Atatürkçü Düşünce Derneği(ADD) Bandırma Şubesi Yönetim Kurulu’ndan istifa eden tarih öğretmeni Hakan Çağatay ve Ahmet Gedik ile ilgili olarak, “İstifalar yanlış” başlıklı köşe yazım, Bandırma Manşet ve Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptığım YENİ ERDEK’te yayınlandı.
Çağatay ve Gedik’in, dernek başkanı Hayri Turna’nın, Bandırma Belediye Meclis üyeliğine getirilmesinin ADD’nin tarafsızlığına zarar vereceği gerekçesiyle istifalarını yanlış bulduğumu dile getirerek, eleştirdim. Yani bir gazeteci olarak eleştiri hakkımı saygılı bir şekilde vurguladım.
Köşe yazımın altına Hakan Çağatay, şu yorumu yapmış:
“Sudan sebep diye yazma hakkını sana kim verdi? Herkesin görüşü kendince değerli değil mi? Kafakol ilişkileriyle yazmak böyle oluyor, demek ki.”
Çok ayıp sözler!
Bak, Hakan Çağatay!
1972 yılından beri gazetecilik yapıyorum. Binlerce haber, köşe yazım, röportajım ve araştırma yazılarım çeşitli yayın organlarında yer aldı ve almaya devam ediyor.
Gazeteciliğin özünde eleştiri vardır. Eleştiri yaparken sana mı soracağım? Senden mi izin alacağım? Sen, gazetecilikten anlar mısın?
Bu sözlerinde eğer, “Kafakol ilişkileriyle yazmak böyle oluyor, demek ki” cümlen olmasa, inan yorum hakkına saygı duyar ve sana bu yeni yazıyı yazmazdım.
Hakan Çağatay, söyle bakalım, “İstifalar yanlış” başlıklı köşe yazım için kim, beni kafakola almış?
Çok ayıp etmişsin, Hakan Çağatay hocam!
Gazetecilik yaşamım boyunca, hiç kimsenin “kafakola” aldığı bir gazeteci olmadığımı herkes bilir.
Bir de dikkatimi çeken konu şu, Hakan Bey. Entelektüel bir kişilik içinde, “kafakola almak” gibi argo sözcüklere de hiç yabancı değilsiniz!
Aslında, çok daha ağır bir yazıyı hak ettin ama eski, saygılı ilişkimiz nedeniyle kendimi zor tutuyorum.
Sana önerim, böyle ferdi ve ani çıkışlardan vazgeçerek, sosyal ilişkilerini daha sağlıklı bir düzeye getirmendir.
Hakan Çağatay hocam. Bir daha böyle bir saygısız yorum yapmayacağını umuyorum.
Şimdilik bu kadar!
