Tarih: 19.06.2024 14:56

Posta yazarı Murat Çelik, müsilaja dikkat çekti

Facebook Twitter Linked-in

Posta Gazetesi köşe yazarı Murat Çelik, Marmara Denizi’nde 2021 yılında yaşanan müsilaj riskini dile getirdi.

Çelik, köşe yazısında, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın şu düşüncelerine de yer verdi:

“Denizlerle kurduğumuz yanlış ilişkiyi değiştirmediğimiz sürece müsilaj tekrarı kesin, tarihi meçhul bir ekolojik olay olarak Demokles’in Kılıcı gibi ülkemizin üzerinde sallanıyor olacak. Denizlerimizdeki risk sadece müsilaj değil. Kirlilik yükü azalmadığı sürece yeni birtakım ekolojik felâketlerle tanışma riskimiz var.

2021’de, Bilim ve Teknoloji Kurulu kuruldu. Ardından 22 maddelik Marmara Denizi Eylem Planı hazırlandı. Hatırlarsınız, yüzey temizliği yapıldı. İyi başladık ama devamını getiremedik. Eylem planının gereğini yapamadık, ne yazık ki. Riski yönetmediğimiz sürece krizler kapımızı hep çalacak. Hızlı bir şekilde, amasız, fakatsız, lâkinsiz eylem planına dönmemiz gerekir.”

Prof. Dr. Sarı’nın, “Müsilaj ağıt mı, umut mu?” isimli bir kitabı bulunuyor.

Murat Çelik’in yazısı şöyle:

“Üç sene önceyi hatırlayın… 2021 yazını. ‘Müsilaj’ diye bir felaketle tanışmıştık hani. ‘Deniz salyası’ olarak da adlandırılan, Marmara Denizi’nin yüzeyini kaplayan sümüksü yapı… T

ehlikeye dikkat çekip yapılması gerekenleri anlatan bir grup bilim insanının feryadı sonucu, ilgili kurum ve yetkililer harekete geçmişti. Türkiye, birkaç hafta boyunca neredeyse sadece müsilajı konuşmuştu, hatırlarsınız. Peki ya sonra? Sonrası malum: Hemen her konuda olduğu gibi müsilajı da bir süre için konuştuk, yapılması gerekenlerin listesini çıkardık, sonra gereğini yapmadık, konuşmayı bıraktık, unuttuk gitti. Böyle olduğu için de ‘müsilaj’ bugünlerde kendini yine hatırlatıyor.

MEVCUT DURUM NE?

Konuyu, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı ile konuştum dün. Prof. Sarı’nın anlattıkları durumun vahametini bir kez daha yüzümüze vuruyor. Tabii duymak, görmek, anlamak isteyene… İşte Mustafa Sarı’nın ağzından bugün itibarıyla Türkiye’nin ‘müsilaj’ gündemi:

Şu anda 2021 yılında yaşadığımız gibi bir müsilaj yok ancak durum yine hiç iç açıcı değil.

Müsilajın oluşma sürecinin arka planında kirlilik, deniz suyu sıcaklığındaki artış ve deniz şartlarındaki durağanlık var. 2021’de işte bu üçlü tetikleyici, felaket boyutundaki müsilajı çıkarmıştı ortaya.

Şu anda, bu üç faktörden sadece biri yok. Denizlerimizdeki kirlilikleri ne yazık ki azaltamadık. Azot, fosfor yükü yine aynı. Deniz suyu sıcaklığında ise durum aslında 2021’den bile daha kötü. Son 50 yılın rekoruna doğru gidiyor sıcaklıklar. Üç sene önceden tek farkımız, deniz şartlarındaki durağanlık 2021’deki gibi değil. Yoğun yağışlar sayesinde Karadeniz’den Marmara’ya önemli bir akışkanlık var. İşte bu durum, mevcut müsilajın görünür olmasının önüne geçiyor.

Ancak Marmara Denizi’nin farklı bölgelerinde son aylarda renk değişiklikleri görüyoruz. Sıcaklık da yüksek olduğundan, ‘alg’ (su yosunu) çoğalmaları var. Turuncu, pembemsi, kırmızıya yakın renkler gözlüyoruz.

Müsilajda önce algler hızla çoğalıyor. Bugün müsilaj yok ama oluşma şartlarındaki gibi aşırı alg çoğalmalarını gözlüyoruz.

İstanbul Boğazı’ndan Marmara’ya doğru akan köpükler Batı Karadeniz kaynaklı. Marmara’ya odaklandık ama diğer denizlerde de kirlenme ve risk var. Ege Denizi’nin kapalı koy ve körfezlerinde de risk var. İzmir ve Edremit Körfezi’nde renkli alg çoğalmalarını görüyoruz. Buralar riskli bölgeler.

ACiL EYLEM ŞART

Özetle şunu söyleyebiliriz: Denizlerle kurduğumuz bu yanlış ilişkiyi değiştirmediğimiz sürece; müsilaj tekrarı kesin, tarihi meçhul bir ekolojik olay olarak Demokles’in kılıcı gibi ülkemizin üzerinde sallanıyor olacak.

Denizlerimizdeki risk sadece müsilaj değil. Kirlilik yükü azalmadığı sürece yeni bir takım ekolojik felaketlerle tanışma riskimiz var.

2021’de Bilim ve Teknik Kurulu kuruldu. Ardından 22 maddelik Marmara Denizi Eylem Planı hazırlandı. Hatırlarsınız, yüzey temizliği çalışmaları yapıldı. İyi başladık ama devamını iyi getiremedik. Eylem planının gereğini yapamadık maalesef. Riski yönetmediğimiz sürece krizler kapımızı hep çalacak. Hızlı bir şekilde, amasız, fakatsız, lâkinsiz, eylem planına geri dönmemiz lazım.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —