Tarih: 11.04.2013 13:11

Uysal: Bu gerilimlerden insanımız bıktı..”

Facebook Twitter Linked-in



Daha 2 ay evvel Şemdinli'de kucaklaşanların dokunulmazlıklarını kaldırmaktan bahseden, Sayın Başbakan'a soruyoruz; Ne değişti de
bugün böyle bir sürecin içine girildi?
AKP, bu ‘İmralı süreci' adı altındaki teşebbüsle bölgeyi etnik siyasete mahkum etmiştir

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, Akil insanlar listesinin çok düşük profilli bir liste” olduğunu söyledi.

Daha 2 ay evvel Şemdinli'de kucaklaşanların dokunulmazlıklarını kaldırmaktan bahseden, Sayın Başbakan'a soruyoruz; Ne değişti de bugün böyle bir sürecin içine girildi? diye soran Uysal, AKP, bu ‘İmralı süreci' adı altındaki teşebbüsle bölgeyi etnik siyasete mahkum etmiştir. Bu süreç, terörü çözmez” diye konuştu.

DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, yaptığı yazılı açıklama şunları kaydetti:

Akil insanlar listesi çok düşük profilli bir liste”

Akil insanlar, çok düşük profilli bir liste. Sayın başbakanın milletvekili listesi yazar gibi bu listeyi de oluşturduğunu görüyoruz. İktidar partisi bu meselede, kendi düşüncesini topluma mal edebilmek adına çeşitli kanalları kullanıyor. Referandum sürecinde de iktidarın, meşruiyetini artırmak adına farklı kesimlerden birtakım insanları adeta  Operasyonel kiralama mantığı” içerisinde istihdam ettiğini gördük.

Siyasette rol kapma telaşı içindeler”

Maalesef aydınlarımızın, siyasetten daha ziyade, hakikate angaje bir tavırla meselelerde, toplumun bir berraklaştırma aklı olması gerekirken, siyasette rol kapma telaşı içinde bu tür işlere bulaştıklarını görüyoruz. Damat Ferit hükümetleri döneminde işgali anlatabilmek adına heyet-i nasihalar oluştururcasına, böyle heyetlerle bir psikolojik harekât yürüteceklerini Başbakan da ifade etti.

Bu anlatımlar, kamuoyunu oyalamaktan başka bir şey değil”

İktidarın, sanatçılardan başlayarak, derinlemesine fikir sahibi olmadığına inandığım insanlarla, adeta görüntüyü yönetmek adına bir teşebbüs içinde olduğunu görüyoruz. O açıdan bu anlatımların kamuoyunu oyalamak noktasında bir rolün parçası olabileceğini görüyorum. Ama toplumun sağduyusu, irfanı ortadadır. İlber Ortaylı, Alev Alatlı, Halil İnalcık gibi birikimleriyle Türkiye'nin aynası olabilecek isimlerin tavır almasını da önemli buluyorum.

Bunların arasında Lale Mansur'un Türk Bayrağı'ndan rahatsız olan bir anlayışa sahip olduğunu görüyoruz. O açıdan bizi şaşırtmamıştır. Diğer sanatçıların adeta meseleyi sulandırmak için bu grubun içine konulduğu kanaatindeyim. İktidar partisi istediği kadar böyle bir piar çalışması yapsın, içerisinde polis katilleri, Türk Bayrağından rahatsız olanlar, Öcalan'a doğum günü partisi organize edenler, bir ay evvel KCK operasyonunda tutuklanan KESK Başkanı da vardır. İktidarın aslında kendi eliyle, kendini tekzip ettiği bir hal da ortadadır.

Meclis tablosu içinde oluşan siyaset,gerilimlerden besleniyor”

Türkiye'nin önemli meseleleri var. Bu nedenle ülkenin birliği ve beraberliği üzerine siyaset yapmak lazım. Bugünkü Meclis tablosu içinde oluşan siyasetin, adeta biyolojideki simbiyotik yaşam ünitesi gibi gerilimlerden birbirini besleyen ünitelere dönüştüğünü, karşıtlık üzerinden kendilerini tarif ettiğini ama bugün neye karşıt olduğunuzdan çok, neye taraf olduğunuzun ön plana çıktığını görüyoruz.

DP, çatışmanın dışında pozitif bir siyaset anlayışı için

Milletin huzurunda olmaya devam edecektir..”

Bu gerilimlerden insanımızın bıktığı, artık meseleyi bir çatışma ortamından çıkartarak, siyasetin meşru çizgisi içerisinde, aklı ve gelecek vizyonunu ortaya koyan, bu çatışmanın dışında pozitif bir siyaseti bir alternatif olarak Milletin önüne koyan bir anlayışa ihtiyaç duyulduğu kanaatindeyim. Bu yüzden Demokrat Parti milletimizin huzurunda olmaya devam edecektir.

Biz, bugünkü iktidar gibi kendimize kimlik aramıyoruz.

Biz, bugünkü iktidar gibi kendimize kimlik aramıyoruz. Bugünkü iktidarın kendisine meşruiyet aramak adına, farklı dönemlerde farklı söylemlerle bir yandan Özal'a diğer yandan Menderes'e referans vermesi, Demokrat Parti geleneğinin ne kadar önemli bir unsur olduğunu da teyit ediyor. Bundan hiçbir eksiklik ve kompleks duymuyoruz. Bilakis memnuniyet duyuyoruz. Ama şunu da ifade etmek isterim ki; bir yandan bunları söylerken, diğer yandan o kıt kanaat imkanlarla yapılan büyük atılımları yok saymanın imkanı yoktur. İşlerine geldi mi Menderes, Özal diyenlerin, ‘ bizden önce ne yapıldı' dediğinde, o tüten bacaları, o altyapıları görebileceğini düşünüyorum

Terörü sıfır noktasında devralmışlardı”

Terörü sıfır noktasında devralmışlardı. Seçim dönemlerinde farklı kanallarla terörü minimize edilerek seçim dönemlerinin sakin geçirilmesi adına bir takım teşebbüsleri olmuştur. Ama teröre her tereddüt ve müsamaha gösterdiğinizde, etnik ve bölücü hareketlerin cesaretlenerek kendisini toparladığını görürsünüz.

Ne değişti de bugün böyle bir sürecin içine girildi?”

Daha 2 ay evvel Şemdinli'de kucaklaşanların dokunulmazlıklarını kaldırmaktan bahseden, iki ay evvel idamdan bahseden Sayın Başbakan'a soruyoruz; Ne değişti de bugün böyle bir sürecin içine girildi? Biz de merak ediyoruz.

Bu süreçten iktidar partisinin anladığı ile terör örgütünün anladığı çok farklıdır. Farklı beklentilerle sürecin içerisindedirler. Terör örgütü bir başka evreye geçme noktasında bir adım olarak süreci değerlendiriyor.  İktidar Partisi içinse bugünkü müzakere süreci, kısa bir süre terörün minimize edilmesi hadisesidir. Türkiye, Osmanlıdan bugüne hangi meselesine başta batılı devletler olmak üzere başka mecralarda çözüm aramışsa, o meselesini kaybetmiştir.

Bu süreç terörü çözmez.”

Bir mücadele verilmiş de, kaybedilmiş psikolojisi içerisinde böyle bir muhataplığı kabul edebilme imkanımız yoktur. Bundan istenildiği anlamda bir başarı elde etme imkanı da yoktur. PKK terör örgütünü ve liderini, bölgenin tek ve meşru temsilcisi olma yolunda bu noktaya taşımış durumdayız. Bu noktada hükümetin bir şey kazandığı yoktur.  Güçlendirilen, tarihinde olmadığı kadar terör örgütü lideridir. Milletimizin bunu kabullenebileceğini düşünmüyorum.

Bu süreç terörü çözmez. Türkiye, temelde etnik bölücü bir hareketle karşı karşıyadır. Terörü bir şantaj, bir propaganda unsuru olarak benimsemiş bir terör örgütü ile karşı karşıyayız. Bu meselede önemli bedeller ödemi bir ülkeyiz. Batı bölgeleri de dahil olmak üzere doğu ve güneydoğuda önemli kayıplar verdiğimiz, analarımızın ağladığı bir süreci beraber yaşadık.

Çanakkale'de de analarımız ağladığı için bu vatan toprağı, vatan toprağıdır.  O gün de ‘ne yapalım onlarla mücadele etmeyelim, bunlarla anlaşalım' diyecek bir irade göstermemişiz, bugün de göstermeyeceğiz.

Türkiye'de partiler, genel başkanların partileridir.

Parti içi demokrasi yoktur.”

İktidarın ve ana muhalefetin bu çözüm süreci konusunda kafası karışıktır. Bilhassa iktidar partisi içinde meseleleri bizim gibi değerlendiren pek çok insan olduğu kanaatindeyim. Ama maalesef Türkiye'de partiler, genel başkanların partileridir. Parti içi demokrasi yoktur. Siyaseti demokratikleştirmediğimiz sürece, pek çok mesele kronikleşmektedir. İktidar ve ana muhalefet partileri içinde farklı anlayışların çatıştığını görüyoruz. Ama bu tür süreçlerde net tavır almak zorundasınız. Meseleyi çözeceğiniz yer TBMM'dir. Ama iktidar netameli konularda muhalefete gelin ortak olun diyor. Diğer konularda hiçbir paydaşlığı, uzlaşmayı aramıyor.

Türk Milleti tanımı, bir etnik kimlik tanımı değildir.”

İktidar bu konuda atacağı adımları birtakım telkinlerle değil, kendi öncelikleriyle atmalıdır. Adnan Menderes'in dediği gibi meselenin çözümü demokrasidir. Bölge insanının mağduriyeti olmuştur, bunu biliyoruz. Ancak her mağdur olan kesimin dağa çıkmadığını da biliyoruz. Türkiye'nin her bölgesinde farklı mağduriyetler yaşanmıştır. En fazla mağdur olan demokrat gelenektir. Ama hiçbir zaman meşru çizgisinin dışında, ne kurum olarak TSK'yı hedef almıştır ne de devleti hedef almıştır. Türk Milleti tanımı bir etnik kimlik tanımı değildir.”









Orjinal Habere Git
— HABER SONU —