* İnsanın namaz hususunda tembellik göstermesi, imân zayıflığındandır.
Hazret-i Ali (Radıyallahü anh)
* Kanaatkâr olmayanın malı, kendisini zengin etmez.
Saad Bin Ebi Vakkas
… ARAMA!
O var sandığın şey yok mu, o yok, arama!
Vazgeç ötelerden yorma kendini:
Senden benden başka düşünen yok, arama!
Bu dünyadan başka dünya yok, arama;
Sen gel de yuf çekme böylesi dünyaya!
Kendini satmayan adama ekmek yok:
Han hamam, dolap değirmen, hep onlara.
Felek ne cömert aşağılık insanlara!
Onlar gibi olmayana adam demezler.
Öyleyken, ne tuhaftır, yine de övünür,
Bin bir derde düşer, canlarından bezerler.
Mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler…
Orhan Orgarun
ÖMÜR KAÇ GÜN ? (2)
Ölüm..
Aslında Müslüman, hayata ilgisiz değildir. İman noktasında hayata gülen, sevgi ile bağlanan insandır. Müslüman için ölüm; ebedi olana kanatlanmaktadır, ebedi olanı kaybetmemektir. Onun için ölüm de güzeldir, yeni bir hayatın başlangıç safhasıdır…
Ömrü boşuna geçirmemek, ölüme hazırlanmak gerekir. Hayatın sonu, ebedî hayatın başlangıcı olan kabri her dem (Soluk, nefes. Bir damla göz yaşı.) hatırlamak gerekir.
Hayatımızdan kalan iman ve iyiliklerle kabrimiz “CENNET BAHÇELERİNDEN BİR BAHÇE VEYA CEHENNEM ÇUKURLARINDAN BİR ÇUKUR” olacaktır. (Keşfu’l - Hafa, c. 2, s. 90)
Bir kimse ölümü çok anarsa kendisine;
a) Tevbede aceleci olmak,
b) Doyumluğa kanaat etmek,
c) Yaptığı ibadetlerden zevk almak ikram edilir.
Bir kimse ölümü unutursa;
a) Tevbeyi ertelemek,
b) Yeterince gelen rızka kanaat etmemek,
c) İbadette tembellik yapmak musibetleri verilir.
“HER KUL ÖLDÜĞÜ HÂL ÜZERE DİRİLECEKTİR.” (Müslim, “Cennet”, 83)
Öldükten sonra tekrar dirilmek, ahiret hayatının en önemli devrelerinden biridir. Ebedî hayatta mutlu olmanın yolu, dünya da iken Allah’ı razı edecek bir hayat sürdürmeye bağlıdır.
O halde ölmeden önce nefis muhasebesini yapmak, Allahın bizi hesaba çekmeden önce biz nefsimizi hesaba çekmeliyiz…
Acaba bu gün ölürsek hâlimiz nice olur?
Allah’ın razı olduğu bir hayat mı yaşıyoruz?
Allah için ne yapıyoruz?
Gibi sorularla kendimizi yoklamak ve son nefesimizde iman üzere ölmeyi Allah’tan istemeliyiz.
O hâlde duamız şu olmalıdır:
“BENİM CANIMI MÜSLÜMAN OLARAK AL VE BENİ İYİLERE KAT.” (12. Yûsuf Sûresi, Âyet/ 101)
“O HANGİNİZİN DAHA GÜZEL İŞ YAPACAĞINIZI DENEMEK İÇİN ÖLÜMÜ VE HAYATI YARATTI.
O, ÜSTÜNDÜR, BAĞIŞLAYANDIR.” (67. Mülk Sûresi, Âyet/ 2)
Bu âyet, hayatın anlamsız bir var oluş olmadığını, ölümün ise sonu hiç olmayan bir yok oluş anlamına gelmediğini, aksine hayatın, hayırlı faaliyetlerin yapıldığı bir alan, ölümün ise yaptıklarımızın karşılığını bulacağımız ebedî varlık sahasına geçişi sağlayan bir dönüm noktası olduğunu hatırlatır.
Nitekim Rabbimiz buyuruyor:
“HER NEFİS ÖLÜMÜ TADICIDIR. KIYAMET GÜNÜ ELBETTE EÇİRLERİNİZ (Ücretle işleyen, Gündelikçi. Nefsini kiraya veren kimsedir.) EKSİKSİZCE ÖDENECEKTİR. KİM ATEŞTEN UZAKLAŞTIRILIR VE CENNETE SOKULURSA, ARTIK O GERÇEKTEN KURTULUŞA ERMİŞTİR. DÜNYA HAYATI, ALDATICI METADAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (3. Âl-i İmrân Sûresi, Âyet/ 185)
Kur’ân Ne Diyor?
“Allah’ın rahmetinin belirtilerine bir bak, yeryüzünü ölümden, sonra nasıl diriltiyor? Şüphesiz ölüleri, “O” diriltir. “O”, her şeye Kâdir’dir.” (30. Rûm Sûresi, Âyet/ 50)