Polis ve Medya

Polis ve Medya

SORUŞTURMA ve OPERASYONLAR SIRASINDA POLİS - MEDYA İLİŞKİSİ ve POLİSTE BASIN SÖZCÜLÜĞÜ UYGULAMASI

 



Bütün gelişmiş ülkelerde, kamuoyunu ilgilendiren önemli polisiye operasyonlar ve soruşturmalar sırasında polis - medya ilişkileri normal zamanlara göre daha fazla önem kazanmaktadır. Bu nedenle, soruşturma ve operasyonu yürüten polis biriminden orta kademede bir personel basın sözcüsü olarak görevlendirilmekte ve bu sözcünün iletişim bilgileri basın kuruluşlarına dağıtılmaktadır.

Devam eden önemli operasyon ve soruşturmalarda basının ve dolayısıyla halkın haber alma ve gelişmelerden bilgi edinme ihtiyacının karşılanması, yanlış yorum ve spekülasyonların önlenmesi açısından bu uygulama çok faydalı ve gerekli olmaktadır. Bir başka ifadeyle basın sözcüsü, soruşturma ve operasyon planının ve ekibinin ayrılmaz bir parçası durumundadır.

Polis - Medya ilişkisinin önemi sebebiyle, ABD'deki Polis Okulları'nda ve FBI Akademisi'nde basın sözcülüğü ve uygulama şekilleri, zorunlu ders olarak okutulmaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri'nde; Federal Polis Teşkilatı ve Eyalet Polis Teşkilatları'nın basın sözcülüğünü nasıl uyguladığını, 2003 yılında FBI Akademisi'nde katıldığım bir eğitim programı sırasında yakından öğrenme fırsatı buldum. Bu tecrübemi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Hatırlanacağı üzere Ekim 2002'de ABD'nin Washington eyaletinde keskin nişancı (SNIPER) JOHN ALLEN MUHAMMED ve ortağı LEE BOYD MALVO, Washington çevresinde 3 hafta süren eylemler sırasında dürbünlü tüfekle 10 kişiyi öldürdü. Virginia, Maryland ve Washington bölgesindeki seri cinayetler 2 Ekim 2002 tarihinde başladı ve ilk olarak çim biçen bir adam, akaryakıt istasyonundan benzin alan bir taksi şoförü ve bankta oturan bir kadın arka arkaya uzaktan atılan keskin nişancı kurşunlarıyla öldürüldü. Birbirleriyle bağlantısız gibi gözüken cinayetler ertesi günlerde de sürdü ve 3 hafta içerisinde seri katillerin vurduğu 13 kişiden 10'u hayatını kaybetti.

Günlük işlerini yapan insanların rastgele öldürülmesiyle korku ve büyük dehşet yaşayan bölge halkı zorunlu olmadıkça evlerinden çıkmamaya çalışıyor; aileler çocuklarını okula göndermiyordu.

Washington Sniper”ı olarak anılan katil ya da katilleri bulmak için alarm durumuna geçen polis, kapsamlı bir operasyon başlattı ve nihayet katiller 24 Ekim 2002 tarihinde park halindeki bir aracın içinde suç aleti dürbünlü tüfekle beraber yakalandı. Jüri önünde yargılanan katiller suçlu bulunarak ölüm cezasına çarptırıldılar. Keskin nişancı John Allen Muhammed; 11 Kasım 2009 tarihinde, Virginia'daki Greensville Cezaevi'nde zehirli iğneyle idam edildi. Suç ortağının cezası ise 18 yaşından küçük olduğu için müebbet hapse çevrildi.

O günlerde Türk basınına da yansıyan ve kısaca hatırladığımız bu olayın soruşturmasını bizzat yürüten Maryland Polis Teşkilatı'ndan bir yetkili; FBI Akademisi'ne gelerek, Washington Sniper”ı olayı sırasında yaşadıkları tecrübeyi ve basınla nasıl bir iletişim kurduklarını bizlere anlattı. Ben de bu olay sırasında ABD polisinin yaşadığı tecrübeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Söz konusu Polis Şefi, 2 Ekim 2002 tarihinde sorumluluk bölgelerinde değişik mekânlarda arka arkaya dürbünlü tüfekle ve tek kurşunla değişik cinsiyet ve yaş gruplarından 5 kişinin öldürüldüğünü, olay yerlerinde yapılan kriminal incelemelerde boş kovan ve herhangi bir ipucu bulamadıklarını, olayların meydana geldiği benzin istasyonu, alışveriş merkezi otoparkı, okul gibi mekânların tek ortak özelliklerinin otoyol kenarında bulunmaları olduğunu ifade etti.

Aynı gün arka arkaya işlenen bu seri cinayetler üzerine, tecrübeli dedektiflerden oluşan özel bir soruşturma ekibi kurulduğunu belirterek, devam eden günlerde de sokaktaki insanlara yönelik sniper cinayetlerinin devam etmesi üzerine bölge halkının büyük bir panik ve korkuya kapılarak zorunlu olmadıkça sokağa çıkmadığını, çocuklarını okula göndermediğini, alışveriş merkezlerine kimsenin gitmediğini, halkın güvenlik ve huzurunu sağlamak durumunda olmaları sebebiyle polis olarak çok zor durumda kaldıklarını, basın ve televizyonların olaya büyük bir ilgi göstererek çok sayıda basın mensubu ve 30'a yakın canlı yayın aracının Emniyet Müdürlüğü önüne karargâh kurarak, gece gündüz yayın yapmaya başladığını belirterek, soruşturma ekibinden Emniyet Amiri seviyesinde bir görevlinin olayla ilgili gelişmeleri gün içerisinde belli aralıklarla basına aktarmak üzere BASIN SÖZCÜSܔ olarak görevlendirildiğini, basının rahat görev yapmasını temin etmek üzere Emniyet Müdürlüğü otoparkının boşaltılarak canlı yayın araçlarının bu alana yerleştirildiğini ve ayrıca basın mensuplarının polis sözcüsü dışında bilgi sızdırmalarını engellemek için Emniyet Müdürlüğü bahçesine seyyar tuvalet ve kantin aracı yerleştirilerek basın mensuplarının Emniyet Müdürlüğü binasına girmelerinin engellendiğini, basın sözcüsünün belli aralıklarla kameralar karşısına geçerek soruşturmadaki gelişmeleri paylaştığını, ayrıca sözcünün iletişim bilgilerinin basın mensuplarına dağıtılarak diledikleri zaman bilgi alma ve soru sorma imkanı yaratıldığını, böylece hem vatandaşların doğru bilgi edinerek paniğe kapılmalarının önlenmesi, hem de soruşturmayı olumsuz etkileyebilecek bilgilerin basının eline geçmesinin engellendiğini iletmiştir.

Keskin nişancıların cinayetler sonrası ipucu bırakmaması ve görgü tanıklarından elde edilen bilgilerin yetersiz kalması sebebiyle, polis olarak çok sıkıntılı günler yaşadıklarını, nihayet 3 hafta sonrası son cinayet sırasında steyşın vagon tipi bir araçtan otoyolda seyir halinde iken ateş edildiğinin tespit edildiğini ve görgü tanıklarının beyanı ile aracın rengi ve plakasının harf grubunun belirlendiğini, ancak aracı bulma imkânı olmaması üzerine basın yoluyla halktan yardım istenmesine karar verildiğini, radyo ve televizyonlarda yapılacak anonsun seri katiller tarafından duyulmaması için gece 23.00 haberleri sırasında araca ilişkin mevcut bilgilerin radyolardan yayınlanarak; gören vatandaşların, polis ihbar telefonunu aramalarının talep edildiğini, radyo anonsunu dinleyen bir tır sürücüsünün otoyol kenarındaki park yerinde bu aracı görüp ihbar etmesi üzerine, son cinayet sonrası park halindeki araçta uyumakta olan seri katil JOHN ALLEN MUHAMMED ile suç ortağı LEE BOYD MALVO'nun cinayetlerde kullandıkları dürbünlü tüfekle birlikte yakalandıklarını bildirmiştir. Araçta yapılan incelemede steyşın vagon tipi aracın arka koltuklarının söküldüğü ve arka bagaj bölümünde tüfek namlusu sığacak genişlikte bir delik açıldığı, aracı MALVO'nun kullandığı ve keskin nişancının ise araç içinde yatar vaziyette dürbünlü tüfekle nişan alarak kurbanlarını uzaktan atışla vurduğu ve boş kovanların araç içinde kaldığı yönündeki tespitler iletilmiştir.

Söz konusu Washington Sniper”ı olayında da görüldüğü üzere, poliste basın sözcülüğü uygulaması ile kamuoyunu ilgilendiren soruşturma ve operasyonlarda POLİS -MEDYA ilişkisi büyük önem arz etmektedir. Gerek halkın haber alma ihtiyacı ve çevresinde gelişen önemli olaylar hakkında bilgi edinme hakkı, gerekse soruşturmalar sırasında görgü ve bilgisini polis birimlerine aktararak kısa sürede sonuca ulaşmaya katkısı göz ardı edilmemelidir. Medya kuruluşları, polisle vatandaş arasında bir aracılık işlevi gördüğünden, basın sözcülüğü sisteminin mutlaka geliştirilmesi ve aktif bir şekilde uygulanması gerektiği düşünülmektedir. Basın sözcülüğünün verimli bir şekilde uygulanabilmesi için, konuyla ilgili eğitim almış ve iletişim becerisine sahip orta kademe polis amirleri yetiştirilerek bütün illerdeki soruşturma birimlerinde görevlendirilmesinin büyük önem arz ettiği yadsınamaz bir gerçektir.

ŞEVKET TAŞDELEN

1.Sınıf Emniyet Müdürü

Polis Başmüfettişi