Rifat Serdaroğlu (SERDARCA)


CUMHURİYET DÜŞMANI HACILAR!

CUMHURİYET DÜŞMANI HACILAR!


Hacı, yaklaşık dört yıl Belediye Başkanlığı yaptı.
Sonrasında Belediyeyi hiç bırakmadı. Genel Başkan-Başbakan-Cumhurbaşkanı-Dünya Lideri (!) oldu ama İstanbul Belediyesini hiç bırakmadı! Bu arada Halife de olmak istedi ve bunun için Belediye kesesinden, içinde 60 Bin kişinin aynı anda namaz kılabileceği Cami de yaptırdı! Fakat, en başta Araplar, sonra Sarıkafa Delisi onu sattı.

Hatırlar mısınız? Bir ses kaydında TOKİ Başkanını nasıl fırçalıyordu; “Kardeşim sana söylemedim mi, kupon araziler benim diye?
Ha söylemedim mi? Nasıl verirsin benden habersiz yahu?”

İstanbul’da ki müteahhitler çok iyi bilirler ki, Hacıdan habersiz imar planı değişmez! Özellikle kupon arazi ve dikine yükselen binalar için!

İstanbul’daki yüksek kulelerin tamamına yakınının yapımı için yandaşlara izin veren Hacı şunu söylüyor; “Ben dikine değil yatay olan binaları severim. Ama bu aç gözlü müteahhitler daha fazla
para kazanmak için, İstanbul’u mahvettiler!”

Bu sözü söyleyen Badem, şunu da yapmalıdır;
2002 yılından bu yana yapılan yüksek binaların tamamının imar değişiklerinin kamuoyuna açıklanmasına izin vermek…
Delikanlılık ve dürüstlük lafla, palavrayla olmaz. Açıklayın bu imar değişikliklerini, görelim bakalım kim dik olanından, kim yatay olanından hoşlanıyormuş…

Erdoğan, İstanbul için “Bu şehir benim sevdam” demişti!
Erdoğan’ın sevdası tek taraflı bir sevda imiş ki, İstanbul tam üç kez, hem de her seferinde artan oy oranıyla, Erdoğan’ı değil, İmamoğlu’nu sevdiğini hem söyledi, hem de kanıtladı!

Erdoğan reddedildiğini bir türlü kabullenemedi. İstanbul’un hasretinden, Bahçelinin mitilini bile eskitti!
Ne Orhan Gencebay’ın özel konserleri, ne Kibariye’nin şarkıları ve yanağından kesme alması, onu sakinleştiremedi.

Erdoğan’ın İstanbul aşkı gittikçe “Kara Sevda’ya” dönüştü.
Aşkı, sevdası İstanbul’un kendisinden daha genç, daha akıllı, daha yakışıklı birinin nikahında olması, onu çıldırtıyordu.
Yastıklar diken, yorganlar ısırgan otu olmuştu. Uyku, dur, durak kalmamıştı. Ulemadan Hocaların “Bırak İstanbul’u, bak ülke senin” diye verdikleri nasihatleri duymadı bile!

İstanbul’u alamıyorsa, ondan İstanbul’u alan delikanlıyı alacaktı!
Bağımsız Yargı, Kul Hakkı, Dürüstlük, Seçimle gelip seçimle gitmek artık onun için hiç önemli değildi.

Bileğinin hakkıyla, yapılan her türlü hileye rağmen ondan İstanbul’u
alan delikanlıyı zindana attırdı.
Delikanlı, YÜZ gündür zindanda! Savcı iddianamesini yazdı mı? HAYIR.
Peki, Hacı İstanbul’u alabildi mi? Hayır!

Ne olacak bu haksızlığın sonu diye, Halkın Filozofu Bergamus’a sordum! Derin bir of çekti ve, dedi ki;
“Bu zulmü yapanlar, ileride insanların yüzüne bakamayan düşkünler olarak anılacak. Sizler sakın bunlar gibi yapmayın. Bağımsız Yargıyı kurun ve ona güvenin. Devleti yönetirken ölçünüz daima şu olsun:
Çocuklarınızın, komşularınızın, insanların suratlarına başınız dik olarak bakamayacağınız hiç bir işi asla yapmayın. Adil olun. Kazanan sizler olursunuz…

Sağlık ve başarı dileklerimle 28 Haziran 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

YAZARLAR

  • BIST 100

    9404,89%1,12
  • DOLAR

    39,88% 0,28
  • EURO

    46,78% 0,19
  • GRAM ALTIN

    4203,30% -1,23
  • Ç. ALTIN

    6738,60% -1,07
  • Cumartesi 34.1 ° / 16.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.7 ° / 16.2 ° Güneşli
  • Pazartesi 32.4 ° / 15.1 ° Güneşli

Balıkesir

28.06.2025

  • İMSAK 03:42
  • GÜNEŞ 05:36
  • ÖĞLE 13:17
  • İKİNDİ 17:14
  • AKŞAM 20:47
  • YATSI 22:33