Bandırma’nın yetiştirdiği değerler
Kuş Cenneti Millî Parkı’nın ilk bekçisi:
Ali Kızılay(1924 Bandırma-2015 Bandırma)
Bandırma sınırları içinde, Avrupa Konseyi tarafından sulak alanların en iyi korunduğu yerlere verilen A sınıfı diplomayla ödüllü bulunan Kuş Cenneti Millî Parkı’nın ilk bekçisi, O.
Ali Kızılay’dan bahsediyoruz.
Kızılay, Kuş Cenneti’nde, 1962 yılında başladığı görevini aralıksız 27 yıl sürdürdükten sonra emekli oldu..
Alman Kuş Bilimci CurtKosswig tarafından keşfedilen ilk müzeyi onun isteği üzerine, ölen kuşların içini doldurmayı öğrenerek kurduğunu vurgulamıştı, Kızılay.
KUŞ GÖLÜ’NÜN SULARI İÇİLİRDİ
Eski yıllarda, Kuş Cenneti’nin hemen eteklerinde yer alan Kuş Gölü’nün(Manyas Gölü) sularını yöredeki tüm köylü vatandaşların içme suyu olarak kullandığına dikkati çeken Ali Kızılay, şunları aktarmıştı:
“Millî Park’taki görevime 1962 yılında, dönemin Bandırma Belediye Başkanı Dr. Necmettin Tolunay’ın isteği üzerine başladım. Cennette yıllarca tek başıma görev yaptım. CurtKosswig, bana çok güvenirdi. Başta kuşların Latince isimleri olmak üzere ondan çok şeyler öğrendim. Kosswig ile 25 yıl birlikteydik. 44 yıl, Kuş Cenneti’nin bekçisiydim. Yabancılar ve Türk araştırmacılara Kuş Cenneti’ni ben gezdirip, bilgiler verirdim. O yıllarda Kuş Gölü’nde 18 tür küçük balık vardı. Bu balıklar olta ile tutulurdu. Gölün suları tertemiz ve içilebilir nitelikte olduğundan köylüler, tarlalarına çalışmaya giderlerken yanlarına su almazlar, gölden içerlerdi. Bugün, kirlilik nedeniyle bırakın su içmeyi, ayağımızı bile göle sokamıyoruz. Oysa Kuş Cenneti gibi bir doğa dünyada yok.”
KİRLİLİK NASIL BAŞLADI
Tek başına görev yaptığı yıllarda Kuş Cenneti’nin, Bandırma Orman Bölge Şefliği’ne bağlı olduğuna dikkati çeken Kızılay, şu değerlendirmede bulunmuştu:
“Görev yürüttüğüm yıllarda geceleri bile Kuş Cenneti’nde yattım. Benden sonra buraya orman muhafaza memurları atandı. Yani asıl zorluğu ben çektim. O yıllarda, Kuş Cenneti sınırları içindeki ilk pelikan yuvalarını da dört ağacı keserek yaptım. İlk yuvada altı pelikan barınıyordu. O dönemlerde çok sayıda göçmen kuş gelirdi, cennete. Ayrıca başta ördekler olmak üzere Kuş Cenneti’nin yerli kuşları da vardı.”
Emekli olduktan sonra da yaşamını Bandırma’ya bağlı Kuş Cenneti köyündeki evinde sürdüren Kızılay, şunları söylemişti:
“Kuş Gölü ve Kuş Cenneti’nde ilk kirlilik belirtileri, Bandırma’da, Etibank’a ait bor ve asit fabrikalarının kurulmasıyla ortaya çıktı. O dönemde deneme çalışmalarını başlatan bu fabrikanın kirli atıklarının bir kanalla Kuş Gölü’ne verildiğini görünce Kosswig ile çok tedirgin olduk. Kosswig, ‘Kuş Cenneti için tehlike başladı’ dedi. İşte o yıllardan bu yana Kuş Cenneti ve Kuş Gölü’ndeki kirlilik sürekli arttı. Ne yazık ki bu duruma devlet ve politikacılar da sessiz kaldı. Hep daha çok kazanmayı düşünen fabrika patronları da gölün ve cennetin sahipsizliğini görünce acımasızlıklarını ve cüretlerini daha da artırdılar. Yıllarca, hiçbir arıtmadan geçirmedikleri atıklarını göle bıraktılar. Bugün de aynı durum sürüyor. Her çeşit önlemi alarak uymayanlara yaptırım ve ceza uygulaması gereken devletin görevini yerine getirmemesi nedeniyle Kuş Cenneti ve Kuş Gölü, kendini bugünkü çevre sorunlarının kucağında buldu. Oysa kuşların göç yolları üzerinde önemli bir otel konumunda bulunan Kuş Cenneti gibi bir doğa harikasının herkes tarafından gözbebeği gibi korunması gerekir.”
Ali Kızılay, 2015 yılında, 91 yaşında yaşamını yitirdi.