Dışarıda bahardan kalma bir hava var.
Söyle Bandırma rüzgârı
Benim yüreğim niçin hala sonbahar.
Gelişi istenmeyen mevsimler gibi içim
Cebimde hüzün bazlar
Heybemde hacı yatmazlar
Kalbimde telaşlı yalnızlıklar
Dudaklarımda oturmuş
Kederden zindanlar
Söyle Bandırma Rüzgârı
Açmaz mı baharı savurduğun küskün anahtarlar?
Rüzgârlara istifa dilekçesi yazmıştı oysa ruhum
Bir sen kalmıştın bana esen, içime dolan
Söyle Bandırma rüzgârı
Sende terk eder misin beni
Olur, musun yalan?
Benim kadar sende mi alışamadın hayata
Sendemi yıpratıldın azala azala
Gözümden akan çaresizlikler
Dileniyor denizin maviliklerine
Bir iyot kokusu ısırıyor
Gecenin karanlığında kederlerimi
Söyle bandırma rüzgârı
Tonlarca acılar yüklendi mi senin de sırtına?
Hüzün ele geçirmiş bak sahil şehrimi.
Tüketiyorum yastık altı yaptığım saf gülüşlerimi
Çatısı delinmiş hayallerimin panoramasında es delice
Süpürelim sonbahardan kalan yaprakları sessizce
Tut elimi haydi Bandırma rüzgârı
Üstüme yaftalanmış yağmurlardan sonra
Gökkuşağı çıkaralım
Gökyüzünün her metrekaresinde
Güneşle dans edelim
Attığım her adımda dolan belime
Gez saç tellerimde
Haydi, Bandırma rüzgârı
Bandırma’da
Marmara’nın sularından
Ruhuma çocukluğumun
Deniz maviliklerini giydirelim.
TÜLAY ÖNDER 24 EYLÜL 2014