Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Güney Marmara Koordinasyon Merkezi, eski ismi Bal-baks yeni ismi On On adlı kafenin, eski yeri sahil bandından yeni yeri Güney Marmara Koordinasyon Merkezi (eski tarihi Ortaokul binası) önüne taşınması sonrası basın metni yayınlayarak; gazete ve sosyal medyada paylaşılanların aslında gerçeği yansıtmadığını, oradan taşınmanın hava koşulları ve şiddetli rüzgarlar nedeniyle olduğunu belirtip, kalıcı bir yer bulunduktan sonra yeni yerine geçeceklerini duyurdu.
Eyvallah, güzel.
Madem basın, gerçeklerden uzak haber yapıyormuş, biz de Büyükşehir Belediyesine soralım.
Siz; On On kafeyi A noktasından B noktasına,
Güney Marmara koordinasyon merkezi önüne taşımadınız mı?
Taşıdınız. Bu mu gerçek olmayan haber?
Biz; olumsuz hava koşulları ve rüzgar nedeniyle yeni yerimize geçici olarak geldik, kapalı alan bakıyoruz diyorsunuz.
Tamam da taşındığınız yeni yer, rüzgar ve yağmurlara açık değil mi? Peki, şimdi ne değişti?
Kamuoyu baskısı olmasaydı bir süre sonra kafeyi, kapalı hale mi getirecektiniz?
Biz; Büyükşehir Belediyesi olarak, hemşerilerimizin istekleri doğrultusunda hareket ediyoruz diyorsunuz. Doğrudur. Öyle de olmalıdır.
Peki, hangi hemşerilerinizin talepleri doğrultusunda buraya taşındınız? Kafe için kalıcı bir yer arayıp bulmadan geçici olarak bu kadar masraf yapmanın, gereği var mıydı?
Şahsen üzüldüğüm ve vatandaş olarak hayal kırıklığına uğradığım bir gelişme daha yaşandı.
Siz yeni yerinize taşınmadan üç gün önce bu bölgeye yeni çim ektiniz. Taşınma sonrası çim ektiğiniz yerleri kazarak, taş döşediniz.
Hangi hemşeriniz böyle bir istekte bulundu ki, siz bu isteği koşulsuz yerine getirdiniz?
Hem borcumuz çok, paramız yok diyeceksiniz hem de parayı düşünmeden, taşınmadan; plansız, programsız harcayacaksınız!
Bu paraları cebinizden mi harcıyorsunuz? Yoksa harcadığınız biz vatandaşın parası mı?
Siz bir iş yaptınız. Basın da halkın sesi olarak yapılanın yanlış olduğunu yazdı. Bunda bu kadar alınılacak, basını suçlayacak ne var? Sosyal demokrat hoşgörü ve belediyecilik anlayışı bu mu?
Bakın biz sizin – sözde - ucuz kahve satmanıza karşı değiliz.
Ancak, eski Başkan Yücel Yılmaz tarafından tarihi Orta Okul binasının elimizden alınıp, Güney Marmara Koordinasyon merkezi yapılmasını daha kabul edememişken, bu bölgeye OnOn prefabrik kahve dükkanınızı kamuoyuna sormadan, bir gecede apar topar getirmenize karşıyız.
Gecekondunuza karşıyız. Görüntü kirliliğine, çevreyi zapt etmenize karşıyız. Baskıcı tavrınıza karşıyız. Biz yaparız olur mantığına karşıyız.
Çünkü bu yaptığınız AKP belediyeciliği ve biz, tam da buna karşıyız.
Olmuyor!
Bu yaptığınızla, tarihi dokumuzu ve kent estetiğini bozuyor, kenti çirkinleştiriyorsunuz. Artık Bandırma ile bilek güreşine girmeyin, kaybeden siz olursunuz.
Sulh yapın.
Bir kere daha belirteyim ki, basın olarak biz olanı, yaşananları ve gerçeği yazdık.
Bu gerçekler sizi neden rahatsız etti? Biz, yerel basın olarak, hiçbir çıkar gözetmeksizin gerçekleri yazmaya devam edeceğiz.
Çünkü öznemiz ‘Bandırma’…
Sizler halka hizmet için aday oldunuz ve seçildiniz. Hizmette kusur olursa, bu elbette eleştirilir.
Biz kurumsal ya da kişisel değil, Bandırma’nın yaşanabilir çağdaş bir kent olması için çalışıyoruz.
Eleştirileri de, yapıcı gözle bakın, saygı duyun. Bu durum hem size hem de partinize yararı olmayacağı gibi bu şehrede zararı olur. Kaybeden Bandırma olmasın. Bu şehir hepimizin.
Bizimle değil; birikmiş dağ gibi Bandırma’nın sorunlarıyla uğraşın.
Her taraf işgal altında. Su ve ulaşım zamları vatandaşın canını acıtıyor. Trafik facia. Halen daha hastane, üniversite ve yurt hatları ayrılmadı. Öğrenciler ve hastalar aynı otobüste yolculuk yapıyor. Ortak tarifeye geçilmedi!
Siz bunlara son verin. Çareler üretin. Kent nefes alsın. Otopark ve çöp sorunları çözüme kavuşmuş değil! Bunlara odaklanın. Cumhuriyet meydanı ve civarı, sevgi yolu adeta motorsiklet istilasına uğramış durumda. Buna çareler üretin. Bu şehir ile bilek güreşini bırakın!
31 Mart yerel seçimlerinden önce bu sorunları biliyoruz, çözeceğiz dediniz ve söz verdiniz.
Biliyorsunuz değil mi? O zaman bu sorunları çözün.
On On cafenin kent estetiğini bozacak şekilde, tarihi Orta Okul binasının estetiğini bozacağını bile bile oraya getirilmesinin ne anlamı olabilir?
Bandırma kent kültürüne, bilincine sahip bir şehir. Denizi, martıları ile özgür bir şehir. Bandırmalılar baskıyı sevmez. Aldatılmayı ve ihaneti de unutmaz. Çalışanı da bilir, takdir eder ve alkışlar…
Son olarak bir şeyi daha belirteyim.
Tarihi ve kültürel yapılarıyla öne çıkmış kentler ve kentlerin bu özelliklerini parlatmış belediye başkanlarını, hepimiz yakından tanıyor ve biliyor ve saygı duyuyoruz.
Şimdi sorsam, kalkıp Safranbolu’nun tarihi dokusuna evlerine, kültür mozaiği ne dokunabilir misin?
Ya da Beypazarı’nın kültürel alanını, meydanlarını, elinizde kazmalarla delik deşik edebilir misin?
Hayır…
O zaman bu şehrin sayısı üçü beşi geçmeyen tarihi ve kültürel yapılarını, dokusunu, mimarisini bozmak için neden uğraşıyorsunuz? Anlamsız işler neden yapıyorsunuz?
Sayın; Büyükşehir ve Bandırma Belediye Başkanları. Çatışma istemiyoruz. Siz yarım kalmış işleri tamamlayın, yenilerini yapın. Bu şehre değer katarak, gelecek nesillere yaşanabilir bir Bandırma bırakalım.
Bu ara, On On kafeyi nereye koyacağınızı halka sormadınız. Bu kez yeni, kapalı ve kalıcı yer için artık halka sorun. Çünkü sizin de belirttiğiniz gibi katılımcı sosyal demokrat belediyecilik bunu gerektirir.
Size kolaylıklar diliyorum, hayırlı işler.
Küçük bir not. Basın metninde, Büyükşehir olarak kahvemiz “dünya standartlarında” diyorsunuz ya!
Yok değil.
Orasını biraz abartmışsınız!
Can Emre