John Donne’nin bir şiiri ile giriş yapayım yazıma:
“İnsan ada değildir
Bütün de değildir tek başına
Kıtanın bir parçası
Okyanusun bir damlasıdır
Bir kum tanesi bile alıp götürse
Deniz, Avrupa küçülür
Sanki kaybolan bir burunmuş
Dostların ya da senin yurdunmuş gibi
Bir insanın ölümüyle eksilir mi bu
Çünkü…Bir parçasıyım bu insanlığın
İşte bu yüzden hiç sorma çanların
Kimin için çaldığını
Çanlar senin için çalıyor…”
Çanlar, acının ve ölümün duyurusu için çalar. Bizde de ezan okunur acı acı. İnsanın acısıdır bu duyurular, bu sesler, yakarışlar.
Var oluştan bu yana yıkımlar, acılar, savaşlar, ölümler eksilmedi bu dünyadan. EŞİT olmayan yaşam koşulları, değişen dünyanın taşıdığı şartlar, yaşamın doyumsuz varlığı insanı hep çatışmalara sürükledi.
Savaş hiç eksik olmadı insanlık tarihinde.
X X X
İnsanlık tarihine bakınız.
Çanlar hep birileri için çalmıştır. Küçük kent devletlerinde başlayan çatışmalar, büyük toplulukların yer aldığı devletlere, imparatorluklara kadar her çağda, başka ülkelerin zenginliklerini ele geçirmek, sömürmek, inanları tutsak etmek amacıyla savaşlar yaşandı.
İnsanlık tarihi, savaşlar tarihidir.
X X X
İnsan da bu ekonomik savaşlar içinde, kendi özgürlüğünün savaşını vermiştir. ÇANLAR HİÇ DURMASA DA, EZANLAR HİÇ SUSMASA DA, insan özgürlüğü için, kul-köle-mürit olmamak için direnmeye, savaşmaya devam ediyor.
BARIŞ ve İNSANLIK ADINA…
X X X
Hadi son söz olsun.
KENDİ KENDİNİN EFENDİSİ OLMAYAN HİÇ KİMSE, ÖZGÜR DEĞİLDİR.