Sâkin ve sessiz bir kentte yaşamak ister misiniz? "İstenmez mi hiç?" şeklindeki yanıtınızı duyar gibiyim.
Çok gürültülü bir kentte, doğum yerim Bandırma`da yaşıyorum. Gürültünün her çeşidini bulabilirsiniz, yaşadığım kentte, uçak gürültüsünden, trafiğin insanı canından bezdiren uğultusuna, esnafın, ürünlerini satan bağırışlarından, sünnet konvoylarının korna seslerine, yüksek dozda çalınan müzik sesinden, kafanızı dinlemek için gittiğiniz bir çay bahçesinde, vatandaşların yüksek sesle sohbetlerine dek?
23 yıldan bu yana Bandırma`da, çevre ve doğa korumacılığına yönelik "uluslararası" kimlikli Kuşcenneti Kültür ve Turizm Festivalleri düzenlenir, sözüm ona. Adına, "gürültü festivali" de diyebilirsiniz. Festivallerin gerçekleştiği Haziran ayının ilk 5-6 gününde, müzik gürültüsünden, canınız Cumhuriyet alanından geçmek istemez. Bu bölgedeki konserlerin yanı sıra kurulan satış standları bile yüksek sesle müzik yayınlar. Açtığı standa, çok yüksek sesle müzik çalan bir sünnetçiye, "Sen, neden müzik çalıyorsun?" dediğimde, "Herkes çalıyor, ben neden çalmamayım?" yanıtını alınca çok şaşırmıştım.
Aslında çok sevdiğim, şirin sahil kenti Bandırma`nın "sessiz kent" olmasını nasıl da isterdim!
Artık tüm dünyanın gündemine giren olgulardan biridir, "sessiz kentler"
İtalya`da, "sâkin kent" anlamında kullanılan Cittaslow ağı, küreselleşmenin, kentlerin dokusunu, sâkinlerini, yaşam biçimini standartlaştırmasını ve yerel niteliklerini ortadan kaldırmasını engellemek amacıyla ortaya çıkan bir kentler birliğidir. Küreselleşmenin yarattığı homojen mekânlardan biri olmak istemeyen, yerel kimliğini ve özelliklerini koruyarak, dünya sahnesinde yer almak isteyen kasabaların ve kentlerin katıldığı uluslararası bir birlik konumunda bulunan "sessiz kentler" arasına ülkemizden ilk kez, İzmir`in Seferihisar ilçesine bağlı Sığacık beldesi girdi. Bu beldeyi daha sonra Muğla`ya bağlı Akyaka beldesi izledi. Son olarak da, Çanakkale`nin Gökçeada ilçesi, İtalya`da oluşturulup, "sâkin kent" anlamına gelen Cittaslow ağı kapsamına girerek, "dünyanın en sâkin adası" unvanını aldı.
52 maddeden oluşan Cittaslow kriterleri kapsamında, kentlerin doğası ve geleneklerinin korunarak sürdürülüp, gelecek kuşaklara taşınması hedeflenirken, enerji kullanımının doğal yollardan elde edilmesi, doğaya zarar vermeyen teknolojilerin kullanılması da amaçlanıyor. Bu ağda bulunan kentler ayrıca, kendi aralarında ekstra bir tanıtım gerçekleştirme olanağına da kavuşuyor.
Dileğimiz, Türkiye`de de "sessiz kentler"in hızla artmasıdır.
