BÖYLE BİR BİR RAPOR HAZIRLANMADIĞI GİBİ, VATANDAŞIMIZA BÖYLE BİR BİLGİLENDİRME DE YAPILMAMIŞTIR.
AKP Milletvekili M.Cemal öztaylan gerçekleştirdiği basın toplantısında su faturalarımıza yansıtılan katı atık bedellerine değindi.
Öztaylan; Bilindiği üzere, su kullanma insan yaşamı için en temel ihtiyaçtır. Yaşam hakkı ise kutsal olup, anayasal güvence altındadır.
Bandırma Belediyesini yöneten irade Aralık ayı meclisinde aldığı karar ile, en temel gereksinimiz olan suyu kullanma hakkımızı zedelemiştir. Ziira bu atık bedellerinin ödenmesi vatandaşın sularının kesilmesine neden olabilecektir.
Öncelikle şu hususu açıklamakta yarar vardır. Katı atık ücreti adı altında su faturalarına yansıtılan aylık 8 tl lik bedeller halkımızın tepkisine neden olmuş bunun üzerine her fırsatta Sosyal belediyecilik yaptıklarını ifade eden Sn Sedat PEKEL bastırdığı broşürler aracılığıyla kamuoyunu yanıltıcı açıklamalarla tepkileri azaltmaya çalışmıştır.
Zaten Bandırmalı olarak ülkenin en pahalı suyunu kullanıyoruz. Bunun yanında su faturalarına bir de 8TL katı atık bedeli yansıtılmaktadır. Belirtelim ki, katı atık bedeli alınan yerlerde Örneğin Karaman Belediyesinde ton başına sadece 50 kuruş, Beşiktaş Belediyesinde ton başına 48 kuruş alınırken, Katı atık bedelinin belirlenmesiyle ilgili komisyonun Bandırma için 8 tl olan bedeli nasıl bir hesapla ortaya çıkardığı merak konusudur.
Türkiyenin bir çok yerinde alınmayan ya da normal sayılabilecek ölçülerde olan bu bedeller neden Bandırma' da bu kadar yüksek alınmaya başlanmıştır yoksa bu da sosyal belediyeciliğe bir örnek bir çalışma mıdır?
Belediyenin dayanak gösterdiği "ATIKSU ALTYAPI VE EVSEL KATI ATIK BERTARAF TESİSLERİ TARİFELERİNİN BELİRLENMESİNDE UYULACAK USUL VE ESASLARA İLİŞKİN YÖNETMELİK"i de yanlış yorumladığı ortadadır.
Yönetmelikte yer alan geçici birinci maddeye özellikle dikkat çekmek istiyorum. Bu maddeye göre belediyeler bir yıllık zaman diliminde yönetmeliğe uyum sağlamalı, katı atığın dönüşümü ile ilgili tesis kurmalı veya kurmak için projelerini yapmalıdır.
Türkiye'nin en küçük belediyelerinde bile katı atık arıtma tesisi varken bu güne kadar 140 bin nüfusa sahip Bandırmamıza Katı Atık Tesisi kuramayan belediye, kuramadığı tesisin bedelini vatandaşın temel gereksinimi olan suyun faturasına yansıtarak büyük bir garabet örneği sergilemiştir.
Herkesin çöpü olur ve ÇTV de bunun için alınıyor ama herkesin katı atığı olmaz. Katı atık, bir üretimin sonucudur. Evindeki olağan çöp kutusunu doldurmaktan başka bir atığı olmayan hane halkının böylesi bir ücret ödemesi yönetmeliğin amacı ile de bağdaşmaz. Çöp için herkes vergi ödüyor ama katı atık için bunu herkes ödememelidir."
Deli Dumrul gibi köprüden geçenden de geçmeyenden de ücret alınması anlayışı artık geride kalmış olmalıdır.
Yine Yönetmeliğin 23. maddesince "belediye meclisince atık su ve evsel katı atık tarife ücretleri kararı alınmadan önce halkın önerilen tarifeler ve esasları hakkında bilgilendirilmesi, görüş ve önerilerinin alınması maksadıyla ücretlerin hangi esaslar çerçevesinde belirlendiğini, hangi ana maliyet kalemlerinin dikkate alındığını, geçmiş yıllardaki maliyetleri, planlanan yatırım programını ve önerilen tarifeleri içerecek bir rapor hazırlanır.
(2) Belediyeler ve Mahalli İdare Birliklerince hazırlanan raporlar meclis kararlarının duyurulması yöntemi ile halka duyurulur.
(3) Yorumların toplanması, yorum verme süresi, atık su altyapı yönetimleri ve evsel katı atık idareleri tarafından uygun bir süreye göre düzenlenir.
BÖYLE BİR BİR RAPOR HAZIRLANMADIĞI GİBİ, VATANDAŞIMIZA BÖYLE BİR BİLGİLENDİRME DE YAPILMAMIŞTIR.
Kaldı ki; Aynı hizmet için birden fazla vergi de alınamaz. Belediyenin bu uygulamasının doğal bir sonucu olarak vatandaş, iki defa vergi ödemek zorunda kalmaktadır. Çevre Temizlik Vergisi (ÇTV) ödeyen vatandaş, "Katı Atık bedeli" adı altında ikinci bir ödeme daha yapıyor ve üstelik bunu KDV`si ile ödüyor. Vatandaş ne yaptı ki, bunun KDV`sini istiyorsunuz? ÇTV ile alınan bir ücretin, yeniden ücretlendirmeye tabi tutmak, hukuk anlayışı ile bağdaşmaz. Bunun hiçbir hukuki dayanağı yok. Belediyeler bu kararı alırken daha geniş düşünmeli, tüketicilerin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal koşulları da göz önüne almalıdır.
2013 yılı bütçesini seçim bütçesi olarak belirleyen belediye, gelirleri yetersiz gördü ki, yapacağı seçim harcamalarının faturasını vatandaşa yüklemeye çalışıyor. Ancak biz buna müsaade etmeyeceğiz.
"Bu sebeple ilçe yönetimi olarak Bandırma Belediyesi meclis kararına karşı yürütmenin durdurulması talepli idari dava yoluna başvurma ve su faturalarına yansıtılarak vatandaştan tahsil edilen bedellerin iadesinin sağlanması için vatandaşın tüketici hakem heyetine başvurabilmesi konusunda vatandaşı bilgilendirme kararı aldık".
Bu bedellerle ilgili Halkımızın yoğun şikayetleri ortadayken bu uygulamaya derhal son verilmeli ve bu güne kadar alınan bedeller sahiplerine iade edilmelidir
Yönetimi elinde bulundurduğu süre içerisinde bu güne kadar çeşitle bahaneler ile hizmet üretmeyen, ama laf üretmesini beceren yerel yönetimin bunlara da yine laf üreterek cevap vereceğinin bilincindeyiz.
4 yıldır hizmet üretmeyen belediye yönetimi, seçim sürecine girilen bu günlerde yine kartondan projeler açıklamaya, hizmet görüntüsü oluşturma adına yol ve kaldırım çalışmalarına başlamıştır. Ama çok iyi biliyoruz ki hiçbir büyük projeye imza atamayan, önceki yönetimler zamanında yapılmış büyük hizmetleri bile koruyamayan belediye yönetimine Bandırmanın bir dönem daha tahammülü yoktur.
Bütün bu hususları kamuoyunun takdirine sunuyor, kendi adıma katılımınız için teşekkür ediyorum.
