İrfan AYDINOĞLU -SİSMİK KALEM

Tarih: 12.09.2016 09:44

DEPREM İSTANBUL´ A YAKLAŞIYOR MU?

Facebook Twitter Linked-in

DEPREM İSTANBUL´ A YAKLAŞIYOR MU? : 6,2 İTALYA VE 5,2 MAKEDONYA DEPREMLERİ NEPAL DEPREMİ´ NİN TETİKLEDİĞİ DEPREMLERDİR.

Hemşerim Nepal nire İstanbul nire demeyin. İlk bakışta mesafeler çok uzakmış gibi görünse de bu uzak etkileşim ve tetikleme olgusu somut bir bilimsel gerçektir. Evren ile mukayese edildiğinde gezegenimiz hatta güneş sistemimiz bile çok küçük görülebilir. Hepimiz aynı gezegeni üzerinde yaşıyoruz ve yer küre tıpkı vücudumuz gibi yaşayan canlı bir organizmadır. Durağan bir cansız gibi görünse de aslında bu organizma bir bütün olarak hareket ediyor  yaşamını idame ettirebilmesini ve gelişimini sürdürebilmesini depremler ve volkanik patlamalar sayesinde becerebiliyor. Kıtaları, okyanusları var edip yok eden, şekillendirip biçimlendiren, kontrol eden operatörler fay hatlarıdır.

/resimler/2016-9/12/0946312060348.jpg

25 Nisan 2015´te yerel saatle 11:56´da meydana gelen 7,9 magnitüdlü Nepal Depremi´ nden sonra bu depremin çok özel coğrafi konumu nedeni ile etkilerinin dinamik gecikmeli tetikleme ( delayed dynamic triggering ) marifeti ile küresel ölçekte çok uzak mesafeleri etkileyeceğini ve paleothetys eklem yeri üzerinde olmamız nedeni ile bu durumun bizi de yakından ilgilendirdiğni söylemiş ve bu konuda " Nepal Depremi İstanbul Depremi´ ni tetikleyebilir mi? " başlıklı bir de makale yazmıştım.

/resimler/2016-9/12/0946485966939.jpg

Aradan geçen zaman içinde haklı olduğum ortaya çıktı. Bu depremden sonra kısa sayılabilecek bir süre içinde Çin´ den Avrupa´ ya kadar olan çok geniş bir alanda ard arda önemli depremler meydana geldi. Önce Japonya, Afganistan ve Pakistan gibi yakın civarında sismik aktivite artışı gözlendi. Daha sonra İran ve nihayet normalde sismik aktivitesi çok az olan Avrupa´ da ard arda depremler meydana gelmeye başladı.

/resimler/2016-9/12/0947061279786.jpg

Paleothetys eklem yeri üzerinde görülen bu hareketlenmenin Dünya´ nın en aktif sismojenik zonlarından biri olan Akdeniz Tektonik Sistemi´ ni etkilemesi yakın çevremizde ciddi depremlerin meydana geleceğinin sağlık sayılabilir. Bu depremlerden biri Ege´ de Santorini Volkanı´ nın güneyinde meydana gelen 4,5 magnitüdlü depremdir.

/resimler/2016-9/12/0947292530214.jpg

Paleothetys eklem yerinin en batı kısmını oluşturan Avrasya levhası içinde kalan levha içi Alp-Himalaya  orojenez ( dağ oluşumu) kuşağı ya da diğer adı Paleothetys eklem yeri sismik olarak hala aktif olup yeryüzündeki depremlerin % 17 si bu eklem yeri üzerinde meydana gelmektedir. Paleothetys eklem yeri Endonezya´dan başlayarak Himalayalar ve Akdeniz üzerinden Atlantik okyanusu´na kadar ulaşır.Son günlerde bu eklem yeri üzerinde sismik aktivite artışı görülmeye başlamıştır. Son İtalya 6,2 ve Makedonya 5,2 depremleri bu durumun somut göstergeleridir. Normalde adı geçen lokasyonlarda bu büyüklükte depremler çok nadir olarak meydana gelir.

/resimler/2016-9/12/0948482219305.jpg

Çok eski devirlerde var olup da şimdilerde çoktan kapanıp gitmiş ( yok olmuş ) okyanusların günümüzde kıtasal kabuk içlerinde kalan izlerine kıtasal eklem yerleri denir. Kapanan bu okyanusların adları kronolojik oluşum sırası ile Paleothetys ve Neothetys, O zaman var olan kıtaların adları ise Gondwanaland ve Avrasya kıtaları olup, okyanusların fayla kapanmaları sonucu oluşan eklem yerlerinin adları ise Paleothetys ve Neothetys eklem yerleridir.

KAFz gibi büyük transform faylar da kıtasal eklem yeri olarak nitelendirilir. Çünkü KAFz gibi büyük ölçekli transform faylar yer kabuğu üzerinde ilk kez oluştuklarında yer kabuğunu yarıp, yırtıp, kırıp kendisini oluşturmak yerine daha önce orada hazır olarak var olan eski kıtasal eklem yerleri ( ki bu yerler bir zamanlar bu okyanus kapanırken yerkürenin en depremsel kuşaklarını oluşturuyorlardı. Şimdiki pasifik çevresinde Ring Of fire - ateş çemberi - diye adlandırılan kuşakta olduğu gibi. ) üzerine beleşçilik yaparak gelir yerleşirler. Nitekim KAFz de böyle davranarak yaklaşık 11 milyon yıl önce Neothetys eklem yeri üzerine beleşçilik yaparak gelip yerleşmiştir.

Ancak eski kıtasal eklem yerleri şimdi artık kapandıkları için aktif tektonik nedenli depremsellikleri tükenip sona ermiş bulunmaktadır. Fakat buna karşın orada hala eskilerden kalmış bir yara izi gibi bir kırık vardır. O kırık ise diğer kırılmamış kıtasal kabuklara oranla daha zayıf zonlardır. İşte bu nedenle bu günün tektonik kuvvetleri bu zayıf zonları depremsel yönden aktif hale getirirler. Yani kıtasal eklem yerlerinin depremleri kendi malı depremler değil ısmarlama depremlerdir.

Yani uzun lafın kısası kıtasal eklem yerleri gerçekte aktif fay hatları olmayıp tıpkı aktif fay hatları gibi davranarak ölümcül depremler üretebilen deprem kaynaklarıdır. İşte şimdi bu deprem kaynakları Nepal depreminin uzak tetiklemesi ile  hareketlenip ciddi depremler üretmeye başladı. Ümit ederim ki bu depremlerden biri Türkiye´ yi etkilemez. Temennilerim bu yönde fakat gerçekler tam tersini işaret ediyor. Zira gerilim biriktirme aşamasının sonlarına yaklaşmış, bu güne kadar verdiği sözleri hep tutmuş, kırılmak için bahane arayan meşhur bir fayımız, depremini bekleyen bir mega kentimiz var.

En son 24 May 2014 tarihinde meydana gelen 6,5 magnitüdlü deprem Gökçeada Açıkları Depremi, Marmara Denizi içinden geçen KAFz nin kuzey kolunun beklendiği gibi doğuda Adalar Fayının kırılması ile değil, batıdaki Ganos Fayı´ nın kırılması ile başlayacağı bilgisini vermişti. Aslında doğudan ya da batıdan, nereden başlarsa başlasın beklenen olası İstanbul Depremi´ nin magnitüdü ve kırılacak fay hattının uzunluğu değişmeyecek.  Kurban Bayramınız Kutlu Olsun.

/resimler/2016-9/12/0945477840816.jpg


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —