI VARDI
Eski yıllarda, Erdek'te başta zeytin olmak üzere çeşitli ürünlerin satıldığı borsanın da hizmet verdiğine dikkati çeken Sevim, şöyle konuştu:
"O yılların Erdek'inde bol zeytinin yanı sıra ipekböceği, erik, kiraz, şeftali, kayısı, alaca karpuz ve armut gibi ürünler de bolca yetişirdi. Erdek’ten İstanbul’a meyve ihracı yapılırdı. Bol balık bulunurdu. Fehmi Ertek’in, balık konservesi fabrikası vardı. Şimdi bunlardan sadece biraz zeytin ve 1 aylık turizmimiz kaldı. Turizmden yüzde ellilik bir kazancı bulunan Erdek, zeytincilik de biterse batar. Evlerin önlerinde fırınlar vardı. Pişirilen pidelerin büyük bölümü, ihtiyaç sahiplerine dağıtılırdı. Erdek belki o yıllarda biraz daha fakir olsa bile insanlar mutluydu. O yıllarda hırsızlık diye bir şey yoktu. Zeytinler bile kapılarda dururdu ve kimse el sürmezdi. Şimdi ise evlerin demir kapıları, hatta su saatleri bile sökülerek satılıyor.”
KİMSE ATATÜRK’E DİL UZATMASIN
Bugün, ülkemizde Atatürk’e dil uzatmanın alışkanlık durumuna gelmesine üzüldüğünü belirten Mazhar Sevim, şunları söyledi:
“Atatürk’e dil uzatanlar arasında din adamlarının bile bulunması üzüntümü bir kat daha artırıyor. Düşünün ki, bir din adamı, vaaz verirken, ‘Selanik muhacirleri Yahudi’dir diyebiliyor. Caminin minberine nedense elinde kılıçla çıkan Diyanet İşleri Başkanı, Ayasofya’nın cami olarak açılması törenindeki vaazında Atatürk’e saldırabiliyor. Kürsüye kılıçla çıkılmaz. ‘Fesli’ denilen kişi, ‘Kurtuluş Savaşı’nı keşke Yunan kazansaydı’ diyebiliyor. Demek ki, Atatürk’ü hiçbir şekilde anlamamışlar. Din adamları, ölen kişilerin arkasından konuşmamalı. Öyleyse bizlere Atatürk’ü daha iyi anlatmak düşüyor.”
ALPASLAN TÜRKEŞ, ERDEK’TEKİ BİRLİKTE GÖREV YAPTI
Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) eski genel başkanı Alpaslan Türkeş’in, Erdek’teki uçaksavar birliğinde 3 yılın üzerinde, üsteğmen olarak görev yaptığını, daha sonra Marmara Adası’nda da görev yürüttüğünü belirten Mazhar Sevim, “Türkeş, çok zeki ve disiplinli bir askerdi. Bayramlarda, resmi geçit törenlerindeki geçişini hâlâ hatırlarım” dedi.
ATATÜRK’ÜN ERDEK ZİYARETİ
Mustafa Kemal Atatürk’ün, 23 Haziran 1938’de, Erdek’e yaptığı ziyareti de unutamadığını vurgulayan Sevim, şunları aktardı:
“Atatürk’ün yatı Savarona, Erdek’teki ‘Maşatlık’ bölgesine demirlemişti. Ancak rahatsızlığı nedeniyle karaya çıkmayınca biz, motorlarla yatın yanına kadar gidip, ‘Paşam, dışarı’ diye bağırmaya başladık. Atatürk, güverteye çıkarak, elindeki fötr şapkasıyla bizleri selamlamıştı.” ÖNDER BALIKÇI
