Türkiye Cumhuriyeti´nin ikinci cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Lozan Anlaşması´nı imzalamak için Ankara´dan, Bandırma´ya önce trenle gelip, Bandırma Kaymakamlığı ziyaretinin ardından, ?Pendik? isimli gemiyle İstanbul´a, oradan da Lozan´a hareket etmişti.
Turgut Özakman´ın iki ciltlik ?Cumhuriyet? isimli kitabının birinci cildinin 288. sayfasında, İsmet İnönü, Lozan´a giderken yanında eşi Mevhibe Hanım´ı da gelmesi için şu sözlerle ikna ettiği belirtiliyor:
?Hanımcığım, biz, bu mücadeleye ailelerimize güvenerek girdik. En büyük gücü, yardımı sizden alacağız. Eğer düşüncelerimi paylaşıyorsanız, memleketimizin, insanlarımızın esenliği için alışkanlıklarınızı aşıp öteki hanımlara şimdiden örnek olmalısınız. Siz, artık sadece benim eşim olarak kalamazsınız. Bizim ikimizin beraberce topluma örnek olmamızın zamanı gelmiştir. Yeni hayata başlamak için sizden cesaret istiyorum. Sizin desteğinize, özverinize muhtacım. Özellikle Lozan´da beni bundan yoksun bırakmayınız lütfen.?
Mevhibe Hanım, bu ısrarlı çağrıya uyar ve İsmet İnönü´nün yanında yer alır.
Kitapta, daha sonra şunlar anlatılır:
?Ertesi gün, trenle Bandırma´ya hareket ettiler. Başlıca istasyonlarda törenlerle karşılandılar. İsmet Paşa, büyük zaferin ikinci adamıydı.
Mevhibe Hanım, çarşaflıydı. Sadece yüzünü açmıştı. Ama eliyle ağzını örtüyordu. Kompartımandan az çıkıyor, bir erkek görürse içeri kaçıyordu. Bandırma´da daha büyük törenle karşılandılar. İstasyondan iskeleye kadar halılar döşenmişti. İsmet Paşa´yı kaymakamlığa götürdüler. Mevhibe Hanım, kimseye bakmadan, başını kaldırmadan doğruca ?Pendik´ adlı gemiye gitti. Hanımlara özgü bir kamara varmış. Orada oturdu tek başına. İsmet Paşa gelince gemi hareket etti.?
Gülsün Bilgehan ise ?Mevhibe-Çankaya´nın Hanımefendisi isimli yapıtında, Mevhibe İnönü´nün, kayınvalidesine, yolculuk sırasında ve Bandırma´daki izlenimlerini yazarak, Bandırma´dan postaya verdiği mektubu da yer alıyor. Mevhibe Hanım´ın mektubu şöyle:
?Muhterem, sevgili validelerim,
Gece sizden ayrıldıktan sonra çok müteessir oldum.(üzüldüm) Gündüz uykusuzluğuma rağmen gece iki saat uyuyabildim. Tren, istasyonlarda birer ikişer dakika durarak, hareketinden altı saat sonra Kırkağaç´a geldi. Orada birinci süvari fırkası varmış. Fahrettin Paşa da bulunuyormuş. Emir eri Nuh, Paşa´yı istasyona gelmeden uyandırdı. Hazırlandı, istasyona geldik. Süvariler, piyadeler hazır bekliyorlardı. Paşa, Tevfik Bey trenden indiler. Paşa, ?Merhaba asker!´ dedikçe, hepsi birden ?Merhaba Paşam!´ diyorlardı. Mızıka çalıyordu. Orada olan zabitleri kumandan, Paşa´ya takdim etti.
Askerlere bir nutuk söyledi. Ben, trenden seyrediyor, kendisini görmüyordum. Yalnız kalabalık görülüyordu. Fahrettin Paşa da trene bindi. Yarım saat sonra Soma´ya geldik. Paşa´yı geçirdi. Orada da bir fırka asker varmış. Yine mızıka ile karşıladılar, yarım saat kaldık. Fahrettin Paşa bizi bıraktı. Tren hareket etti, biz de Paşa ile kahvaltı ettik. Salonun yanında üç kompartımanda kimse yok. Fahrettin Paşa geldiği zaman ben odamda oturdum. Onlar salonda konuştular. Kahvaltımız tereyağ, kaşar peyniri, pandispanya, çay. Ben de reçel koydum. Kahvaltıdan sonra Paşa yattı. Ben yatmadım, biraz okudum. Öğleden sonra yatacağım. Bundan sonra saat 10.00´da, Balıkesir´e geldik. Burası çok kalabalıktı. Paşa bir saat kaldı. Yine nutkunu söyledi. Mızıka çaldı. Alkışlar içinde trene geldi. Hanımannemi, annemi, hepinizi hatırlarım. Birlikte olmalıydık, iftihar ederdiniz?İnşallah hayırlı sulhlarla avdet ederiz de, siz de İzmir´dekini görürsünüz. Mektep çocukları bayraklarla gelmişlerdi. Burası mutasarraflıkmış, yanmamış, iyi bir yer. Sonra yollar gayet güzel. Soğuk yok. Her taraf yeşil, zümrüt gibi?Yalnız olduğum için içime sinmiyor, hepinizin görmesini istiyorum. Siz de Buca´ya gidiniz, biraz açılırsınız. Sonra Susurluk´a geldik. Ahali, istasyona toplanmıştı. Paşa indi, yine nutuk söyledi. Dikkatle dinlediler fakat ben sözlerini anlamıyordum. Bitince alkışlamaya başladılar, trene bindi, hareket ettik, hep alkışlamaya devam ettiler. Buranın ahalisi iyiymiş. Şimdi yemek yedik. Mektubu Bandırma´dan vermek için acele yazıyorum. Yemeklerimiz kuzu eti, bakla, enginarlı et, pilav, portakal, ceviz. Cevizin hiç münasebeti yoktu! Yalnız Susurluk´un kaymağı ağza layık, pek güzeldi. Hiç boğazımdan gitmedi. Şimdi inşallah Bandırma´da ineceğiz.
Sizin, annemin kemali hürmetle ellerinizden öper, hayır dualarınızı üzerimizden eksik etmemesini rica ederim.?
Kızınız Mevhibe İsmet Bandırma´ya saat 00.20´de geldik. ÖNDER BALIKÇI