Tutsaklık çocuklardan başlar.
İlk tutsaklar onlardır.
Anne-baba-öğretmen-patron-toplum-devlet…
Çocukları geleceğin köleleri yapmak için ne çok uğraşır.
Cahil, bilge ve aydın karşısına çıkmak istemez.
Yanında olmak da istemez.
Cahilliği onu alçaltır.
Onun için cahilin yoldaşı, cahildir.
AŞK BİR TUTKU.
GEÇER GİDER, İZ BIRAKIR.
SEVGİ ÇOK DAHA DERİN VE SAYGIDEĞER.
‘’Türkiye’de doğrusu kendimi çok rahat hissetmiyordum.
Ama burası benim evimdi, aptallar benim aptallarımdı, cahiller benim cahillerimdi.
Yurt dışındaki salaklar umurumda olmazken, Türkiye’dekilere kâh üzülüyor, kâh kızıyordum. Sonuçta Türkiye benim ülkemdi, daha içten daha candan hissediyordum. Hayat Türkiye’de anlam buluyordu benim için.’’
Sevan Nişanyan‘dan aldım.
Bir ülke ancak böyle, ancak bu kadar, ancak böyle içten sevilir.
‘’BENİM YASALARIM VİCDANIMDA YAZILIDIR.’’ der, Ali Nesin.
Egemenlerin, gücün ve faşistlerin yaptığı tüm yasaların canı cehenneme!
Doğru mu?
Neden doğru?
Yanlış mı?
Neden yanlış?
Bilmiyorsan, sor,soruştur,öğren.
İNSAN OLURSUN.
