İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, medyayı da endişe verici boyutta artış gösteren kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet karşısında sorumlu yayıncılık yapmaya çağırdı.
İstanbul- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Kadın Gazeteciler Komisyonu kadına karşı şiddeti önlemek için 1 Ağustos 2014 yılında imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nin ivedilikle uygulanmasının, medyanın da bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesinin önemine dikkat çeken bir açıklama yaptı.
Açıklamada “İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı şiddet, ev içi şiddet, toplumsal cinsiyete dayalı şiddete ilişkin en kapsamlı tanımlamaları yapması, güvence altına aldığı hakların yerine getirilmesi, hiçbir ayrımcılık yapılmayacağının düzenlemesi bakımından vazgeçilmezdir. İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili gazeteciye düşen sorumluluk ise kadına yönelik şiddet haberlerinde, köşe yazılarında sözleşmenin ilgili maddelerine atıfta bulunması, uygulamadaki eksiklerin giderilmesi yönünde öncü misyonu üstlenmesidir” denildi.
Medyanın erkeği koruyan dilinin, cinayetlerdeki ve kadına yönelik şiddetteki rolünün de vurgulandığı açıklamada şu noktalara işaret edildi:
“Gazetecinin sorumluluğu haberlerde işlenen suçu gerekçelendirmek değil, suçun ilgili yasa ve sözleşmeler çerçevesinde ele alınmasını sağlamaktır.
Kadına yönelik cinayet ve şiddet haberlerinde salt failin ifadelerine dayanarak ve olayın tüm detaylarıyla anlatımı, katillerin değil, öldürülen kadınların fotoğraflarının kullanımı, şiddetin pornografisinin üretimine yol açmaktadır.
Gazeteci şiddetin pornografisinin üretiminden kaçınmakla sorumludur.”
Açıklamada, 1995’de Pekin’de yapılan 4. Dünya Kadın Konferansı’nda kadınlarla ilgili 12 kritik alandan biri ilan edilen medyaya çağrıda bulunuldu:
· “Türkiye'nin de altına imza attığı Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin 19 no’lu tavsiye kararında ‘Medyanın kadınlara duyulan saygıyı teşvik etmesi ve kendisinin buna saygı duyması için etkin önlemleri alması gerektiği’ belirtilmektedir.
· Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesi'nin program hizmetlerinin insan onuruna ve temel insan haklarına saygılı olmasından yayıncıyı sorumlu tutan ilgili maddeleri unutulmamalıdır.
· Bu çerçevede Türkiye'nin ilk imzacısı olmak ve adını vermekle gurur duyduğu İstanbul Sözleşmesi, kadına ve ev içi şiddete karşı medya için de alınacak tutum ve habere yaklaşım konusunda temel bir yol haritası niteliğindedir.
· Sözleşmenin şartlarının uygulanabilirliği bile tam olarak hayata geçirilmemişken ‘uygulamadan kaynaklı sorunların’ var olduğu iddiası gerçekçi değildir.
· Medyanın bir bölümünün kendi gücüne sığınarak sözleşmeyle ilgili aykırı nitelikteki ‘toplumun hassas değerlerini zedelediği, yuva yıktığı gibi ‘subjektif görüşleri ‘genel doğru’ gibi sunması Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesine aykırıdır.
· Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Kadın Gazeteciler Komisyonu olarak ‘ev içi şiddet mağduru olan yaşı ne olursa olsun (çocuk, genç, yetişkin, yaşlı) kadın ve erkek bireyleri kapsayan İstanbul Sözleşmesi’nin korunması ve uygulanması konusunda iktidara ve medyaya çağrıda bulunuyoruz.”