Hukuk sisteminde Savcılar, Anayasa ve Yasalar çerçevesinde görev yaparlar. Temel görevleri, kamu adına soruşturma yapmak, delilleri toplamak, iddianame düzenlemek ve mahkemede kamu davasını açıp
yürütmektir.
Savcılar, adli yargılanma hakkına saygı göstermek, tarafsız olmak ve hukukun üstünlüğünü gözetmekle yükümlüdürler.
“Avcı Savcılar” hukuki bir terim olmamakla birlikte, Savcıların görevlerini yerine getirirken sergiledikleri kişisel üslubu, azmi ve yöntemleri tanımlamak için kullanılan, kamuoyundaki algıyı yansıtan bir ifadedir…
İster “Avcı” ister “Normal” Savcı olsunlar, bir Savcıda mutlaka bulunması gereken anlayış, onun “Hukuk nosyonuna” yani, hukukun temelinde yatan ahlaki, etik ve felsefi prensipler hakkındaki doğru düşüncelere sahip olmasıdır.
Siz, mülakat denen ahlaksızlığa saparak, sizin gibi düşünen, demokrasiye-pozitif hukuka-insana saygı duymayan bir taraftarınız militanı, veya bir yobazı, veya İstanbul Anadolu Başsavcısının dediği gibi “Rüşvetsiz iş yapmayacak birini, Savcılık makamına getirip, o kürsüye çıkartıyorsanız, “Siz, dünyanın en aşağılık işini yapıyorsunuz” demektir. Bunu yapanın, yaptıranın iki dünyası da kayıptır…
Kendimden örnek vereyim!
Biri, “Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı” tarafından incelenen bir yazımdan kendisinin küçücük kafasıyla çıkardığı sonuca göre ben; “Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik suçunu işlemişim!”
Diğeri; Milli Savunma Bakanlığının şikayeti üzerine, “Genelkurmay Başkanlığının saygınlığını zedeleyici ve onur kırıcı davranışlarda bulunmak” suçunu işlemişim!
Halbuki iki yazımda da şu soruyu sormuştum! Sn Genelkurmay Başkanı;
15 Temmuz’da iki silahsız askerimiz, köprüde kafaları kesilerek katledildi.
Neden bu cinayetleri soruşturup, katillerini yargıya teslim etmedin?
Bu soruyu sormamak, darbe girişimini engellemeyen, Askerlerine sahip çıkmayan, çapsız Komutanları aklamak olurdu! Sorduk, Savcılara göre,
“Belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılması istenen” bir suçlu adayı olduk!
Tabii ki, bu Savcılarla hem mahkemede, hem de HSK’ya şikayet ederek uğraşacağız. Siyasi sorumluluk aldığımızda ise, AKP veya FETÖ tarafından
Türk Yargısına sokulan bu militanların tamamını Yargının dışında bırakacağız…
Dünyada “Kötü niyetli veya hedef alan şekilde yapılan kovuşturmaları düzenleyen Savcıların Yargı denetimine tabi tutulduğu sistemler kurulmuş!
“Predatory Prosecution” dedikleri olaylarla yine hukuk içinde mücadele ediliyor!
Gelelim İmamoğlu soruşturmasına;
Daha önce, AKP’nin militanı olmuş, verdiği kararlarla taraf olduğunu göstermiş, AKP tarafından SİYASİ GÖREV olan Adalet Bakan Yardımcısı
yapılmış ve sonradan İstanbul’a Başsavcı yapılmış birinin yaptığı adalet işlemi baştan sakatlanmış demektir.
Atadan, dededen CHP’li bir arkadaşımın oğlu, İBB’deki görevi nedeniyle yolsuzluk iddiasıyla tutuklandı.
Ben zaman zaman arkadaşımla dertleşirken, oğlunun Genel Müdür olmasına rağmen hala kendisinden maddi destek istediğini söylerdi!
55 yıldır tanıdığım bu aileyi, değil bu Savcı, MHP desteğiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olan kişi de iddia etse Türk Milleti için içi boş bir isnattır, fos ’tur, fos…
Güç suistimali, bir yargı mensubu için affedilmez bir suçtur. Hesabı sorulmaz mı? Namuslu kişiler ülke yönetimine gelirse öyle bir sorulur ki,
“Kuvvetler Ayrılığı” prensibiyle tanınmış Montesquieu bile şaşırır…
Sağlık ve başarı dileklerimle 04 Haziran 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
