Önümüzde yine bir seçim var biliyorsunuz. 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan seçimlerde hem başkanlık hem de milletvekili seçimini yaparak ülkemizin önümüzdeki beş yılı için çalışacak kadrolarını oluşturacağız..
Seçim derken bu konuda en önemli tartışmanın da ben başkanlık sistemi ile parlamenter sistemi üzerine olacağını düşünüyorum.
Aslında son geçen beş yıla baktığımız da yangın, sel, salgın, uluslararası ilişkiler ve ekonomik krizler olarak yaşanan sorunlar karşısında ülke olarak başkanlık sisteminin ne yaptığı veya neleri yapamadığı üzerine büyük tecrübeler edindiğimizi de bir yere not etmemiz gerekiyor.
Diğer taraftan muhalefet tarafından önerilen parlamenter sisteme baktığımızda cumhuriyet tarihimiz boyunca uygulanmış siyasal bir sistem olarak hatırlıyoruz.
Bu gün dünya siyasal yaşamına baktığımızda her iki sisteminde kullanılmakta olduğunu, özellikle bugün Avrupa ülkelerinde parlamenter sistemin ağırlıklı olduğunu, bu bağlamda da yönetimlerin tek parti yönetiminden daha çok genellikle koalisyonlarla yönetilmekte olduklarını görüyoruz.
Bu bağlamda hangi açıdan bakarsak bakalım 2002 öncesine baktığımızda daha çok koalisyonlarla yönetildiğimizi ama bu yönetimlerden de çok fazla verim alamadığımızı hatırlıyoruz. Özellikle siyasal istikrar derken 1,5 – 2 yıl gibi çok kısa aralıklarla yönetimlerin değişmesi sonucu bir istikrara kavuşamadığımızı, sosyal, siyasal ve ekonomik sorunlarla boğuşmaktan bir türlü düzlüğe çıkamadığımızı da iyi hatırladığımızı düşünüyorum.
Avrupa bu konuda neden başarılı oluyor da bizler olamıyoruz gibi bir soruda aklımıza gelmiyor değil aslında. Bir kere onların başta eğitim olmak üzere ekonomik ve sosyal sorunları yok gibi bir şey adeta. Daha da önemlisi toplumsal eğitim düzeyleri bizlerden çok daha iyi olup bu da uzlaşma kültürü adına çok önemli bir artı puanları var orta yerde.. Bu arada hemen hemen tamamının sınır komşuları ile ciddi sorunları yok. Hele hele terör gibi bizim canımızı, paramızı yok eden, etmeye de devam eden bir sorunları da bulunmuyor. Ve hatta seçim günleri katılımlara baktığımızda vatandaşlarından birçoğunun seçimlerle ilgilenmediğini de gördük, görüyoruz da.
Dolayısıyla bizim ülkemizdeki koalisyonların başarılı olma şansları gerçekten çok zor gibi geliyor bana.
O zaman geriye bu gün olduğu gibi yani Cumhur ittifakının koalisyon ortağı olan MHP’nin yaptığı gibi dışarıdan destekle tek bir partinin günahı ve sevabı ile görevi üstüne alarak devlet yönetimini sahiplenmesinin en uygun koalisyon yolu olabileceğini düşünüyorum.
Örneğin bu gün muhalefet olarak yapılan 6’lı masa Millet İttifakı çalışmalarına baktığımızda keşke katılımcıların büyük bir fedakârlık örneği göstererek yönetime ortak olmak yerine, en çok vekil sahibi olan partiyi dışarıdan destekleyerek sadece bir partiyi sorumlu kılarak tek parti yönetiminin önü açılabilseydi eğer bence bu yolun toplum üzerinde daha çok olumlu etkileri olabilirdi diyorum.
