Bandırmanın yetiştirdiği değerler
İlk ve orta öğrenimini Bandırma’da tamamladı.
1979 yılında, Hürriyet Haber Ajansı(HHA) ile başladığı muhabirlik görevini Doğan Haber Ajansı (DHA) ve Anadolu Ajansı (AA) çatısı altında sürdürdü.
Spor ağırlıklı muhabirlik yaşamı sırasında, FOTOSPOR’da haber ve yazıları yer aldı.
1963-1969 yılları arasında, Bandırma 17 Eylül Spor Kulübü’nde amatör olarak kalecilik yaptı.
1969 yılında, Erdek PTT Müdürlüğü’nde memuriyet yaşamına başlayan Ahmet Pesen, 1970’te Bandırma’ya atandı.
26 yıl 8 aylık memuriyet yaşamında, çeşitli ilçelerde müdür vekilliklerinde bulunan Pesen, 1983-1984 yılları arasında, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde PTT Müdürlüğü görevini yürüttü.
Pesen, 15.05.1994’te, PTT İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Bandırma Posta ve Telgraf Müdürlüğü’nden emekli oldu.
Güney Marmara Gazeteciler Derneği’nin kurucu başkanlığını yapan Pesen, Bandırma’daki çeşitli yerel gazetelerde görevler üstlendi.
Uzun yıllar Anadolu Ajansı Bandırma muhabirliği görevini sürdüren Pesen’in, gazeteci-yazar Önder Balıkçı ile birlikte hazırladıkları 1920’den 2007’ye Bandırma’nın Spor Yolculuğu”, “Bandırma Ekonomisine Can Verenler”, “Bir Sevdadır Bandırma”, “Güzelliğin Özel Erdek”, “Tarihin Nefesi, Doğanın Sesi: Edincik”, “Bandırma’nın Basın Yolculuğu” ve “Bandırma’da Sporun Nefesi” isimli kitapları bulunuyor.
Halen Anadolu Ajansı Bandırma muhabirliğini yürüten Pesen, evli ve iki çocuk babasıdır.
EMANETÇİ İLE GÖNDERİLEN HABERLER
Gazeteci Ahmet Pesen, eski yılların haberciliği ile bugünün kıyaslarken şu değerlendirmede bulundu:
“Bundan 40 yıl önce, Bandırma’daki basın mensupları, yaygın basın olarak bilinen İstanbul basınına haberlerini emanetçiler ile gönderirlerdi.
Bandırma-İstanbul arasında pazar, salı ve perşembe günleri çalışan Etrüsk, Kadeş ve Tırhan gibi gece vapurları ile seyahat eden emanetçiler, kentteki esnafın mallarını büyük kente götürür, İstanbul’dan alınan malları Bandırma’ya getirip alıcılarına teslim ederlerdi.
Bandırma’daki muhabirler de çok önemli haberlerini bu emanetçilere teslim eder, onlar da istenilen gazete adreslerine bırakırlardı. Bu posta işleminden de az bir para alırlardı. Bu emanetçilerden en bilinenleri ise Dursun ve İlhan Yedikardeşler’di.
Zamanla büyük kentlere açılan bürolar, haberin yolunu kısalttı. Bu kez yolcu otobüsleri kullanılmaya başlandı. Haberimizi hazırlar, Bursa veya bir başka kente götürülmesi için otobüslerin muavinlerine teslim ederdik. Muavinler de, Bursa terminalindeki yazıhanelerine bırakır, haber zarfı ajanslar veya gazetelerden gönderilen görevlilere teslim edilirdi. Bazen muavin uyuya kalınca veya unutunca da ertesi sabah zarfın Ankara’ya gittiği öğrenilir, tekrar geri gelmesi için bir gün beklenir, haberin çıkması gecikirdi. O zaman da haber, değerini kaybederdi. Çok önemli haberlerde büyük gazetelerden gelen ekipler, haberlerini telefon, fotoğraflarını ise “telefoto” cihazı ile bürolarına iletirlerdi. Çekilen birkaç siyah-beyaz fotoğraf, 18x24 büyüklüğünde kağıda basılıp, telefoto cihazının tamburuna sardırılır, PTT’den kiralanan hat üzerinden en geç 20 dakikada, istenilen gazeteye aktarılırdı.”