Eğitim İş Bandırma Temsilcilik Başkanı Kadir Taylan, 2021-2022 eğitim-öğretim yılının yetersiz önlemlerin gölgesinde başladığını açıkladı.
Taylan; " 2021-2022 eğitim-öğretim yılı bugün başladı. 18 milyon öğrenci ve 1 milyon eğitim emekçisi, yeni eğitim öğretim yılına, pandemi koşullarına rağmen alınmayan önlemler, birikmiş ve çözüm bekleyen sorunlarla giriyoruz.
Okulların açılmasından daha önemlisi bunun sürdürülebilir olması. Okullarımızda önceki yıllara göre farklı bir hazırlık yapılmadı. Milli Eğitim sanki hiç salgın yaşanmamış gibi davranıyor. Bugün itibariyle çoğu okulumuza temizlik görevlisi atanmadı. İşkur’dan gelecek görevliler ay sonuna ancak işe başlarlar. Kantin ihalesi yapılmayan okullarımız var. Okul idareleri ve öğretmenler kendi gayretleri ile okulları eğitime hazırlamaya çalışıyorlar.
Bazı velilerimiz, çocuklarına servis bulamadıklarını söylüyor. Kimi okullarımız özellikle de liseler şehir dışında. Bu da servisleri zorunlu hale getiriyor. İlçemizde uzun zamandır devam eden yol ve kavşak çalışmalarının üstüne okulların açılması da trafik yoğunluğunu artırdı. Kavşak çalışmalarının hızla tamamlanması, özellikle Devlet Hastanesi tarafına geçişi rahatlatacak bir yol çalışmasının yapılması gerekiyor. Çünkü burada üniversitenin yanı sıra üç de lisemiz buluyor.
Okulların taşınması konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. Bilindiği gibi Bandırma’da kimi okullar depreme dayanıklı olmadığı için yıkılıp yeniden yapılıyor veya güçlendiriliyor. Fakat bu çalışmaların zamanında tamamlanmaması, özenli yapılmamasından dolayı eğitim-öğretim aksıyor, okullarımızda pek çok sorun yaşanıyor.
Salgın koşullarında okullarımızı açıyoruz. Bakanlık okullarımızın temizliği için milyonlarca lira ayırdığını duyuruyor. Bu inandırıcı değil, eğer öyle olsaydı öğrencilere malzeme listeleri verilmezdi, kayıtlarda velilerden bağış talep edilmezdi. Çoğu okulumuzda yeterli temizlik malzemesi ve temizlik görevlisi bulunmuyor. Okul idareleri ve öğretmenler bu şartlarda yalnız bırakıldılar.
Öğretmenlerimiz derse maske ile girecekler, öğrencilerimiz sürekli maskelerini takacaklar. Elimizdeki en etkili yöntem maske. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu aşı oldu. Ancak bazı nedenlerle aşı olmayan öğretmenlerimize PCR testi zorunluğu getirildi. Sadece aşı olmayanlar değil herkes taşıyıcı olabilir. Bu hastalık sadece okullarda bulaşmıyor. Dolayısıyla herkese haftada iki kez test yaptırmak gerekir. Devlet eğer çalışanlarının PCR testi yaptırmasını istiyorsa bunu sağlamalı. Okullarda ve tüm kamusal alanlarda herkese hızlı, güvenilir, testler, ücretsiz yapabilmeli. Testler caydırıcılık için değil, bir önlem olarak kullanılmalı.
Milli Eğitim uzaktan eğitimi de iyi yönetemedi. Bu şartlarda merkezi sınavlara giren öğrencilerimizin başarısı ciddi oranda düştü. Öğrencilerimizin çoğu gelecek kaygısı yaşıyor. Yine yapılan uluslararası değerlendirmelerde öğrencilerimiz geri sıralarda yer alıyor. Halkımız büyük oranda eğitim sisteminden memnun olmadığını dile getiriyor.
Uzaktan eğitimin başladığı günden bu yana eğitime erişemeyen milyonlarca öğrencimiz var. Zaten var olan eşitsizlik uzaktan eğitimde artarak devam etti. Tableti, bilgisayarı olmayan çocuklarımız eğitimden uzak kaldı.
Uzaktan eğitimde çocuklarımıza sınıfı geçtikleri, sınavlara isterlerse girecekleri duyuruldu. Bundan sonra derslere katılım oldukça düştü. Çocuklarımızın kaybı çok büyük. Bu kayıpların, bütün sınıf seviyelerinde düzenlenecek kurslarla kısa sürede telafi edilmesi gerekiyor.
Biz öğretmenler okullarımızın açık kalmasını istiyoruz. Bakanlık bu konuda üzerine düşeni yapmalı. Böylelikle velilerimiz öğrencilerini güvenle okula gönderebileceklerdir.
MEB'e açık çağrımızdır:
Eğitim-İş olarak söz konusu eksikliklerin yüz yüze eğitimin başladığı bugünden itibaren yakından takipçisi olacağız ve bu konuda kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz."