ZEYTİN AĞACININ HİKAYESİ
Adem oğulları yeryüzünde çoğaldıktan bir müddet sonra büyük kötülükler yapmay başlarlar.
Bu durumdan çok rahatsız olan tanrı onları cezalandırmaya karar verir. Nuh peygambere bir gemi yapmasını emreder.
Bu gemiye hayvan ve kuşlardan eşit miktarda her cinsten bir dişi, bir erkek almasını söyler.
Nuh peygamber gemisini bitirir ve emredilen hayvanları gemisine doldurur. Daha sonra büyük bir tufan kopar. Gemidekilerin dışında canlı kalmaz, büyük sel felaketi hepsini yok eder.
Nuh peygamber suların çekilip çekilmediğini anlamak için sabahleyin bir güvercin uçurur. Güvercin akşama doğru gagasında bir zeytin dalı ile döner. Yeryüzünde bir tek canlı kalmıştır o da ölmez ağacın, yani zeytin ağacının ta kendisidir.
Eski Yunan mitolojisinde M.Ö. 17. yüzyılda kurulan bugünkü Atina ile ilgili bir anlatımvardır. Tanrıların babası Zeus yeni kurulacak olan şehre isim koymak için tanrılar meclisini toplar. Bu şehre en değerli hediyeyi getiren tanrının ismini bu şehre vereceğini söyler. Deniz tanrısı Poseidon denizden savaşta çok işe yarayacağına inandığı bir at çıkarır.
Bilim tanrısı Athene aşıladığı bir yabani zeytin ağacını şehre getirir ve armağan eder. Bu ağaç meyve verecek, insanlar da bunu yiyecek. Bu meyveden çıkarılan yağ karanlık geceleri aydınlatacak, aynı zamanda yemeklik yağ olarak mutfakların baş tacı olacaktır.
Bu ağaç yarışı kazanarak Akropolise dikilir, şehre ise bilim tanrısı Athene`nin adı verilir. Eski Yunan`da zeytin ağacı kutsal olup salonları süslerdi. Zeytin ağacını kesen veya zarar veren mahkeme önüne çıkarılır ve ölüme mahkum edilirdi.