Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın, “Müsilaj Ağıt mı, Umut mu?” isimli kitabı yayınlandı.
Kitabı hakkında bilgi verirken, “Keşke böyle bir kitabı hiç yazmak zorunda kalmasaydım” diyen Sarı, şunları aktardı:
“Bildiğiniz gibi geçen yıl Marmara Denizi hepimiz için kâbus dolu müsilajla geçti. Müsilaj, Covid-19 kadar hepimizi olumsuz etkiledi. Öyle ki hepimiz, müsilajla ilgili ağıtlar yakmaya başladık. Umutsuzluğa kapıldık. Bu kitabımda müsilajı her yönüyle soru-yanıt şeklinde anlattım. Şunu söylemekte yarar var. Geçen yıl Marmara Denizi bizi uyardı. Ders almamızı istedi. Bu uyarıyı fırsata çevirebiliriz. Çünkü Marmara Denizi ekosistemi hâlâ direniyor. Eğer denizi kirletmekten vazgeçersek varlığını koruyacağını gösteriyor. Ama artık İzmit, Erdek, Bandırma ve Gemlik körfezlerine 1 gram bile kirli atık atmamamız gerekir.”
DENİZE DE GİRİLEBİLİR, BALIK DA YENİLEBİLİR
Halen Bandırma ve Erdek körfezlerinde görülen denizanalarının, denizin temizliğinin ve müsilajın bulunmadığını somut göstergesi olduğuna işaret eden Sarı, şu değerlendirmede bulundu:
“Balık sağlıktır. Elbette ki rahatlıkla yenilebilir ama tabii ki, gerekli koşullara uygun olarak… Yani bayat olmaması gerekir. Balık yerken, sağlığımızı mutlaka düşünmeliyiz.”
ALG PATLAMALARI
Son günlerde, Bandırma ve Erdek körfezlerinde, denizdeki renk değişimlerinin “alg patlaması” olduğunu belirten Sarı, “Bu körfezlerimizde kahverengi, turkuaz ve yeşil olmak üzere üç çeşit renk görülüyor. Üçü de alg patlamasıdır” dedi.
ERDEK TURİZMİ HAREKET KAZANMALI
Erdek turizminin son yıllarda hak ettiği yerde olmadığının altını çizen Sarı, şunları söyledi:
“Erdek turizminin bu durumuna üzülüyorum. Oysa hem Erdek hem de Kapıdağ ve çevresi bir marka. Deniz, tarih, arkeoloji var ama değerlendiremiyoruz. Un, şeker var, helva yapmayı bilmiyoruz. Bu anlayışla turizm yürümez. Mutlaka bir zihniyet değişimine ihtiyaç var. İnsanlar tabii ki temiz bir deniz sterler. Ancak turizmde yalnız deniz yetmez. Çoklu aktivite de gerekir. Bunları yaratmamız gerekir. Örneğin Erdek’in Turanlar, Doğanlar, Ormanlı gibi önemli turistik mahalleleri, dinlenmek, eğlenmek, yöresel yemekler şeklinde programlanıp değerlendirilebilir. Aslında Bandırma ve Erdek doğal ve hazır markalardır ama değerlendiremiyoruz.”
“BANDIRMA VAPURU” NEDEN YOK?
Kurtuluş Savaşı’nın en önemli simgelerinden olan “Bandırma Vapuru”nun Bandırma’da hâlâ bulunmaması anlayamadığını vurgulayan Sarı, “İşte bu vapur yıllardır Samsun’da var. Bandırma’da da olsa mutlaka büyük ilgi görür” dedi.
ZEYTİNLİADA DALIŞ TURİZMİNE ÇOK UYGUN
Tüm dünyada “dalış turizmi”nin önemli duruma geldiğine dikkati çeken Prof. Dr. Mustafa Sarı, şöyle konuştu:
“Erdek’te, Kurbağalıdere bölgesinde dalış kulübü var. Erdek Kaymakamı Abdullah Atakan Atasoy’un da bize önerisi olan Zeytinliada bölgesinde dalış yapılabilme olanağı sağlanmasını yerinde buluyorum. Zeytinliada’nın altında, tarihi sütunların bulunduğu bölgede yapılacak dalışlar, Erdek turizmi için zenginlik yaratır.”
KUŞ GÖLÜ KAYBEDİLEBİLİR
Kuş Gölü’ndeki(Manyas Gölü) kirliliği sürdüğünü belirten Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, şunları aktardı:
“Kuş Gölü’nde kirlilik sürüyor. Bu arada gölden tarımsal amaçlı su alımı çok riskli. Bu durum sürerse gölümüzü kaybedebiliriz. Akşehir Gölü böyle kaybedildi. Çünkü eğer doğal göl kurursa, o gölü yeniden doldurmaya çalışmak sonuç vermez. Tabii, Kuş Gölü’nde yanlış avlanma da ne yazık ki sürüyor. Oysa Kuş Gölü, bizlere çevreciliği öğreten bir okul gibidir.” ÖNDER BALIKÇI