Ülke olarak son yapılan referandum sonuçlarına baktığımızda hemen hemen gelişmiş hiçbir Batı ülkesinde görülmeyen bir katılım yüzdesi ile karşılaştığımızı iyi hatırlıyoruz. Gerçekten de % 85 gibi olağanüstü sayılabilecek bir katılımdan söz ederken bir bakıma demokrasi adına gururlanmakta olduğumuzu da söyleyebiliriz..
Tamam, ama ben bu güne kadar gelişmiş ülkeler de yapılan seçim ve referandumlara baktığımızda % 60 katılım oranlarını aşan pek az ülke olduğunu da iyi biliyoruz.
Bu bağlamda baktığımızda ülke olarak % 85 gibi çok yüksek bir katılımını nasıl görmek gerekiyor acaba? Genel olarak tartışmalara baktığımızda demokrasiye katkı bağlamında değerlendirilmesinin fazlasıyla kabul görmekte olduğunu görüyoruz. Ancak ben, bu konuda çok farklı düşünenlerden birisi olarak bu kadar yüksek katılımın toplumun aşırı derecede siyasallaştırılmasının bir sonucu olduğuna inanıyorum.
Örneğin daha düne kadar kapı komşusu ile her gün hoş sohbetler yapan vatandaşlarımız ne yazık ki artık bir birbirinden vatanı kurtarma derdi içinde acaba benim partim nasıl başarılı olur derdiyle uğraşı içine sokuldular. Ve bir oyun önemi üzerinden yapılan yönlendirmeler neticesi bir kısım vatandaşlarımız 10-12 saatlik yolculuklardan, bir kısım gençlerimiz ise eğitim yaptıkları okullardan gelerek bir oy, bir oydur yönlendirmesi sonucu oylarını kullandılar.
Sonuç olarak meselenin ben karşılıklı olarak bir güvensizlik meselesi olduğunu düşünüyorum. Kuşkuların arttırılarak farklılaştırmaların pompalanmaya çalışıldığını ve böylece kutuplaşmanın toplumun bütün kanalları içine şırınga edilemeye çalışıldığına inanıyorum. Bu durumun hiçbir partiye, hiçbir kimseye fayda getireceğini asla düşünmüyorum. Getirisi ve götürüsü ile böylesi çalışmaların sadece ve sadece bir tek amacı olabileceğini bunun da geleceğimizi karartabilecek çalışmalar olacağını mutlaka bilmemiz gerektiğini düşünüyorum.