Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı Bandırmalı ve Çanakkaleli balıkçılarla buluştu. Toplantıya Balıkesir Deniz Ürünleri Avcıları Üretici Birliği Başkanı Nihat Işık, ile Hüseyin Işık, Ali Aksoy (Çanakkale), Hüseyin Güler, Faik Gündoğan, Hamdi Korkmaz, Şaban Öner, İzzet Öner, Salih Arıcı, Ferhat Kaya, Naci Karabiber (Çanakkale), isimli 10 balıkçı reisi katıldı.
Sarı, bir cafede düzenlenen toplantının ardında gazetecilere balıkçıların müsilajın mağduru olduğuna dikkat çekerek, toplantıda onun çözümü ile ilgili konuştuklarını söyledi. Sarı, şunları aktardı: “Kendileriyle av yasakları dahil olmak üzere, Marmara Denizi’nde Türkiye’nin genel balıkçılık yönetim politikasında, kendilerince eksik gördükleri konuları anlattık. Karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Ben ümit ediyorum ki bütün Marmara Denizi çevresindeki balıkçılarımız böyle bir araya gelseler, oturup konuşsak, birbirimizi daha iyi anlayacağız. Denizi en iyi bilen insanlar bunlar, Bunlar denizle yaşıyorlar.
Müsilaj bir müddet sonra bitecek. Öyle yada böyle ille bitecek.
O zaman kimse denize bakmayacak. Ama bu insanlar denizden ekmek yemeğe devam edecekler. Bu yüzden de bu arkadaşlarımızın görüşleri, düşünceleri bizim için önemli. Denizden ekmek yiyenler denizin esas sahipleridir. Denizden ekmek yiyen arkadaşlarımızın denizi daha çok sahip çıkmaları lazım. Deniz kirleniyor. Uzaylılar kirletmiyor bunu. Marmara Denizi çevresindeki 25 milyon insanın aklı oraya gidiyor. Türkiye’nin endüstrinin yarısı Marmara Bölgesi çevresinde, onların atıkları oraya gidiyor. Yoğun tarımsal faaliyet var. Tarımdan gelen gübre atıkları da aynı denize gidiyor. Dolayısıyla Marmara Denizi’nin Marmara Denizi’nin kirlenmesi Müsilajda teşkil ediyor. Bunu önlemek lazım Bunu yaparken de sürdürülebilir balıkçılığa geçmemiz lazım. Sürdürülebilir balıkçılıktan şunu kast ediyorum. Hiç balık avlanmayacak demiyorum. Balık avlanacak. Ama kullanacağımız ağlar, Marmara Denizi ne göre olacak. Algarna ağlarımız Marmara Denizine göre olacak, kullandığımız. Kullandığımız radarlar, teknelerimizin büyüklükleri. Hepsi Marmara Denizi’ne göre olması gerekiyor. Dolayısıyla bu hususta balıkçı arkadaşlarımızın da bu fikirde olduğunu düşünüyorum. Onlarda onu istiyorlar. Çünkü ne yapacaklar milyon dolarlık tekneleriyle balık tutmayıp ne yapacak.
Önümüzdeki yıllarda biz Marmara’daki müsilajı konuşur olmayacağız
Ümit ediyorum ki önümüzdeki zaman dilimi içersinde bu açıklanan 22 maddelik Marmara’yı Koruma Eylem Planı kapsamında adım adım sürdürülebilir balıkçılığa doğru da bir geçiş olacak. Bu esnada balıkçıların mağduriyeti olmaması için politikalar geliştirilecek. Önümüzdeki yıllarda biz Marmara’daki müsilajı konuşur olmayacağız. Marmara’nın güzelliklerini konuşuyor olacağız. Marmara da tutulan balıkların ne kadar güzel, ne kadar lezzetli olduğunu konuşacağız.
Yapılan analizlere göre balıkların yenilmesinde her hangi bir sakınca yoktur denildi
Balıkçı arkadaşlarımızın şikâyetlerinden birinin de piyasada dolaşan, balık yenir mi? Yenmez mi? Kaygısına da değinen Mustafa Sarı, balıkların yenip yenmemesi ile ilgili Balıkçılık Su Ürünleri Genel Müdürlüğü nün açıklamasını aktararak konu ile ilgili şunları bildirdi. “ Yapılan analizlere göre balıkların yenilmesinde her hangi bir sakınca yoktur denildi. Resmi otoriterin yaptığı açıklama budur, buna itibar etmemiz lazım. Eğer balıkların zehirli olduğu yenmemesi gerektiği hakkında bir kanaat varsa hiç kimse kendini yolda bulmadığı gibi hiçbir yetkilide bu balıkları yiyin diyemez. Onun için insanlarımız resmi otoritelerin açıklamalarına lütfen riayet etsinler. Hiç kimse olumsuz mesajlara itibar etmesin. Resmi Kurumların açıklamalarına riayet etsinler.” İfadelerini kullandı.
Balıkçılar bizim paydaşımız. Bizin onların dertlerine duyarsız kalmamız mümkün değil
Müsilajla ilgili başka bir husus, Marmara Denizi çevresinde çok sayıda turizm tesisi var. Turizmciler kaygı içersindeler; Denize girilir mi? Girilmez mi? diye. Orada da yine kafa karışıklılığına gerek yok. Resmi otoritelerin açıklamaları var. Sağlık İl Müdürlükleri analizler yapıyorlar. Bu analizler sonuçlarını da kendi web sayfaların da ilan ediyorlar. Sağlık Bakanlığı analizler yapıyor, kendi web sayfasında ilan ediyor. Vatandaşlarımızın oraya bakması gerekiyor. Kısacası, dedikodulara, sosyal medya mesajlarına, uzmanlığı kendinden menkul, ne idüğü belirsiz açıklamalara itibar etmemeleri lazım.” diye konuştu.
Biz Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi olarak bu sektörün bütün bileşenlerinin birlikte karar almasından yanayız. Yani balıkçı ile ilgili kararların içinde balıkçı da olmalı. Denizcilikle olan kararların içersinde denizcinin, gemicinin de payı olmalı. Balıkçılar bizim paydaşımız. Bizin onların dertlerine duyarsız kalmamız mümkün değil. Ahmet PESEN