Tarih: 22.03.2021 09:52

Zeytinyağı ihracatına yasak geldi.

Facebook Twitter Linked-in

Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü, Tarım ve Orman Bakanlığının talebi üzerine 20 yıl aradan sonra zeytinyağının dökme olarak ihraç edilmesine yasak getirdi.

20 yıl önce, o zamanki adıyla Dış Ticaret Müsteşarlığı, 25 Aralık 2001 tarihinde aldığı kararla dökme zeytinyağı ihracatını 31 Ekim 2002 tarihine kadar yasaklamış ve büyük tartışmalara neden olmuştu. Aradan geçen 20 yılın sonunda yine zeytinyağının dökme olarak ihracatı yasaklandı. Alınan karar doğrultusunda 31 Ekim 2021 tarihine kadar zeytinyağı dökme olarak ihraç edilemeyecek. Sadece kutulu, ambalajlı ihraç edilmesine izin veriliyor.

Ege Bölgesi'nin önemli geçim kaynaklarından olan ve Türkiye'nin ihraç ürünlerinde ön sıralarda yer alan zeytinyağında üreticilerin aleyhine peşpeşe kararlar alındı. 25 Aralık 2001 tarihinde Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın dökme (ham) zeytinyağı ihracatını yasaklaması bir kısım ihracatçı, üretici birliği, Tariş ve üretici örgütlerinin tepkisine neden oldu. Gelen tepkiler üzerine 9 Ocakta alınan ikinci bir kararla yasak 1-2 asit zeytinyağları ile sınırlı tutulsa da sezon ortasında alınan bu kararlar zeytinyağı ihracatını olumsuz yönde etkiledi. Bu yasağın kutulu ihracatı artırmaya yönelik bir karar olduğu söylense de pek inandırıcı bulunmuyor. İhracat yasağının uygulandığı önceki yıllarda ortalama zeytinyağı ihracat miktarı 8 bin ton, yasağın olmadığı yıllarda ise 53 bin ton olarak gerçekleştiği ve ambalajlı miktarın aynı kaldığı düşünülürse bu yasağın döviz girdilerinde önemli azalmalara neden olacağı açık. Son yıllarda ortalama 125 bin ton olarak gerçekleşen üretimin 55-60 bin tonu ülke içinde tüketilirken, 8 bin tonu da ambalajlı olarak ihraç ediliyor. Geriye kalan 40-45 bin tonluk miktarın ise dökme olarak ihraç edilmesinden başka yol kalmıyor. Görüştüğümüz sektör temsilcileri bu yasağın birkaç büyük yağ firması tarafından aldırıldığını belirtiyorlar. Yasağı savunanların başında da Lio yağlarının sahibi Şevket Aksoy geliyor. İhracat yasağının ardından alınan yeni bir kararla zeytinyağı ithalatı serbest bırakıldı. Gerek ihracat yasağı gerekse ithalatın serbest bırakılması yurtiçindeki fiyatları aşağıya çekme girişimi olarak değerlendiriliyor.

İki-üç firma için Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, mercimeğe ve fındığa gösterilen ilginin zeytine gösterilmemesinden yakınarak, kendilerinin bütün yasaklara karşı olduklarını belirtiyor. "Türkiye'de ürün noksanlığı varsa ithalat izni verelim. 10 bin ton zeytin ithal edilecek. Bu ülkede 30 bin ton fazla var. 65 bin ton rekolte var. Bu belli. Geçen seneden devreden stoklar belli. Çiftçilerin, odaların, sektörün tamamının mutabık kaldığı 30 bin ton dahili tüketim, 10 bin ton kutulu ihracatımız var. 10 bin ton ithalata ne gerek var" diyen Çetin ortaya çıkan tablonun üretici fiyatını baskı altına alma girişimi olduğunu ifade ediyor. İthalatçının ancak İspanya'dan ürün ithal edebileceğini bunun ise fiyatının düşük olmadığı gibi navlun farkları yüzünden İspanya'dan Türkiye'ye yapılacak ithalatın avantajının ortadan kalkacağını söyleyen Çetin, "Bir ülkede ihracat rejimleri sezon başında belli olur. Sezon ortasında rejim değişikliği yapılıyor. Hiçbir dönemde on bin ton toplu ithalat izni verilmedi. Tariş'in 10 bin ton ürün alamı var. Bu tür kararlar alınırken sektörden görüş alınır. Üretici-sanayici menfaatleri çakışabilir. İspanya'da üretici greve gitti. 400 bin ton yağı piyasadan çekti. Tariş'e baskı olarak algılıyoruz biz bunu. Üreticiye ve Tariş'e haddini bildirmektir bu. İstedikleri sonucu alamayacaklar. Ankara'nın tarafsız olması lazım. 2-3 sanayicinin lafıyla bu kararın alınmasını anlayamıyoruz. Biz bir kooperatifiz. Üreticinin ürün bedelini korumak zorundayız" diyor. Zeytinyağı ihracatçısı Rast Şirketler Grubu Başkanı Metin Ölken de 25 Aralıkta alınan kararı yanlış bulduklarını belirtmesine rağmen Tariş'in uyguladığı yüksek fiyat politikası yüzünden ihracatın önünün tıkandığını savunuyor. "1999 yılında da 2-3 asit yağlar yasaklanmıştı. 2 senede bir böyle yasaklar getiriyorlar. Biz buna karşıyız. Her kalitede zeytinyağının tümüyle serbest bırakılması gerekir. Yurtiçinde de yurtdışında da fiyatların yasaklarla belirlenmemesi gerekir. Kararın gerekçesine ilişkin söylenenler inandırıcı değil. Hammadde temini için diyorlar. Tariş her sene ihracatın önünü tıkayacak şekilde üreticiye mali kredi veriyor devlet bunları tahsil etmiyor. İç piyasa tıkanınca ithalat serbest bırakıldı. Firma olarak sektörde Tariş'i saymazsak 2. özel sektör temsilcisiyiz. İşimizin devamı için politik ve bürokratik girişimlerimiz sürüyor. Biz firmaların menfaatine bir süreç değil. Sezon 1 Kasım'da başlar, 31 Ekim'de biter. Biz bağlantılarımızı yaptık. Aralıkta ya da Şubatta bir ürünün yasaklanması ya da serbest bırakılması gibi bir karar alamazsınız" diyor.

Acısını ilerde çekeceğiz Balıkesir Ziraat Odası Başkanı Sami Sözat da İhracatçılar Birliği'nin bastırmasıyla bu kararın alındığını vurgularken, "1-2 asit rafine zeytinyağının ihracatına taraftarlar. Biz beş asitli yağların ihracatını da istiyoruz. 1-2 asit ambalaja giriyor. Bundan önceki yıl var yılıydı. Var yılında 150-200 bin ton üretim oluyor. Hepsini ambalajlayarak satma imkanı yok. İthalatın serbest bırakılması son derece yanlış. Likit yağ açığı olduğu söyleniyor. Eğer böyle bir açık söz konusu ise bu ayçiçeği üretim politikasının yanlışlığından kaynaklandı. Ne ayçiçeği ne de pamuk ne de zeytin teşvik ediliyor. Bunların acısını ilerde çekeceğiz. Bu zeytin üreticisine büyük darbe vurur. İthalat iç piyasadaki zeytin fiyatını aşağıya çekmede kullanılıyor" diyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —