1927 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesini kuran ve uzun yıllar Başhekimliğini yapan Ordinaryüs Prof. Dr. Mazhar Osman’a (Usman),
Fahrettin Gökay’ın İstanbul’a VALİ olmasını nasıl karşıladığını sormuşlar!
Yanıtı şu olmuş;
“Fahrettin’i iyi tanırım. Benim yanımda işe başlamıştı. Yetenekli ve hırslıydı, bir an önce yükselmek istiyordu.
Sonunda Ord. Prof oldu, ama üniversitede bunun üstünde bir makam yoktu!
Şimdi VALİ oldu. Yakında Milletvekili, sonra da Bakan olmak isteyecek ve sanırım ki olacak. Sonra Başbakanlığa gelmek isteyecek. Türkiye’de bu da olasıdır. Siyasetin en yüksek makamı Cumhurbaşkanlığıdır, belli olmaz Cumhurbaşkanlığına da getirilebilir. Ama durmaz ki!
En son, Peygamber olmak isteyecektir ki, işte o zaman onu yeniden bana yani hastaneye getirecekler…
Siyasette, akıllarını kiraya veren Küresel Çete elemanları, içeriğini kimsenin bilmediği (AKP’li Bakanlar bile) sözde YENİ BARIŞ SÜRECİNİ Türk Milletine dayatmaktalar!
Başarılı olabilirler mi? Asla olamazlar. Neden biliyor musunuz?
Demokrasi-Özgürlükler, onları hak edenlerin ve gerçek Demokratların yapabileceği bir iştir. Bunlar hırslarını, akıllarının altında tutabilen olgun-kamil insanlardır.
Barış Sürecini gerçekleştireceklerini iddia eden taraflardan bir tarafı
AKP-MHP partileridir. Yani Erdoğan-Bahçeli ikilisidir.
Bu siyasetçiler sizce demokrat mıdır?
İkisi de partilerinde BİAT yani şartsız, tartışmasız itaat isterler. Dünyanın hiçbir ülkesinde biat ile demokrasiyi bağdaştıramazsınız. Kendisi demokrat olmayan kişi, asla demokrasiyi getiremez.
Diğer tarafta Bebek Katili ve kanlı PKK Narko Terör Örgütü var. Ulus Devleti, Üniter yapıyı reddeden, Türk Milleti demekten kaçınanlar ve onların siyasi ayağı olan DEM Parti var.
Beraber yaşamayı, paylaşmayı, birbirine saygı duymayı, gönül bağı kurmayı bilmeyen kişilerin işi değildir, Demokrasi ve Özgürlük!
Peki ne yapacağız?
Önce dürüst, hesap verebilen, yurttaşlar arasında ayrım yapmayan, tüm
Türk Milletini eşit olarak kucaklayacak bir anlayışı iktidar yapacaksınız.
Böyle bir iktidar, sadece bir etnik köken, bir mezhep, bir kültür için değil, tüm yurttaşlar için, ülkemizdeki demokrasinin standartlarını, gelişmiş ülkelerdeki seviyeye çıkaracak çalışmayı ve düzenlemeyi yapacaktır…
Aziz Türk Milleti;
Herkesin etnik kökeni, ana dili, inancı, kültürü onun için onurdur.
Bunları istediği gibi yaşamalıdır. Devlet ise tüm yurttaşlara bu konuda destek olmalıdır…
Şu an ki Cumhur İttifakı denen suç örgütü yönetimindeki Türkiye’de,
bir Diyarbakırlı yurttaşın yaşadığı sıkıntının aynısını ben İzmir’de yaşıyorum.
Sorunu, ancak beraberce çözeceğiz.
DOĞRU Parti deneyimli YEREL ve GENEL MERKEZ kadrolarıyla bu özlemi gerçekleştirecek tek partidir.
Dediklerimiz yapılmazsa, millet olarak Bakırköylük olacağız. Mazhar Osman bizi kurtarır mı, bilemem…
Sağlık ve başarı dileklerimle 10 Mayıs 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
