Ramazan Bayramını idrak etmek üzereyiz. Bayramlar, toplumlara ait ortak sevinç, mutluluk ve kutlama vesilesidir.
Dini Bayramlarımız, kaynaşmanın, dostlukları ilerletmenin bir yolu olarak belli bir öneme sahip oldukları gibi, dini hissiyat ve bilincin sosyal hayatta tazelenmesinin de bir vesilesidir. Dargınların kucaklaşması, aralarında kin ve nefret bulunanların düşmanlık duygularının sevgiye dönüşmesi, küçüklerin büyüklere saygı, büyüklerin küçüklere sevgi ve şefkat göstermesi, hastaların ziyaret edilmesi, verilecek küçük hediyelerle çocukların sevindirilmesi, akrabaların bir ve beraberce bir kere daha yeniden kaynaşması, genellikle bayram günlerinde mümkün olmaktadır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Medine'ye hicret ettiklerinde, Medinelilerin eğlendikleri iki günleri vardı. Efendimiz (s.a.v.) :
Bu günler nedir? Diye sorduğunda Medineliler:
Biz cahiliyyeden beri bugünlerde eğleniriz, dediler. Bunun üzerine Peygamberim Hz. Muhammed (s.a.v.) :
Allah size o iki gün yerine daha hayırlı iki bayram ( Ramazan ve Kurban ) verdi. Buyurmuştur. O günden beri kutlana gelen bu iki bayram, Müslüman milletlerin milli bayramları da olmuştur. Bayram günleri, sadece ibadet, ya da sadece eğlence günleri olarak algılanmamalıdır. Çünkü insanın manevi varlığının yanı sıra maddi varlığının da beslenmeye ihtiyacı vardır. İbadet ve taatlarla ruh ve kalp gibi manevi varlığımız tatmin edildiği gibi, çeşitli ikram ve ziyafetlerle, belli ölçüler içinde yapılan meşru oyun ve eğlencelerle de maddi varlığımız tatmin edilmiş olur.
Bayram günlerinde başta anne babamız ve aile büyüklerimiz olmak üzere akraba ve komşularla tebrikleşerek karşılıklı sevgi ve saygı duygularımızı aktarmalıyız. Karşılaştığımız herkese selam vermek, tanıdığımız veya tanımadığımız herkesin bayramını kutlamalıyız. Tanıdıklarımızı ziyaret ederek hatırlarını sormalı ve gönüllerini almalıyız. Hastaları ziyaret etmeli, şifa dilemeliyiz. Yetimlerin ve kimsesiz çocukların başlarını okşamalı, çevremizdeki yoksullara-muhtaçlara, garip-gurabaya yardım ellerimizi uzatmalı; onların bayram sevinci yaşamalarına katkıda bulunmalıyız. Bizden dua bekleyen ölülerimizin mezarlarını ziyaret etmeli, dualarla ruhlarını şad etmeliyiz. Dargınların barışmalarına vesile olmalıyız. Cezaevlerinde yatan mahkûmlar ile bayram günleri toplumun huzur ve sağlığı için kamu hizmeti sunan güvenlik güçleri, sağlık görevlileri ve diğerlerini de unutmamalıyız.
Bütün bunlar, toplum fertlerini birbiriyle kaynaştırarak birlik-dirlik ve beraberliğin sağlanmasında; ayrılık ve düşmanlıkların bertaraf edilmesinde etkili olan hususlardır. Ana hedefimiz de gerçek bayrama ulaşmaktır. O ise Rabbimizin bağışlamasını, afv ve mağfiretini kazanıp Cennetine layık olabilmektir. İbrahim Hakkı Hazretleri bu bayramı şiirinde şöyle tarif eder.:
Mevla bizi affede, Bayram o bayram olur,
Cürm-ü hatalar gide, Bayram o bayram olur.
Bu duygularla Bayramınız Mübarek olsun. Yüce Allah'a emanet olun.