Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)

Tarih: 16.03.2021 00:00

ANDIMIZ RESMEN KALDIRILDI

Facebook Twitter Linked-in

88 sene önce söylenmeye başlanan andımız resmen kaldırıldı. Andımız neden kaldırıldı? Amerika andımızın kaldırılmasını isteseydi? Ey Amerika işine bak. Bizim işimize karışma denilirdi.  Çözüm sürecinde terör örgütü istedi diye.  Andımız,  ne mutlu Türküm diyene,  T.C. kaldırıldı.  Pekiyi çözüm sürecinden bir netice alabildiniz mi?  

Alamadığınıza göre o kaldırdıklarınızı neden tekrar yerine getirmediniz de inat ederek andımızı kaldırdınız.  Milli eğitim bakanlığı 2013 senesinde çıkardığı bir yönetmelik ile andımızı kaldırmıştı.  Türk eğitim sen bunun üzerine Danıştay da dava açmıştı. Danıştay  8. Dairesi de 2018 yılında andımızı kaldıran yönetmeliği oy çokluğu ile iptal etmişti.

Milli eğitim bakanlığı bu kararı temyize etti. Temyiz üzerine dosya Danıştay idari Dava Daireleri kuruluna geldi. Kurul Milli eğitim bakanlığının itirazını oy çokluğu ile kabul ederek. Danıştay  8. Dairenin yönetmeliğini iptal eden kararını kaldırdı. Bu yönetmeliği kaldırmak için buraya 7 kişi ataması beklenmiş.  7 kişinin atanması ile çoğunluk sağladıktan sonra karar verilmiş. Artık okullarda andımız okunmayacak. Andımız kaldırmak için bu kadar uğraşmışlar.

Milletin sorunları ile bu kadar uğraşılmıyor.  Bu andımızın okunmasının kaldırılmasını isteyen Terör örgütünün isteğini yerine getirmek için.  Çok uğraşmışlar.  En sonunda emellerine nail oldular.  Bu kadar uğraşmalarının sebebi. Türk kelimesinin ve Atatürk isminin geçmesidir.  Bizim kitabımızda Türklük yok diyenlerde emellerine nail olmuşlardır.  Bu Türk düşmanlığını anlamak mümkün değil. Belki hatırlarsınız o çözüm sürecinde terör örgütü Türk kelimesi anayasadan çıkarılsın dediklerinde. Yine rahmetle analım ölenin arkasından kötü konuşulmaz.  

Burhan kuzu şunu söyledi.  “Ülkede Yahudiler ve Rumlar olduğu müddetçe anayasada Türk kelimesini kullanamayız demişti”. Bunlar birisinin sayısı 15 bin öbürünün sayısı 20 bin. Bu iki etnik gurup göz önüne alınıyor.  Bu ülkedeki 60 milyon Türk bu iki etnik guruba feda edilmek isteniyor.  Andımız bu ülkeye milli şuura sahip nesil yetişmesinin aşısı idi.  Çocuklar milli şuura sahip olarak yetişiyordu. Milli şuura sahip olanlar. Vatanına, milletine sadık olarak yetişiyordu. İktidar nasıl bir nesil yetiştirmek istiyordu? Dinine ve kinine sahip çıkacak nesil yetiştireceğiz demediler mi?

Dinine sahip çıkacak nesli anladık.  Bu dinine sahip çıkacak neslin yetişmesini bizlerde isteriz. Fakat kinine sahip nesli anlamamıştık. Meğer kinine sahip çıkacak neslin ne olduğunu da son senelerde anlamaya başladık.  Türk ırkına, Atatürk’e düşmanlık imiş. PKK ile barış sürecinin bize çok zararı oldu. Hem maddi hem manevi zararı olmuştur.  Doğudaki yerleşim yerlerine yer altlarına patlayıcı düzenekleri kurdular. Bunları yaparken orduya PKK ya operasyon yapmayın talimatı verilmişti. O dönemde güney doğu Anadolu illerinin valileri ile içişleri bakanı Ankara da bir toplantı yaptı. O bölgenin sorumlusu bir generalde toplantıya davet edilmişti.  General içişleri bakanına “Bu PKK militanları şehir ve köylerde dolaşıp duruyor. İzin verirseniz onları buralardan def edelim” diyor. 

İçişleri bakanı “sakın öyle bir şey yapamayın barış sürecine zarar verirsiniz” diyor. Barış sürecinin başlamasını teklif eden iktidar. Hem barış süreci başlatıyorsunuz.  Hem de Terör örgütüne taviz veriyorsunuz.  Şimdi HDP’nin kapatılması için Fezlekeler hazırlandı. HDP Milletvekili Pervin buldan.  Bir şeyler söyledi. “Barış sürecinde bize verdiğiniz tavizleri” açıklarım dedi.  Terör örgütü istedi diye. Andımızı kaldırmadınız mı?  Ne mutlu türküm diyene ibaresini kaldırılmadı mı?  TC’ler tabelalar dan kaldırılmadı mı?  Daha bilmediğimiz neler var. Allah bilir. Saygılarımla.

Türkiye laikti, laik kalacaktır.  Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türkvarlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

                                                        16– 03- 2O21 Mustafa KOÇAL


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —