Eğitimci yazar Soner Atabek yazdı


DIŞ GÜÇLER

DIŞ GÜÇLER


Osmanlı’nın çöküş döneminde, İstanbul basınında çıkmış karikatürlerden birine gözüm ilişti biraz inceledim. 

Karikatürde birçok ‘’ecnebi’’, eski Osmanlı tebaası bazı halklar da içinde olmak üzere bavullarını hazırlamış, seyahate çıkıyorlar. 

Türkler ise birbirlerini boğazlamakla meşguldü.

Karikatürün altında, ‘’Herkesin medeni milletler cemiyetine doğru yola çıktığı, bizim hala birbirimizi gırtlamakla meşgul olduğumuz’’ yazıyordu.

Eski vakanüvisleri ve yazarları okursanız, halimizin her zaman böyle olduğunu görürsünüz.

Bence, ‘’Türk’ün Türk’ten başka dostu yok!’’demek yerine, ‘’Türk’ün Türk’ten başka düşmanı yok!’’ desek daha doğru olur. 

Elbette birçok düşman var da hiçbiri Türklerin Türklere verdiği kadar zarar veremiyor. 

Hani derler ya "Bir Türk dünyaya bedel iki Türk bir işe yaramaz." o hesap.

Dostoyevski’nin dediği gibi; Almanlar köprü yapımında ileri ama, bizim gibi semaverde çay kaynatamıyorlar.

Biz de çok iyi tanırız bu duyguyu: gıpta, takdir, kıyaslama ve kendini savunma ihtiyacı.

Bende ne zaman ülkemi savunmaya kalksam, içim buruk bir şekilde anlatacak iyi bir taraf bulamamanın burukluğuyla kalakalıyorum.

Evet! Ülke olarak haksızlığa uğruyoruz.

Ama en büyük haksızlığı kendi kendimize yapıyoruz, daha azını ise yabancılar bize uyguluyor.

Hadi Türkiye’nin gelişmişlik düzeyindeki durumunu, gelir dağılımı adaletsizliğini, insan hakları sicilini, mülteci sorununu, fahiş fiyat artışlarını vb. anladık. 

Bunlara sözümüz yok.

İyi ama hiç güzel bir şeyimiz de mi yok? 

Dünyanın en büyük üç mutfak kültüründen birine sahip olarak, ülkemize gelen yabancı konukların parmaklarını ısırarak kalktığı soframıza ne oldu? 

Fransız mutfağının üstünlüğüne ve Amerikan hamburgerine karşı, ülkemizin her köşesinde pire gibi türeyen Çin ve İtalyan lokantalarını düşünün ve oraya akın akın giden milletimizin selfiler çekip övgüler düzüp sosyal medyalarda paylaşması. Buna Japonların çiğ balıkları suşi, diye yedirmelerini de ekleyelim.

Türk mutfağının ise, Batı şehirlerinin varoşlarındaki ucuz kebapçı ve dönercilerle temsil edilmesi karşısında bu duruma bakıp da bizim yemeklerimiz kötü diyemeyiz.

Baksanıza Japonya insanlara (hem de dünyanın parasına) çiğ balık yediriyor, biz zeytinyağlılarımızı tattıramıyoruz bile.

Kendi ülkemizin çok zengin bir  yemek kültürü olmasına rağmen, yabancı restaurantları tercih ederek kültürümüzü bile yok edenlere ben şimdi ülkemin hangi güzelliğini anlatayım.

Bir taraftan depremler, bir taraftan orman yangınları, çevre katliamı, Erzincan iliç’teki facia, şehit haberlerinin sadece alt yazılarda geçmesi, eski Milletvekili yeni Belediye başkan adayının vatandaşlara ‘’nah’’ çekmesi, bize oy vermeyene hizmet de yok denilmesi, gömlek değiştirir gibi parti değiştirenler, bir tarafta simit alamayan emekliler, kira ödeyemeyen asgari ücretliler, diğer tarafta, purosunu dolarla yakanlar.

 Bizleri yüz parçaya bölüp, kavga ettiren kültürle, ilgilenmeyen, düşünmeyen, sorgulamayan bir sürü insanı kendine köle yapan, sonra da ona parmak sallayan hangi dış güçler oluyor. 

Hayattaki felsefeleri sadece ‘’tüketici’’ olsunlar, okuyan, yazan, tehlikeli sorular soran, adaletsiz düzeni sorgulayan bireyler o yöneticilerin işine gelmiyor.

Bu büyük yıkımın karşısında o gencecik vatandaşlar ne yapsın, yurtdışına mı kaçsın? 

Nasıl kendilerini ayrıştırsın? 

Hayatları okul, televizyon, siyaset, magazin arasında sıkışmış bir kuşağın kaderini nasıl değiştireceğiz?

 

Eğitimci Yazar

Soner Atabek

  • BIST 100

    9724,50%-0,42
  • DOLAR

    35,19% 0,30
  • EURO

    36,73% 0,92
  • GRAM ALTIN

    2968,28% 1,32
  • Ç. ALTIN

    4806,92% 0,71
  • Cumartesi 12.5 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Pazar 6.1 ° / 3.4 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Pazartesi 12.5 ° / 4.2 ° false

Balıkesir

21.12.2024

  • İMSAK 06:49
  • GÜNEŞ 08:19
  • ÖĞLE 13:12
  • İKİNDİ 15:34
  • AKŞAM 17:54
  • YATSI 19:19