Mesleki Yazılar – I
John Steinbeck’in okuduğum bir kitabında şöyle yazıyordu. “Öncelikle gerçekleri belirleyip, o gerçekler üzerinden uzlaşmalıyız. Sonra hep birlikte bir yol yürümeliyiz” Bugün kaybettiğimiz aslında tek şey Nobel ödüllü yazarın söyledikleridir. Gerçekleri belirleme aklımızın kaybolmuş olmasıdır. Gerçeklerin yerini çoktan gerekenler almıştır. Bunun getirmiş olduğu can sıkıntısı her yeri olanca hızıyla sarmıştır. Virüs baş edilemez derecede bütün gerçekleri esir almıştır. John Steinbeck’in sözünden yola çıkarak bir çoğumuzun bildiği hikayeyi farklı bir şekilde kurgulamak istedim.
Günümüzde hepimizin her gün şahit olduğu, hemen hemen her yerde karşımıza çıkan bir davranışı kısa bir hikaye ile anlatacağım. İçinde yaşadığımız Dünya’da maalesef ki, makbul olan, üstün görülen, sıkça da baş tacı edilen iki insan davranışı egemendir. Çok iyi duyanlarla, çok iyi görenlerle hemen hemen her yerde sıkça karşılaşıyoruz. Tabi birde canı sıkılanlar var bunların arasında. Bunca duyanların, bunca görenlerin makbul görüldüğü bir yerde sizce canı sıkılanlar olmaz mı? Tabi ki olur. O zaman başlayayım hikayemize. Hikayenin sonunda her zaman olduğu gibi kararı sizler vereceksiniz. Hepimizin gemileri aslında avuçlarımıza sığacak kadar küçük, okyanuslar ise zor ve çetin…
Limanda bekleyen yolcu gemisine tayfa alınacakmış. Bir gün geçmiş, iki gün geçmiş, üç gün geçmiş. Liman iskelesine gelen giden olmamış. Kaptan, ikinci kaptanı yanına çağırıp, bugün süren doluyor. Akşama kadar tayfaları bulamaz isen, gemi kalkacak ona göre demiş. İkinci kaptan telaştan güvertede, bir sağa, bir sola koşturup limana biran önce bir kaç tayfa gelse diye dualar etmeye başlamış. Ancak gelen giden olmamış. Akşam olmuş, kaptan güvertede telaşlı halde bekleyen ikinci kaptanın yanına gelmiş. Yarım saatin kaldı artık demir alıyoruz değip arkasını dönüp gitmiş. Derken tesadüf bu ya son dakika limanda üç kişi görünmüş. Aylak, aylak limanın başındaki yoldan yürüyorlarmış. İkinci kaptan bunları görünce bir telaş yapmış sormayın. Hemen el kol işaretleri ile üç kişiyi geminin yanına çağırmış. Bekleyecek zaman yok, bize tayfa lazım, siz bu işi yapar mısınız? diye tepeden iş teklifini indirmiş. Sonra sözlerini şöyle bitirmiş. Ancak birinci kaptan iki kişi istedi, bana iki kişi lazım demiş…(devamı var)