Birgün Gazetesi muhabiri İsmail Arı, Bandırma 6. Kitap Günleri’nde, ülkemizdeki cemaat ve tarikat tehlikesine dikkati çekti.
Siyasi iktidarın da denetlemeyerek göz yummasıyla cemaat ve tarikatların büyüyerek, büyük holdingler durumuna geldiklerinin altını çizen Arı, bu tarikatların başında Menzil, Süleymancılar ve İsmail Ağa tarikatının geldiğine, Süleymancılar’ın biraz daha “kapalı kutu” olduğuna, ancak 300’den fazla Kuran kurslarının bulunduğuna dikkati çekti.
Arı, bu cemaat ve tarikatların ülkemizin çeşitli bölgelerinde ve devletin kurumlarında örgütlendiklerine işaret ederek, şunları söyledi:
“Bu cemaat ve tarikatların ciddi servetleri var. Örneğin Menzilciler, birçok ihaleye katılıyorlar ve bu ihaleler onlara veriliyor. Bu tarikat, ‘Nakış Gıda’ kuruluşu aracılığıyla kendisine servet aktarıyor. Kızılay’dan kendisine büyük paralar geliyor. Kızılay, Menzil’e teslim edildi. Menzilciler, özellikle Sağlık Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı kadrolarını eline geçirdi. Bu tarikata MHP’nin içinde de başta Devlet Bahçeli’nin sağ kolu olan Eyüp Yıldız olmak üzere destekçiler var. Jandarma ve Emniyet teşkilatları da Menzilciler’in kalesi durumuna geldi. Bu tarikatlar ve cemaatler, yalnız ülkemizde değil, diğer ülkelerde de örgütlendi.”
Siyasi iktidarın, “Avrasya Maratonu”nu yıllarca İsmail Ağa cemaatine yaptırarak onlara büyük kaynak sağladığına işaret eden gazeteci Arı, şu değerlendirmede bulundu:
“Durum kötü mü? Elbette kötü. Tarikatlar ve cemaatler güçlü. Fethullahçılar gibi bir darbe girişiminde bulunabilirler mi? Olabilir. Ancak vatandaşlarımıza son dönemlerde yapılan anketlerde onların yüzde 80 oranında tarikat ve cemaatlere destek vermediklerini, bunların içinde yer almadıklarını görüyoruz. Fethullahçılar, en güçlü oldukları dönemde bile parlamentoya milletvekili sokamadılar. Ancak tarikatlar ve cemaatler, ülkemizin hep güç merkezlerinin içinde olmaya çalışıyorlar. Yargıda da güçlüler. Verilen cezalar üzerinde büyük etkileri var. Çünkü siyasal iktidar tarafından denetlenmiyorlar, korunuyorlar ve örgütlenmelerine, kayıt dışı para toplamalarına bile isteye göz yumuluyor. Diyanet de onları görmezlikten geliyor. Gençlerimiz, tarikat ve cemaat karanlığına itiliyor. Yazdığım yazılar ve kitaplar nedeniyle benim için de 3 kez suç duyurusunda bulundular ve kitaplarımın toplanmasını istediler. Ancak şu anlaşılıyor ki, bizler bu tarikat ve cemaat gerçeğini ne yazık ki yıllarca konuşmayı sürdüreceğiz.”