Bandırmaspor ‘un 5 hafta galibiyeti yok, Keçiören’in de 4 maç galibiyeti yok ve puan cetvelinin ortalarında gezinen takıma hem de kendi sahamızda 2-1 mağlup olduk.
Evet yazının başında da mecburen sordum “Bandırmaspor nereye?”
Bandırmaspor ‘u son yıllarda hiç böyle aciz durumda görmemiştim…
Oyunun daha başlarında Masudi birkaç kez kaptığı topla sanki kaleye kadar gidecek topla beraber kaleye girecek gibi…
Burada Mulumba’yı aradım; o anında en müsait arkadaşına atardı topu..Hal böyle olunca ilk yarı az kaldı geçen yıl sattığımız Dembele’nin şutunu Zafer çok iyi kurtarmasa daha erken mağlup olacaktık. Keçiören bizden daha oturaklı bir takım görüntüsündeydi. 2 topumuzun direkten dönmesi şansızlıktı.. Ama işte işi şansa bırakmayacaksın direkten dönen toplara puan vermiyorlar!..Yani özetle bu gün Bandırmaspor ‘u göremedim.
İkinci yarı Ankara takımının 10 kişi kalması ve son 10 uzatma dakikalarında beraberlik şansımız vardı ama dikkatsiz 2 oyuncumuz takımı birden 9 kişi bırakıverdi…
9 dakika olan uzatma dakikaları da tükeniyor, hakem nerdeyse düdük çalacak o sırada korner atacağız topu atmaya giden yok…
Peki bu durumda nasıl galip gelecektik ki?
Herşeye rağmen haftaya telafi edileceğine inanıyorum…
Teknik direktör de iki maçtır cezalı tribünde… Önceki yazılarımda konu etmemiştim ama şimdi söyleyeyim…
Mustafa Hoca; sen geminin kaptanısın; sizin ne işiniz var tribünde?