Yurdumun en değerli varlıkları olan şairlerini yitiriyoruz bir bir. Önce Ülkü Tamer, ardından Refik Durbaş.
Refik Durbaş´ın en bilinen şiirlerindendir Çırak Aranıyor. Zülfü Livaneli tarafından bestelenmiş ve ölümsüzleşmiştir.
ÇIRAK ARANIYOR
Elim sanata düşer usta
Dilim küfre, yüreğim acıya
Ölüm hep bana
Bana mı düşer usta?
Sevda ne yana düşer usta
Hicran ne yana
Yalnızlık hep bana
Bana mı düşer usta?
Gurbet ne yana düşer usta
Sıla ne yana
Hasret hep bana
Bana mı düşer usta?
Herkesin para hesapları yaptığı, bambaşka şeylerle uğraştığı bir dünyada sessiz sedasız bu dünyadan çekip giden şairlerimiz...
"...ey serseriliğim, ey anılarımın ahşap kraliçesi, şarabı sev, tütünü incitme, beni de unut artık." diyerek şiirlerinde teşbihi beliğ, teşbih ve istiare sanatlarını bol bol kullanan insan." denilmiş Refik Durbaş için...
Zamanın birinde gittiği Azerbaycan gezisinde,
"Biz şiire pek bir önem veririz, bizde her beş kişiden üçü şairdir." diyen Azerilere "Bizde de her üç kişiden beşi şairdir." diyen Aziz Nesin´di değil mi?
Bizde şiire pek bir önem verilir, çok emek verilir. Her zaman her yerde her durumda çoluk çocuk yaşlı genç şiir yazan insanlar bizim insanlarımızdır. Biz şiir geleneğinden, sözlü kültürden gelen bir toplumuz öyle değil mi?
Duydunuz değil mi Refik Durbaş´ı da yitirdik. Yaşayan en önemli şairlerimizden birini daha yitirdik? Duydunuz değil mi? Ve hala yaşayan değerli şairlerimiz var bilmem adlarını vermeye gerek var mı? Biliyorsunuz değil mi?
BARIŞ KOYUN ÇOCUKLARIN ADINI
Oyunu sever bütün çocuklar
birdirbir, uzun eşek, körebe
bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez
oyun sözcüğünün halkların dilinde
(Oyun koyun çocukların adını)
Savaşa karşıdır bütün çocuklar
kışın: kar altında her sabah
tükenip erise de solgun nefesi
yazın: göğsü sırmalı fabrikalarda
çarkları döndürse de yoksul alevi
savaşa karşıdır bütün çocuklar
nice ölümlerden geçmişlerdir
nice rüzgârlar içmişlerdir
gelincik tarlası çocuklar
(Emek koyun çocukların adını)
Gökyüzünün penceresinden şimdi
bir kuş havalansa
kanat çırpınışlarında
hayatın yağmalanmış sevinci
- Kuş uçar rüzgâr kalır
(Sevinç koyun çocukların adını)
Uzay denizlerinde şimdi
bir balık ağlasa
gözyaşı billurlarında
yüz bin umut kıvılcımı
- Alev uçar nazar kalır
(Umut koyun çocukların adını)
Çocuk bahçelerinde şimdi
bir çiçek açsa
hüzün sevince dönüşür
sevinç çiçeğe
- Ölüm uçar çocuklar kalır
(Mutluluk koyun çocukların adını)
Barıştan yanadır bütün çocuklar
sabah: kuşatılmış bir toplama kampında
ayrılığın tepsisini okşasa da elleri
akşam: yıldızların mor orağıyla
sessizliği devşirse de yetim öksüz sesi
barıştan yanadır bütün çocuklar
nice çığlık emmişlerdir
nice korku gezmişlerdir
yürekten hisli sevmişlerdir
güvercin harmanı çocuklar
(Devrim koyun çocukların adını)
Barışı sever bütün çocuklar
beştaş, saklambaç, elim sende
bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez
barış sözcüğünün halkların dilinde...
(Barış koyun çocukların adını)... diyen de odur.
hep taze tuttum sevincimi,
avluda diz boyu kar,
elimde kır çiçekleri... diyen de odur.
Yazıya çiziye gönül vermiş bir insandır Refik Durbaş. Erzurum´un Pasinler´inde doğmuştur.
sessizce ilişti masaya.
beyaz peynir söyledi, çoban salata
bir küçük rakı, karanfil.
tadımlık bir hüzün söyledi.
tadımlık bir yalnızlık.
bir sevda herkese,
bir kara sevda kendine... diyen de...
gitti. sevdama
sığınak oldu
son elvedası.
bir yanım
yağmur kokusu
bir yanım
karakış uykusu...
Su, önce küçüğün sonra büyüğün, söz ise yaşayan ve yaşamayan ve ölümsüzleşen tüm şairlerimizin olsun...