Tarih: 05.08.2011 22:36
Yaşam akıp giderken
"Cebinde iki lira varsa, biriyle bedenini koruyacak bir ekmek; diğeriyle, ruhunu koruyacak bir çiçek al" diyor, bir Çin atasözü.
Eğitim ve öğretimin hedefi, yalnız doktor, mühendis, iş adamı, öğretmen değil, müzisyen doktor, ressam iş adamı, sporcu mühendis, yazar öğretmen, yani çok yönlü, çok nitelikli bireyler yetiştirmek olmalıdır. Ama nerede? Yıllardır "yap-boz tahtası"na dönüştürülen Türk Millî Eğitim Sistemi, kuşatarak adeta eziyet ettiği gençlerimizin yeteneklerine yön verip, onları araştırıcı ve sorgulayıcı bireyler olarak topluma kazandırmak yerine, "tek düze beyinler" yaratmayı sürdürüyor, yıllardır.
Yaşam, hızla akıp giden bir nehirden farksız. Buna paralel olarak, altın gibi parıltılar da akıp giderken, sonunda bizlere yalnızca kum kalıyor. Yaşamımızı değiştirecek çok değerli fırsatların ziyaretimize geldiğini, ancak onları elimizden gittikleri zaman anlıyoruz.
Yaşam, disiplinsiz ve amaçsız olduğu zamandır ki, yalnız eğlence denilen bataklığa dönüşür. Yaşımız ne olursa olsun, her alanda üretkenlikten kopmama çabası, bizleri yaşama sımsıkı bağlar. Denize ağ atan balıkçılar, bir ormanın gizemli havası, çiçek açmış bir ağacın güzelliği, nasıl da yaşama sevinci verir, insana? Attila İlhan`ın dizelerindeki gibi:
"Nasıl iş bu
Her yanına çiçek yağmış
Erik ağacının
Işık içinde yüzüyor
Neresinden baksan
Gözlerin kamaşır"
Çok öfkeli bir toplumuz. Birbirimize hiç sevgi ve saygımız yok. Mutluluklarımızı bile başkalarının mutsuzluğu üzerine kuruyoruz. "Fakiriz, salon tutmaya paramız yok" duygusallığına sığınarak, gecenin ilerleyen saatlerine karşın kavgalı-gürültülü sokak düğünleri, asker uğurlamaları yapıyoruz, üstelik sokakları trafiğe bile kapatarak?Üzüntülü, yorgun, hasta, işine gitmek için sabahleyin erken kalkacak insanlar kimin umurunda? Kendimiz eğleniyoruz ya! En küçük bir anlaşmazlıkta ellerimiz, birbirimizin gırtlağını sıkmaya hazır! Özür dilemeyi, küçülmek sanıyoruz. Dilesek ne olur ki?
Dal, rüzgârı affetse bile kırılmıştır bir kere?
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —