sorular sormaya yorgun oldum.
okumaya, iki dudağımı aralamaya da mecalsiz sanki..
bilmem...
değersiz oncaları varken,
değerli tek bir insan olsaydın
içimde.
gitmeseydin.
sensiz de yaşarmışım
sensiz de olurmuşum
gülermişim sensiz günlerde de.
sen özleme, sen üzülme...
senin canın yanmasın zaten...
anmak isterdim seni hatırlarımla...
ve sen ne kadar üzmüş de olsan,
kahretsin,
gün doğarken geliyorsun aklıma,
gün batarken o kızıllıkta buluyorum
senli olan beni...
gözleri dolup boğazı düğümleniyor
sensiz olan benin.
kulaklarım ses duymak istemiyor.
nazım çıkmıyor elimden,
çıkmıyor...
gönlüm yorgun, içim yorgun...
şahitsiz ızdırabım bitirirken beni,
gece, güneşi yutarken, çekerken içine
karanlık hâkim oluyor iki cihanda
iki sonsuz evrene...
kulaklarım değil, içim istemiyor,
dışım istemiyor,
ne ses, ne gürültü, ne insan.
ne güzeldir,
kendisine şiirler ithaf edilen,
sevilen insan olmak...
biz sevilmemişiz üstat...
6. 10. 2024 - SARE