PKK’nin temsil ettiği Kürt öznelliği, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin karşı karşıya kaldığı en ciddi toplumsal-siyasal meydan okuma olan Kürt meselesini kamusal alanda ‘görünür’ hale getirmenin yanı sıra bir isyan hareketi olarak da ‘devletin ve ülkenin bütünlüğüne yönelik’ en büyük tehdit olarak tezahür etti…
(…)
Abdullah Öcalan DDKO gibi bağımsız Kürt Sol yapılanmaların yasaklanması üzerine, devrimci Türk Solu’nun içinde kendine en yakın gördüğü, THKP-C ve onun lideri Mahir Çayan’a yakınlaşır.
(…)
“Bir ülkede gerici zor ne kadar yoğun ve örgütlüyse, devrimci zor da o kadar yoğun ve örgütlü olmak zorundadır. Tarihteki tüm Zor örgütlenmeleri, ancak başka Zor örgütlenmelerinin gücüyle yıkılmıştır. Tarihte ve günümüzde hiçbir zor örgütlenmesi, durup dururken kendi kendisini lağvetmemiştir. Tarih boyunca gerici Zor’la devrimci Zor birbirleriyle sürekli mücadele içinde olup, bu zorlar arasındaki mücadelenin ortadan kalkması, ancak gerici Zor’u ve bu Zor’lar arasındaki çatışmayı doğuran şartların ortadan kalkmasıyla mümkündür. (…) Kürdistan, tarih boyunca üzerinde sürekli gerici dış Zor’un uygulandığı bir ülkedir.”
(…)
Mevcut sürece gelişimizde 3. Dünya Savaşı’nın Ortadoğu’daki yayılımı, 7 Ekim 2023 tarihinde başlatılan Gazze Savaşı’nın sonuçları, İsrail saldırıları karşısında Hamas ve Hizbullah’ın ağır darbe yemesi, Suriye’de Baas iktidarının yıkılması ile bölgedeki değişim sürecinin gelip İran ve Türkiye’ye dayanması da önemli bir rol oynamıştır.
(…)
‘Terörsüz Türkiye’ bir sonuç değil yeni bir başlangıçtır. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşılması ve bu aşamasının sona ermesiyle Türkiye için tarihsel bir yükseliş dönemi başlamaktadır. Yeni dönem Türkiye’yi her bakımdan güçlendirecektir. Demokrasi ve hukuk alanında kapsamlı reformların yapılacağı, ulusal ve yurtsever demokrasi hukukunun somutladığı yeni bir aşamaya geçileceği herkesin kabulündedir.