Çocuklarımızı Kim Ateşin İçine Atıyor?
Kimse kendisini ateşe atmaz, ailesinin, çoluk çocuğunun cehennemde yaşamasını kimse istemez. Yine de insanlar kendilerine bir cehennem yaratır ve onun ateşinde kavrulurlar ne yazık ki...
Bir tehdit oluşturmadığınız sürece, insanların çoğunun içinde bir iyilik eğilimi olduğuna inanırım ben.
Bu iyilik tohumu büyümeden hoyrat ellerde kurutuluyor. Bundan dolayı tarihe baktığınız zaman insanoğlunun savaş, zulüm, işkence belalarından hiçbir zaman kurtulamadığını görürsünüz.
İnsan bu kanlı tarihe bir çocuk gözüyle bakabilse şaşırır: Toplumların niye durup dururken kendilerini ateşe attığını anlayamaz.
Dünyanın bu çirkin yüzünü anlamlandırmak ancak bir yetişkin olmakla mümkündür.
Beyni kutsal kavramlarla yıkanmış ve kafası hurafelerle doldurulmuş bir yetişkin. Hiçbir zaman inandığı şeyleri sorgulamaya yanaşmayan bir yetişkin...
Yetişkinlerin çoğu, çocuklardan aptaldır; yani aptallaştırılmıştır. Çünkü eğitilmişlerdir.
Eğitim aslında bir fabrikasyon insan yetiştirme mantığında yapıldığında insanlar tek tipleşir, aptallaşır, sorgulamayı akıl etmez.
Adolf Hitler Almanya’yı ve dünyayı büyük bir savaşa sürüklemeyi aklına koyduğu zaman ne yapmış biliyor musunuz: Alman çocuklarını savaş fikrine alıştıracak oyuncaklar imal ettirmiş. Milyonlarca kurşun asker döktürmüş. Bu askerler bir savaş karargâhındaki çeşitli durumları gösteriyor. Sadece çarpışan askerler yok bunların içinde.
Cephe gerisi de var. Kimitraş oluyor, kimi akordeon çalıyor, kimi askerler de dev uçak pervaneleri taşıyor. Bunları gördüğünüz zaman dehşete düşüyorsunuz.
Savaş denilen o korkunç delirmeyi ‘’normal’’ ve ‘’sıradan’’ bir hayat sahnesi haline getirmek için şeytani bir zekayla her şey inceden inceye düşünülmüş.
İnceden inceye çocukların beyninde savaş normalize edilmiş.
Peki bizi savaşa kim hazırlıyor? Yıllardır televizyon ekranlarından örfümüzü adetimizi ayaklar altına alan, silahların eksik olmadığı, öldürmenin keyif verdiği dizileri kim veya kimler yayına koyuyor? Aldatmayı, yalan söylemeyi meşrulaştırıp, yasak aşkın meyvesi diye insanları aldatmaya özendiren sistemin arkasında kim var? Yıllarca sağ-sol diye bu milleti birbirine düşüren,kardeşi kardeşe öldürten sistemin arkasında kim var? Şu partili, bu partili diye milleti birbirine düşüren sistemin arkasında kim var peki? Televizyon ekranlarında aydın diye çıkarılan kişilerin toplumu ayrıştırma, kutuplaştırma ve kavga ettirmek için saatlerce yorumu yapması kimin eseri? Başı açık- başı kapalı diye bu milleti birbirine kim düşman yapıyor? O partili bu partili diye milleti birbirine kim düşürüyor? Sokak ortasında insanlar birbirini neden öldürüyor? O öldüren insanlar zamanında çocuktu ve çok masumdu onları kim eğitti? Kim o ateşin içine attı? Bizim Adolf Hitler’imiz kim?
Bu çocuklara küçük yaşta kini, nefreti, savaşı kim öğretiyor? Hiçbir canlı türü birbirini yok etmezken, insanoğlu kitle halinde öldürmekten zevk alıyor.
Bizim çocuklarımızı kim öldürüyor?
Bizim çocuklarımızı kim eğitiyor?
Bizim çocuklarımızı neden kavga ettiriyorlar?
Eğer biz bu sorulara cevap vermezsek, gelecek nesilleri de aynı karanlığa sürükleyeceğiz. Çocuklarımızın masumiyetini korumak ve onları daha iyi bir geleceğe hazırlamak için hepimize büyük görev düşüyor. Bir çocuk masumiyetinde yeni bir dünya inşası için hepimiz taşın altına elimizi koymalıyız.
Eğitimci Yazar
Soner Atabek