SARIKAMIŞ ŞEHİTLERİ UNUTULMADI

SARIKAMIŞ ŞEHİTLERİ UNUTULMADI

110 Yıl önce tek kurşun atılmadan Sarıkamış'ta Allahuekber dağlarında donarak şehit olan 92 bin Mehmetçik için bu sabah Bandırma Ayyıldıztepe son kurşun anıtında anma düzenlendi.

Bandırma Kaymakamı Engin Aksakal önderliğinde Milli Eğitim ilçe müdürlüğü tarafından hazırlanan program dahilinde gerçekleşen anma için Ayyıldıztepe Belediye taş ocağı şantiyesinde toplanan öğrenci, Gaziler, Belediye Başkan vekili Atilla Atakay, Başkan Yardımcısı Cemal Adıgüzel ve katılımcılar yoğun sis altında yürüyüş parkurunu geçerek son kurşun anıtına gelindi.

Saygı duruşu ve İstiklal marşının okunması ile başlayan anma, sırası ile Milli Eğitim ilçe Müdürü Mutlu Aslan, Kaymakam Engin Aksakal'ın konuşması ardından Ali Öztaylan İmam Hatip Lisesi öğrencisi Musap Zeki Mog'un kuran tilaveti dinlendi.

Adından Haydar Çavuş Mesleki Teknik Anadolu lisesi öğrencisi  Melih Ata, Yavuz Sultan Selim Anadolu lisesi Öğrencisi Ayaz Okutan, Ali Öztaylan İmam Hatip Lisesi öğrencisi Musap Zeki Mog ve Enerji Sa Anadolu Fen lisesi öğrencisi Eren Erdur'un anma programı ve Sarıkamış şehitlerine uyarlanmış şiirlerini okudular. 

Ayyıldıztepe Sonkurşun anıtındaki Sarıkamış Şehitlerini anma programı ilçe Müftüsü Dr. Abdulhamid Pehlivan'ın duası ile son buldu. Ayyıldıztepe'deki anma programına katılan öğrencilere pilav ve hoşaf ikramında bulunuldu.

Bandırma Milli Eğitim İlçe Müdürü Mutlu Aslan; Cihan Harbinde Kafkas Cephesinde yaşanan ve en büyük kara harekâtı olarak tarihe geçen Sarıkamış’ın110.yıldönümündeyiz. Hem 1. Dünya Savaşının hem de Milli Mücadelemizin son kurşunlarının atıldığı yerdeyiz. Bundan 110 yıl önce 22 Aralık1914’te başlayan Sarıkamış Harekâtında ve tüm Kafkas Cephesinde şehadete yürüyen şehit ve gazi dedelerimizi anmak için toplanmış buluyoruz. 

           Sevgili Gençler!

Sarıkamış; tarihimizin en gamlı, en hüzünlü, en kederli sayfalarından biridir. Sarıkamış, Mehmetçiğin Yemen çöllerinden Allahüekber dağlarına yürüyüşünün kutlu ve hazin hikâyesidir. Askerlerimiz, hiçbir mazeretin ardına saklanmaksızın dondurucu hava koşullarına ve arazi şartlarına rağmen işgal altındaki vatan topraklarımızı kurtarmak için bu destansı mücadeleyi vermiştir. Büyük kayıplar verilse de vatan uğruna çıkılan bu yoldan asla geri dönmeyi düşünmemiştir. Onların; ölürsek şehit kalırsak gaziyiz diyerek tertemiz yürekleriyle, halis niyetleriyle karlı dağlar üzerinde attıkları her adım milletimize hayırlı neticeler doğurmuştur. Bu cephede 1918 yılına aralıklarla devam eden çarpışmalar sonucunda imzalanan antlaşma ile tam kırk yıldır Rus işgalinde kalan Kars, Ardahan, Artvin vilayetlerimiz yeniden anavatana katılmışlardır. 

Özlem dolu bu kavuşmanın ardından bir büyük kucaklaşmanın daha gerçekleştiği bir başka coğrafya da bugün Kafkasya’nın parlayan yıldızı kardeş ülkemiz Azerbaycan’dır. Azerbaycan Türklerinin yardım çağrısı üzerine Enver Paşa’nın emriyle Osmanlı Askerleri ve Kafkasya Müslümanlarından gönüllülerin katılımıyla kurulan Nuri Paşa Komutasındaki Kafkas İslam Ordusu, 1918 Eylül’ünde Bakü’ye girerek Rus ve Ermeni mezalimine son vermiştir. Şehit Şair Ahmet Cevad, 

“Ayrı düştüm dost elinden

Yıllar var ki çarpar sinem 

 Vefalı Türk geldi yine 

Selam Türk’ün bayrağına.” dizelerini de içeren “Çırpınırdın Karadeniz” isimli şiirini bu zafer vesileyle Türk ordusuna ithaf etmiştir. 

         Sevgili Öğrenciler!           

Cumhuriyetimizin ikinci asrını Türkiye Yüzyılı olarak ilan ettik. 21. Yüzyılın Türk yüzyılı olacağını da dünyaya gösterdik. Otuz yıldır Ermenilerin ve işbirlikçilerinin işgali altında kalan kırk asırlık Türk-İslam yurdunu, Dağlık Karabağ’ı “Bir Millet İki Devlet” şiarıyla Azerbaycan ile el ele vererek bağımsızlığına kavuşturduk. Atalarımızın yarım kalan hayallerini gerçekleştirmiş olduk. Bugün örgütlenmesi devam etmekte olan Türk Devletler Teşkilatının teşekkülü ve Türk Dünyası ile bütünleşme çabalarımız, bu mücadelemizin 1914’te de 1918’de de bitmediğinin, bugün de devam ettiğinin göstergesidir. Bu gurur dolu günler nedeniyle artık “Kafkaslardan aşacağız demiyoruz, Kafkaslardan asmışız biz diyoruz. “Türk’ün Şanlı Bayrağını Karabağ’a asacağız demiyoruz, “asmışız biz diyoruz.” Bizlere bu günleri gösteren Allah’a şükürler olsun.   

         Değerli Gençler!

Atatürk’ün “Bizim, Sovyetlerin idaresinde dili bir inancı bir özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır. Manevi köprüleri sağlam tutarak. Dil bir köprüdür… İnanç bir köprüdür… Tarih bir köprüdür… Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların bize yaklaşmasını beklemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekir.” sözüyle ortaya koyduğu vizyon, bugün gerçeğe dönüşmektedir.

Sizleri bu duygu ve düşüncelerle selamlıyorum. Başta Sarıkamış, Bakü ve Karabağ şehitlerimiz olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi şükranla, minnetle ve rahmetle anıyorum. "

Bandırma Kaymakamı Engin Aksakal, Sarıkamış şehitlerini anma programında yaptığı konuşmada; 

"Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti, birçok cephede itilaf devletlerine karşı mücadele etti. Balkan cephesinde, güneyde Filistin ve Suriye cephelerinde, Kafkas cephesinde ordularıyla, Mehmetçiklerle, komutanları ve paşalarıyla ülkemizi ve Anadolu coğrafyasını korumak, Osmanlı coğrafyasında yaşayan milletleri savunmak için çaba gösterdi. Osmanlı Devleti, yüzyıllardır hüküm süren bir devlet olarak dünya ülkeleri arasında üstün kılınmak için mücadele etti ve çarpıştı.

Anadolu toprakları bizlere 1071’de Sultan Alparslan önderliğinde açıldı. Bu topraklar, Büyük Selçuklu Devleti ile başlayan süreçte Osmanlı Devleti’nin Balkanlar, Avrupa ve üç kıtada hüküm süren bir imparatorluk haline gelmesine tanıklık etti. Ancak bu imparatorluk, 600 yıllık hükümranlığını kolay elde etmedi. Bu coğrafyanın stratejik, politik ve ekonomik önemi dün olduğu gibi bugün de aynı şekilde devam etmektedir. Bu nedenle, bu toprakları korumak ve huzuru sağlamak hepimizin en önemli görevidir.

Bu güvenliği ve huzuru sadece askeri tedbirlerle değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve milli şuur ile güçlendirmek gerekir. Sarıkamış Harekatı, vatan sevgisinin ve fedakarlığın en çarpıcı örneklerinden biridir. Mehmetçik, o zor şartlarda, eksi 30-40 derecelerde, geri dönmeyi düşünmeden vatanını savunmuştur. Bu ruhu anlamak, çözmek ve o sevgiyi hissetmek hepimizin görevidir.

Değerli gençler, bizlere vatan kılınan bu toprakları bir emanet olarak görmeli, üzerimize düşen sorumlulukları en iyi şekilde yerine getirmeliyiz. Zamanın değerini bilerek, milli bilinçle kendimizi geliştirerek, bu emaneti daha güçlü bir şekilde geleceğe taşımalıyız. Kendimize, ailemize, milletimize ve ülkemize karşı olan sorumluluklarımızı yerine getirirken dünyadaki sosyal, ekonomik ve teknolojik gelişmeleri de yakından takip ederek vizyonumuzu genişletmeliyiz. Öğretmenlerimiz, gençlerimizi bu vizyonla rehberlik ederek yetiştirmelidir.

Bu topraklar, sadece bir toprak parçası değil; mücadeleyle, fedakarlıkla ve değerlerle kazanılmış bir yerdir. Şairin dediği gibi: 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Bu mısralardan, vatan için nasıl bir duruş sergilememiz gerektiğini anlamalıyız.

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nı yazarken, 'Bunu ben yazmadım, Türk milleti yazdı,' demiştir. Gerçekten de İstiklal Marşı, o günkü Türk milletinin ruhunun ve mücadelesinin ifadesidir.

Bu toprakları bizlere vatan kılan Sultan Alparslan’ı, Fatih Sultan Mehmet’i, Sarıkamış şehitlerini, Çanakkale şehitlerini, İstiklal Mücadelesi kahramanlarını, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu ülkeye hizmet etmiş tüm devlet büyüklerimizi, şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle ve saygıyla anıyorum."



Anahtar Kelimeler: SARIKAMIŞ ŞEHİTLERİ UNUTULMADI
  • Cuma 5.9 ° / 3.2 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Cumartesi 6.7 ° / 4.1 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Pazar 6.5 ° / 5.3 ° Orta kuvvetli yağmurlu