Tarih: 14.01.2015 22:45

SAADET PARTİSİ Güçlünün korunduğu düzen değişmelidir!”

Facebook Twitter Linked-in

Bakanlar yargılanmalıydı

TAŞKIN, Rüşvet ve yolsuzluk iddialarına adları karışan dört eski bakanın TBMM Soruşturma komisyonu tarafından Yüce Divana gönderilmemesiyle ilgili  kararın isabetsiz olduğunu ifade ile; “Bu karar hem milletimiz bakımından hem de, ilgili Bakanlar bakımından yanlış olmuştur. Bu Bakanlar, suçlu değildi iseler neden görevlerinden azledildiler. Suçlu iseler, neden kendilerine savunma hakkı tanınmıyor da dosya kapatılmak istenip, millet nezdinde müphem hale getiriliyor” diye sordu?

Fevkalâde calib-i dikkat işler yapıldı

Adı geçen Bakanlar ve yakınlarına yönelik operasyondan  sonra Hükümet’çe alelacele idari/hukuki düzenlemeler yapıldığını, Valilerin değiştirildiğini, Emniyet bünyesinde kapsamlı yer ve görev değiştirmeleri yapıldığını, Savcıların/Hakimlerin değiştirildiğini, değiştirilen Savcılarca şüphelilerin tamamının aklandığını, bu yetmezmiş gibi müsadere edilen maddi unsurların da faiziyle birlikte kendilerine iade edildiğini, bu sebeple;  olayın küçümsenip yok sayılamayacağını veya AKP’nin Meclis çoğunluna kurban edilemeyeceğini söyleyen TAŞKIN; “Konu önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulunda görüşülecektir. Burada yapılması gereken, en ufak bir tereddüt yaşamadan bu dört eski bakanın Yüce Divan’a, yani Anayasa Mahkemesi’nin huzuruna gönderilmesidir. Bu süreç yaşanmayacak olursa şüpheler devam edecek ve toplum vicdanında kara bir leke olarak kalacaktır.

Meclis soruşturma komisyonunun olayı soruşturması ve karar oluşturması safhasında; Türkiye’nin tarihinde bir benzeri daha görülmeyen bir rüşvet ve yolsuzluk olayının yaşadığı ortaya çıkmıştır. Hükümet’ten, ‘ucu kime dayanırsa dayansın soruşturulmalı ve suç işleyen kim olursa olsun, mutlaka  cezalandırılmalıdır’ demesi beklenirken, olayı örtmek için halen; ‘Hükümete kumpas kurmak isteniyor’ şeklindeki beyanları, calib-i dikkattir ve bizleri araştırma yapmaya sevk etmiştir. Dönüp baktığımızda; Millî Görüşe karşı içeriden ve dışarıdan kumpas kurularak, 2002 yılında iktidara geldiklerinde kendi hükümet programlarında meğer neler yazmışlar neler; ‘Ülkemiz son yıllarda siyasi iktidarın kötüye kullanılmasından kaynaklanan bir yolsuzluklar kıskacına girmiştir’, ‘Her geçen yıl kamu yönetimindeki yolsuzlukların hacmi daha da artmaktadır’. Sanki bu günü söylüyorlar. ‘Kamu yönetiminde şeffaflığı sağlayacağız’ ‘yolsuzluklarla mücadele için ilgili başsavcılıkların yetkileri artırılacaktır’ diyorlardı. Arttırdılar da. Şimdi ne oluyor? Dün kahraman ilan edilen savcılar bu gün hain ilan ediliyor, adeta linç ediliyorlar. Demokratikleşme ve hukuk yolunda atılmış müspet adımlar bir bir geri alınıyor.

Görülüyor ki söz başka, öz başka. Dün Harun gibi görünenler, ne yazık ki bu gün Karun gibi görünmeye başlamışlardır. Adalet Bakanlığı’nın resmi verilerine göre son üç yılda Türkiye’de Kamu’da zimmet, ihaleye fesat karıştırma, rüşvet ve yolsuzluk gibi suçlardan alınan mahkumiyetlerin artış oranı yüzde 68 olmuştur, bu gidişatın sonu fecaattir.

Hayatları Yanılmakla  Geçti

12 yıl beraber yürüdükleri, aynı yağmurda ıslandıkları, ‘ne istediler de vermedik’ dedikleri bir kısım arkadaşları için şimdi ‘bizi sırtımızdan hançerlediler’ diyorlar. Yani, yanıldıklarını söylüyorlar. Ne zaman fark ediyorlar 12 yıl sonra.     

Bundan 12 yıl önce de bu iktidarın önde gelenleri ‘biz Milli Görüş gömleğini çıkardık. Erbakan Hoca 33 yıldır bizi yanıltmış, safmışız’ demediler mi?

Sormak hakkımız değil mi; 33 yıl Milli Görüş’te yanıldınız, 12 yıl kendi iktidarınız zamanında yanıldınız, 45 yıl ediyor. Allah aşkına bütün hayatı yanılgı ile geçen bir zihniyete koskoca bir ülkenin yönetimi teslim edilebilir mi?

Bütün bunlar, Erbakan Hoca’yı hem sırtından hem de kalbinden hançerleyenlere ilahi bir karşılık mıdır, diye düşünüyoruz.

Gittikleri Yol Değil Ama, Gelecekleri Yol Erbakan’ın Yoludur

Huzur arayan, mutluluk arayan herkes Milli Görüş’e Saadet Partisi’ne gelmeye mecburdur. Sayın Cumhurbaşkanımız dahil, iktidarın önde gelenleri  ‘yolumuz Erbakan’ın yoludur’ demiyor mu? Biz gayet iyi biliyoruz ki, gittikleri yol Erbakan’ın yolu değil ama, gelecekleri yol Erbakan’ın yoludur. Bu herkes için de geçerlidir.”  ifadelerini kullandı. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —