“1 Eylül Dünya Barış Günü”, Bandırma’da da kutlandı.
Bandırma Demokrasi Platformu, Cumhuriyet alanında bir etkinlik düzenledi.
Fatma Sibel Karabacakoğlu’nun sunuculuğundaki etkinlikte Bandırma Demokrasi Platformu Sözcüsü Recep Gökdeniz konuştu. Gökdeniz, “Emperyalizm ve kapitalizm, bütün savaşların kaynağıdır. Savaşa karşı barış mücadelemizi büyütelim” dedi.
“Savaşa hayır, barış hemen şimdi” ve “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganlarının atıldığı etkinliğin sonunda gökyüzüne barışı simgeleyen güvercinler bırakıldı.
SAVAŞLARA KARŞI, YAŞASIN BARIŞ
"İnsanlar bir daha 2. Emperyalist paylaşım savaşında yaşanan acıları yaşamasın diye savaşın başladığı 1 Eylül tarihi “Dünya Barış Günü” olarak kutlanırken, tüm dünyada milyonlarca insan yeniden savaşların olmaması için sokaklara çıkarak barış isteğini haykırmaktadır.
Ancak ne yazık ki bu yılki 1 eylül Dünya Barış Gününü de yeniden “Dünya Savaşı” olacak mı tartışmalarının gölgesinde kutluyoruz. Emperyalist ülkeler kendi kapitalistlerine yeni paylaşım alanları yaratmak için, kendi halklarının refahı için harcamaları gereken paraları, silahlanmaya harcamaktadırlar. Örneğin 2023 yılında Amerika 916, Çin 296,Rusya 109 milyar doları silahlanmaya harcamışlardır.
Emperyalist ülkeler; kendi çıkarları uğruna işgallerle, saldırılarla dünyayı kana bulamaya, gerici ve dikta güçlere zemin yaratmaya devam ediyorlar. Bir kez daha insanlık değerleri yerle bir ediliyor, doğa geri dönüşü olmayan tahribatlara maruz kalıyor, gözyaşı ve acılar dinmek bilmiyor.
Başta Ukrayna ve ortadoğu olmak üzere dünyanın birçok yerinde irili ufaklı çatışmalar savaş devam ediyor. İsrail’in uzun yıllardır Filistin’e karşı uyguladığı işgal girişimi bu yıl boyutlanarak arttı. Yüz binlerce Filistinli topraklarından edildi, on binlercesinin başına bombalar yağdı. İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda çoğu çocuk ve kadın, 40 bini aşkın Filistinli katledildi. Başta Türkiye olmak üzere kendini ‘Filistin dostları’ olarak gösteren ülkeler hamasi söylemlerin ötesine geçemediler. Göstermelik ilan edilen boykotların arkasında, milyonlarca dolarlık ticaret ilişkileri açığa çıktı. ABD ile iş birliği halinde tehditlerine devam eden İsrail, hem Lübnan hem de İran’a yönelik saldırıları büyüterek, savaşı genişletmek istiyor.
Savaş politikalarının bir sonucu olarak ortaya çıkan mültecilik ve göçmenlik milliyetçiliğin, ırkçılığın yükseltilmesinin, halklar arasında düşmanlığın körüklenmesinin aracı haline getiriliyor. Milyonlarca savaş mağduru insanlık dışı koşullarda hayatlarını sürdürmeye çalışırken, binlercesi göç yollarında can verirken başta Avrupa devletleri olmak üzere iktidarlar mültecilik üzerinden insanlık değerlerini pazarlıyor ayaklar altına alıyorlar.
Dünyanın birçok ülkesinde halklar, İsrail’in, emperyalistlerin desteğiyle Filistin’e yönelik soykırıma varan saldırılarına karşı ve ırkçıların farklı ülkelerde, göçmenleri hedef alan saldırılarına karşı kitlesel miting ve gösteriler düzenlediler. Dünya halklarının bu eylemleri, barışın dünya halklarının kollarında olduğunu, onların mücadelesiyle geleceğini gösteren birer umut ışığıdır.
NATO emperyalizmin savaş örgütüdür. AKP iktidarı içeride antiemperyalizm söylemiyle kitleleri yedeklemeye çalışırken; Milli Savunma Bakanı dışarıya karşı “önemli bir müttefik olarak önceliğimiz Natoya karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek ve müttefiklerimizle dayanışmayı güçlendirmektir” diyerek Nato nun hazır, kararlı ve güçlü olması için çırpındıklarını ifade etmektedir. Emperyalizmin savaş örgütü olan Nato dan çıkılmalı, Nato dağıtılmalı ülkemizdeki Nato üsleri kapatılmalıdır.
AKP iktidarı, Kürt sorununu imha ve asimilasyon politikaları ile çözme yolundan vazgeçmiyor, sınır ötesi operasyonlara devam ediyor. Buna bağlı olarak, Kürt siyasetçilere yönelik tutuklama, yargılama, özel hukukla infaz yakma, tecrit gibi uygulamaları devam ettiriyor. Seçme ve seçilme hakkının gaspı anlamına gelen kayyum uygulamalarına devem etmek istiyor! Kürt sorununun tam hak eşitliği temelinde çözümü, kolektif hakların güvenceye alınması konusunda hiçbir adım atmayan iktidar bu talepleri bastırmak için süreklileşmiş bir şiddet politikası uyguluyor. İçeride barışçıl demokratik çözüm yerine dışarıda operasyonlar, sorunu ve tehdidi büyütüyor. Ekmeğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza, havamıza geleceğimize göz dikenler, halkların bir arada kardeşçe yaşama iradesini de kendileri için büyük bir tehdit olarak görüyorlar.
Emperyalizm ve kapitalizm bütün savaşların kaynağıdır. 1 Eylül Dünya Barış Günü de savaşa karşı barışı savunmanın günüdür!
Ülkemizde ve dünyada barış ve demokrasi için, hakların eşit ve özgür birliği için savaşa karşı barış mücadelesini büyütelim."
BANDIRMA DEMOKRASİ PLATFORMU