Bugün size yine, Bandırma yerelinde, CHP’den söz edeceğim.
Bildiğiniz gibi, CHP Bandırma ilçe örgütü, önümüzdeki günlerde yeni ilçe başkanını seçmek için kongreye gidecek. İki değerli ilçe başkan adayı var. Halen başkanlık görevini sürdüren Mehmet Atak ve Av. Merve Polat. Her ikisi de bu göreve yakışır. Başarılar dilerim. Karar, tabii ki CHP delegelerinin…
Ancak, konunun başka önemli bir yanı var.
Her iki başkan adayı da, basın toplantıları düzenleyerek adaylıklarını açıkladılar.
Merve Polat’ın basın toplantısında şu nokta dikkatimi çekti.
CHP’nin eski Bandırma ilçe başkanlarından Ömer Lütfi Kayalar, Selim Panç, Hüseyin Çeri, 15 yıl, aralıksız olarak Bandırma Belediye Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Ozan Onur da, Merve Polat’ın toplantısında hazır bulundular. Bu eski başkanlar, daha sonra Mehmet Atak’ın toplantısına katılmayarak, “taraf” olduklarını gösterdiler.
Türkiye’deki siyasi ortam uygun olsa, bu duruma demokrasinin gereği, “parti içi çok seslilik” olarak bakabiliriz. Ancak siyasi ortamın böylesine sancılı olduğu, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, CHP’li belediyelere bu kadar zulmettiği bir dönemde, CHP Bandırma ilçe örgütünde yaşanan bu dağınık görüntü ve “kayıkçı kavgası” çok üzücü.
Oysa bu ortamda, CHP’li eski ilçe başkanlarına düşen görev, bir adayın yanında saf tutmak değil, “birleştirici” olmaktı. Bu eski başkanlar, CHP Bandırma ilçe kongresine tek ilçe başkan adayı ile gidilmesi için her çeşit baskı unsurunu kullanmalıydılar. Ama onlar, bunu yapmadılar ve belki de istemeden, “parti içi bölünme”nin paydaşı oldular.
GELELİM SEDAT PEKEL’E
Şimdi gelelim, bu partinin oylarıyla, bir dönem milletvekilliği, iki dönem ise Bandırma Belediye Başkanlığı görevinde bulunan Sedat Pekel’e…
O da, Merve Polat’ın adaylığını açıkladığı toplantıda boy gösterdi. Pekel, Bandırma Belediye Başkanlığı koltuğunu içi yanarak bırakmak zorunda kaldığı “Dursun Mirza sendromu”ndan kendini bir türlü kurtaramıyor. Bu toplantıya da katıldı ve zaman zaman, kendi kendine garip hareketleriyle dikkat çekti. Politikayı hep kendi çıkarları için kullanmayı yeğleyen Pekel, zaten CHP’de hiçbir zaman saygı duyulan, danışılan, sözü dinlenen bir “ağabey” olamadı. Bu nedenle Pekel’den “birleştiricilik” beklemek, umutsuz bir vaka!
Pekel, bugün bile milletvekili veya belediye başkan adayı gösterilse, “Artık yaşım ilerledi, istemem” demez.
Sözün kısası, CHP Bandırma ilçe örgütündeki bu dağınıklık bir an önce giderilmeli. Yoksa işler iyi gitmez!
DEMOKRAT OLMAK
Eleştiriye açık, demokrat insanları seviyorum.
Gazetecilikte büyük katkılarını gördüğüm, duayen gazeteci-yazar Nail Güreli, bir gün bana, “Eleştirdiğin kişi eğer sana küsmüyorsa ve arkandan konuşmuyorsa o kişi, gerçek demokrattır” demişti.
Bu demokrat kişilerden biri de, gerçekten sevip saygı duyduğum, Bandırma Ticaret Odası’nın önceki başkanı Âdem Yılmaz’dır. Âdem Bey, Bandırma Ticaret Odası Başkanlığı görevini yürüttüğü iki yıl boyunca Odayı ve Bandırma’yı başarıyla temsil etti. Herkese güler yüzle yaklaştı. Zaman geldi, bence yanlış gördüğüm bazı davranışlarını yazarak eleştirdiğimde, bir an olsun kırgınlığını veya kızgınlığını hissetmedim. Çünkü beni çok iyi tanıyordu. İnanmadığım bir konuda, kimsenin etkisi altında kalmadan, art niyetsiz, sadece kendi düşüncelerimi yansıttığımı biliyordu.
Âdem Yılmaz’ın tutumu böyleyken, ne yazık ki, eleştirilerden yararlanmak yerine, “Bu yazıyı yazman için seni kim kafakola aldı?” yorumunu yapan veya devekuşu gibi kafasını kuma gömerek görünmediğini sanan, aynaya bakmayarak, eleştirilere sosyal medyadan, ünlü sözleriyle yanıt verdiklerini düşünenler de var, kentimizde…
Ne diyelim, demokrat olmak kolay değil!
